TİYATRO Küçük Sahne Kolejliler Revüsü tlas sinemasının yanında, Küçük Sahne'ye giden koridorun kenarın- daki Kulıs lokali o akşam — görülmeye değeri bütün masalar ta- n dolmuştu; «her kafadan bir ses dedıklerı gibi, herkes aynı — dedikodu- nun bir başka köşesinden tutmuş ha- bire çekiştiriyordu. Mamafih «cümle- nin maksudu bir,,,» Sayın bayanlar, Barın önü ve idi. Hamfendiler, ha nımlar, B eyfe ndıl er, — beyler şer'ler kokorozlu şapkalar yörler, acele ile yenen alaminüt ye- mekler ve zincirleme dedikodu İokali lebalep doldurmuştu «A monşer üçüncü zil çaldı...» sözünü kim söyledi bilinmez, — fakat yaydan, çıkan ok gıbı bır anda herkes Hele küçük sahne'nin kimler yoktu ki... Hemen bütün tiyat roperveran! 30 Eylül günü akşamı günlerden- berı sanat muhitini meşgul eden bir uamma nihayet çözülüyordu, — zir. Kuçuk Sa hne de başrolü kOlCJ mezunu, bir hanım tarafından — temsil edilen William Shakespeare'in Hamlet facia- sı başlamıştı. Bu temsildeki — hususiyet - sadece Hamlet rolü ile Ofelyanın ve diğer ba- zı rollerin bir takım bazı — kollej me- zunları tarafından oynanmasından iba ret değildi. Küçük Sahneye Hamleti sıgdırmakl bir mucize yaratacak olan uhsin Ertugrulun da mahareti mev- zubahisti. Onun için fısıltılar hem ant- rakt'larda, hem de temsil boyunca uza yıp gitti. Davetli — seyircilerin — bu derece merak etmekte hakları vardı. ği gibi Hamlet, daha manında ılk defa başlı — başına bir tetkik konusu oldu Hamlet deli mi, akıllı mıydı” Hamlet Ofelyayı sevıyor mu yoksa in- tikamına alet etmek için mi öyle gö- rünüyordu? Hamlet babasını çok sev- diği için mi amcasına kin besliyordu, yoksa annesine duyduğu sapıkça his- lerden doğan kıskançlık saikasıyla mı hareket ediyordu? Ham ütün bunlar hakkınd bu güne kadar ileri sürü iddiaları — tetkik ederek seyırcıler kendı görüşlerini tes bit edebilirlerdi ama mesele o kadar la bitmiyordu. merika oleji — mezunlarından bir kaçının baş rollerini temsil — ede- cekleri Hamlet'te prens Hamlet rolü- 30 nü gene Amerikan koleji mezunların- dan bir hanım oynuyordu. — Ofelya da yeni bir kolejli idii ama mühim olan tabii Hamletti. Kulis'teki muayyen zümre ile bir- likte Küçük Sahne tiyatrosunu tama- miyle dolduran seyirciler n he- men perdenin arka tarafındakiler ka- dar heyecanlı idiler. Perde açıldı ve üçüncü bölümün sonunda yerde rine kapandı. zün kaplamıştı. n beş cesedin üze- Seyırcılen derın bir hü- Bu facianın tesiri idi, Nur Sabuncuoğlu Dişi Hamlet a Hamleti temsil etmek — suretiyle aratılan facianın! Yoksa eserin değil. üçük Sahnenin bu teşebbusu bü yük bır hayal kırıklığına — müncer ol- muştu. Zihnilerinde çeşitli sualler be- liriyordu: «Allah Allah» «Muhsin Ertuğrul «Bir kolej sahnesinde bile mazur gö- rülmeyecek mizansen hataları ile do- lu ve üstelik Prens Hamleti, Leartes'i bulunmayan bir kadroyla Muhsin Ertuğrul senelik arakadaşlığı ıle ogundugu Ham leti tanımasın mümkün Muhsin Ertuğrul da, onun kadar okuduğunu anlayan herkes de bilir ki, Hamlet kolay kolay temsıl edilemez. r - içi hususi kabiliyet ve meziyetlere ihtiyaç ardır. Sah neye konulmak için, tam ola- ifade yanlışları ile Bu sebeple rejisörü tarafın- anlaşılmamış — olduğu intibaını uyandırıyordu. UÜstelik Agah Hün, Mü cap Ofluoglu, — Lâle raloğlu ve Cahit İrgat'dan başka şahıslardan hiç- biri rollerinin — kalıbına — giremedikleri ve hele Hamlet ile Leartes çok silik kaldıkları için rejisörün — isabetsiz rol tevziatının bu faciayı yarattrgma hük- mediliyordu. Biz Muhsin Ertuğrul gi- bi değerli bir tiyatro adamımızın, al- tıncı defa sahneye koyduğunu iftihar— la beyan ettiği bu Hamlet'i anlıyama- dığımızı itiraf ederiz. ahne eserlerınde 1fade Vasıtaları ta da Kral, Polonius, kralıçe ve oyun- iki grup arasında büyük bir sevıye farkı müşahede — edilmektedir. e, beş kaliteli repertuvarına yaraşır bir Ham- let temsil etmek istiyen küçük Sahne- nin Hamletini, en az. ikinci gurup aya i etmeli ve bir sanat harikası — olmadıkça, — ilk defa sahneye çıkan bir hanıma prens Ham- letin ağır yükü verilmemeliydi. Bu hiç â ğ rejisörün lerde bulunmak bızzat o sanatkâra kö tülük etmek demekt Bu arada, Münir Özkul'un kendi anlayışı ile başaracagına inandığımız mezarcı rolünün de, soytarılaştırılma- sının vebalini - kime — yükleyeceğimizi devam bu yaz Gülhane parkında uçuk Sahnede — Hamlet ederken, insan gayri ihtiyari, Bahar bayramında, emektar bir vodvil üstadımızın temsil ettiği «Hamlet komedisi'» ni düşünü- yorda; <«Komedisi oluyorda Revüsü neden olmasın» diyı Toprağı bol olsun Shakespeare'in! Küçük Tiyatro Tanrıdağda tiyatro ziyafeti R eşat Nuri Güntekin ceplerini araş- tırdı ve sigara paketini bulup çı- kardı ama açmadı, sigara çıkarmadı, gözlerini sahneden ayırıp kutuya bak- madı bile, gayriihtiyari — bir hareketle kutuyu aldığı yere bıraktı. Salonda al- kış devam ediyor, perde açılıp kapanı- AKİS. 9 EKİM 1954