Mektubu alanın müessesede bir pardesusu vardı. Onu giydi ve Ert ün hemi hadıseden bahsediyorlardı. haberler mübalâğalı idi, meselâ son ba- sın dâvasında C. H «tahrif etmeksizin» gazetesıne verdıgı için mahküm olan İbrahim Cüc nun da böyle bir mektup aldığı bıldı rılıyordu Halbuki Cüceoğlu, memleketi Trabzona gitmişti, Ankarada de- yokt m böyle bir hareketın dogu— racagı aksulamelı Prof. Nihad Erim pekâlâ hesaplayabilirdi. Gazetelerin — açtıktan yaylım ateş üzerine, Halkçı kendisini müdafaa etti. Sanki, — yapacak başka şey varmış gibi.. İş bununla kalmadı. Mektubu alanlardan Faruk Taşkıran tazminatını talep etmiye gittiğinde bizzat Nihat Erim kendisini kolundan tutup odasına götürdü e yapıyorsunuz, canım dedi.. Ne bu çocukluk' Ben bu neviden mek- tupları herkese yazdım: Maksadıın kad- rodan iki kişiyi tasfiye edip, — onların maaşlarım sizlerin maaşınıza ilâve et- mekti. Bak, sen Cemil Saidin çıkardığı Son Havadiste de çalışıyorsun. Bunu ıstemıyorum Hem de Cemil Saidin ga- . Kızacak, alına ak ne vardı? Mukavelenın feshının izin menfaatini- ze olmadığım nereden çıkardınız? Biraz Halkçı burada ilân alır Bedelini alan : Erim AKİS. 9 EKİM 1954 YURTTA OLUP BİTENLER Halkçı burada basılır Neşriyatı bekleseydınız ya.. Bakınız, hemen bü- gaz r bu meseleyı ele aldılar. Nıçın fırsat Verıyoruz » Faruk Taşkıran bu nutka pek ziya- de hayret etti. Cebinde bulunan mek- tupta <«.. gazetenizdeki çalışmalarını- zın kıymetli hatırasını daima taze tu- tacağımızı sevgi ve saygılarla — teyid ederiz> deniliyordu. Bir insana — bun- dan başka rü yol verilebilir. miydi? Üstelik mukavelenın feshedileceği — de açıkça söyleniliyordu. aşılmıştı ki —Halkçı gazetesinin sahibi sevmediği bazı gazetel rde —me- selâ Son Havadis'te, meselâ de çalışan muharri lerını katen sahiplerinin eline geçen iki mek— Ancak gazetecilerin Ni- mukavelelerinde bun- ların başka yerde iş alabilecekleri hu- susu tasrih edilmiştir. Hak ve kanun, mağdurların tarafındadır. Mukavele sa- rihtir. Pror. Erim eğer bu maddeyi de- ğiştirmek — istiyorsa, bunu pekâlâ ve açıkça söyliyebilirdi. Fakat, işte, bahis mevzuu olan Ni- had Erimdir ve muhalefetin talihsizliği Nihad Erim gibi bir zatın muhalefet içinde işgal ettiği mevkidir. Yalnız mu- halefetin değil, memleketin de... Z ra bır gazete sahibinin, gazetesinde kimselerin işlerin k rim g tesinden iki kişiyi de çıkarabilir, on iki kişiyi de, yirmi iki kişiyi de.. Nitekim Nihad Erim otobüse de binebilir, tram- vaya da binebilir, sağa da bakabilir, so- idare eden : Erim la da bakabilir, ev de alabilir, ev de satabilir.. Bunlar kendisinin bileceği is- lerdir. Hiç kimse karışmaz. Hattâ Ni- ad Erim menfaatini de herkesten faz- la düşün ebılır hattâ Nihad Erim bir ticari dehaya sahip te olabilir, hattâ Nihad Erim bır takım kombınezonlar da çevirebilir. Meselâ —yaptığı gibi—, «Yeni Ulus» u çıkarırken bunu bir gün şahsına maletmek — düşüncesini akimii köşesine — yerleştirdiğinden eski <<U1us» me nsuplanyle imzaladığı muka Veleye «eğer Nihad Erim gazetesinin ismini değiştirip — faaliyete devam eder: bu hükümler kazanmaz; sinde altı sa sayfa ilânla çıktıgı çok olmuştu ilâ Bütün bunlar hep kendısının bılecegı ışlerdır Kendisinden başka hiç kimseyi alâkadar etmez. Hattâ ve hattâ gazetesını kapamamak şartiyle bir vermek için gazetesini kapaması ken- disine — teklif edilebilir. — Bunlar, olur! Tekrar ediyoruz, bunlardan dolay da ancak kendisi mesuldür. Ama, eğer gazetesınden iki kişiyi çıkarıp onların maaşlarını otekı arka— daşları arasında — paylaştırmak bu suretle Ikçı ensuplarının başka yerlerde çalışmalaıına mak maksadiyle giriştiği bir hareketi ızah için lâfa «Gerçek bir demokrasinin te- bir gazete için emniyet kalmadığını elemle müşahede etmiş bulunuyoruz» diye başlarsa ona sadece ve sadece mu- halcfete ıhanet ediyor denir. İşin en acı Z tarafı ise memleketteki durumun hakık ten bu olmasıdır. Öyle anlaşılıyor ki, Niham Erim bu durumla ücadele decek yerde, bu durumdan- şahsı meselelerini — hal için istifadeye kalkmakta, kendisine bahane olarak bunu kullanmakta, bir bakıma vaziyet-