YURTTA OLUP BİTENLER şarttır. vereceğimiz şeyin, him — olmamasıdır ki, Başvekılımızın üzerine agırlaştırmaktadır Adnan Menderesin sahada kuvvetli, fakat iktisadi ve malı sahada Almanyaya borçlu bir memleketin Başvekili olarak Bonn'u zi- yaret etmekte bulunduğunu hatırlamak, Bizim bu seyahatte Almanyaya istediğimizden mü- heyetimizin ve duş yükü bir takım ham hayallere , düşmemek için şarttır. Almanlar, hazırladıkları programa «görüşme» Bunlar, tabıatıyle goruşmeler» di. ve Dr. Adenauerın ıştırak meler. Bunlarda teferruata esa! slar üzerinde bir mutaba mak İi nıldı Siyasi taraf üzerinde da- ha az durud er Başveki- limize Londrada varılan anlaşma hak- kında izahat verdi ve Al için iki gün koymuşlardı. <<yuksek seviyedeki d hususunda Türkiyenin — düşüncelerini öğrendi. Zaten Almanlar bu niyetlerini açıkça izhar etmişler ve Almanyanın en büyük gazetelerinden Allgemeine Zeitung» bir yazısının so- nunu <<Batı Almanya gelecekte A T. Ü. müttefiki olan Türkiye Cumhurıyetı ıle yanyana bulunmaktan büyük b nuniyet duyacaktır» diye bıt Bizim ha için asıl hayati olan taraf iktisadi görüşmeleri Iman şansölye- si Ankarayı ziyaret ettiği zaman yanın- de çok sayıda mutehassısla beraberdi ve iyı «dokümante» idi. ihayet, ne isteyeceğini, u: Almanya, Tür- iyenin kalkınmasında rol alsın. Tıpkı, Amerikanın bilhassa Birinci Ci H binden sonra Alman alkınmasında al- dıgı rol gibi... Yâni, maye ve çalış- a gücü ile.. Envestısman kur up tek- nısyenler göndermek suretiyle (Ameri- ka, bunlardan sadece birini yapmıştı). Glârüşmelerin havası — «anlayış havası» oldu. Başvekillerin konuşması kısa sür. dü ve pek seyrek oldu. Dr. Adenauer son derece meşguldü. Fakat Başvekili- mensu da Alman meslekdaşlarıyle go— tetkiklerde bulunuyorlardı deres, daha yola çıkarken b ütehassısların kendı iyle beraber dolaşmalarının şart olmadığını söyle- miş, işlerine bakmaları lüzumunu ha- tırlatmış, hattâ bir kısmının — heyetin nüşünden sonra da orada kalabilece- gını bildirmişti. Seyahat bu bakımdan da istifade- i oldu. Şimdi, elle tutulur neticelerine in- tizar ediyoruz. Hükümet Vekil olmayan muavin azetelerde tebliğ çıktığı zaman, hayret edenler çok oldu. Tebliğde, rüşüyorlar Adnan Men KAPAKTAKİ VEKİL: Sıtkı Yırcalı 947 yılında siyasi (artlar muha- lefet için ağ Muhtelif yer- lerde baskı hareketlerine girişilmiş- ti. Muhalefet elindeki tek çareyi kul- lanıyor, sesini millete — tertiplediği mitinglerle, toplantılarla duyuruyor- Bu toplantılardan birisi Balıke- sir'de yapıldı c da! şara duy Söz yet ka yıtsız şartsız mılletındır » dıye bitirdi i tekrarlamağa i. Binlerce halk bir amentü gibi «Hâkimiyet kayıtsız şartsız mil- letindir.» diye hep bir ağızdan ba- . Bu ses, bu toplu haykırış bü- tün vatanın sathına bir kaç günde yayıldı, — toplantılardan sonra, ayni şekilde bir sesleniş, bir an'ane halini aldı. Bu amentuyu memleketın sathı- ki Balıkesır ll Başkanı Sıtkı Yırcalı bugün Ekonı akanıdır. 1908 de Balıkesir'- İlk tahsili orada yaptı, Kabataş lısesını bıtırdı İstanbul Hu- kuk Fakültes zun oldu ve Fransada doktorasını verdi. 1936 da Maliye Müfettişi oldu ve siyasi ha- yatının başlangıç tarihi olan 1945' e kadar b azifede kaldı. Siyasi ha- yat ile bırlıkte avukatlığa başladı, Balıkesırde D. P. nin kuruluşunu te- meşhur tâbirle ezcümle şöy deniliyor- du: Başvekile Milli Müdafaa Vekili Ethem Menderes, Hariciye Vekiline de Başvekil Muavini Fatin Rüştü Zorlu vekâlet edeceklerdir. Kıymetli ve pek dırayetlı Harıcıye Vekilimiz üstad Prof. Fuad Köprülü'ye Fatin Rüştü Zorlu'nun vekâlet etmesın— den daha tabit bir şey bulunamazdı. Başvekil muavini bu işi, uzun aylardan beri sık sık yapmaktadır Fakat Adnan Menderes Almanyaya giderken, kendi- sine vekil olarak Milli Müdafaa Vekili- ni niçin seçmişti? Gerçi iki devlet ada- mının soyada aynıydı ve «Başvekil Men- deres» demekle «Başvekil Vekili Men- deres» demek bazı 1şler1 kolaylaştırırdı am p bu muydu? Zira Başvekilin, ka b d b avini b lunuyordu. Başvekıllere yokluklarında muavinleri— nin vekâlet etmelerinden daha tabii ne bulunabilir? Fakat hayır, Fatin Rüştü Zorlu sadece Hariciye Vekiline vekâlet etmekle vazifelendirilmişti ve Başveki- le Ethem Menderes vekâlet edecekti. Gerçi ateş olmıyan yerden duman çıkmadığı bir atasözüdür ama, Öküzün altında buzagı aramak da aynı vasfi taşır. Ateş yar m bilinmez tabit. Bilinı hal Ankara siyasi çevrl de —h politikaya meraldi sosyetede— bir ta— min etti. 1948' de Demokrat Parti Genel İdare Kurulu üyeliğine seçil- di, ayni vazifeyi yapmaktadır Iktı— dar değiştikten sonra, Güm ve ekel Bakanlığına getırılınceye ka— dar Meclis Reis Vekıllıgı Vazıfesını deruhte etti. Bir buç üm- rük ve Tekel Bakanlıgında bulun— duktan sonra, İşletmeler Bakanlığı- verildi ve son olarak Ekonomi ve Tıcaret Bakanlığına tayin olundu İki çocuk sahibi olan Sıtkı Yır- calı'nın karısı da politika ile ilgilidir, Yırcalı ile ayni politik anlayışa sa- hiptir. Sıtkı Yırcalı'nın babası, Yırcalı da politika ile uzun meşgul olmuş, İttihat ve Terakkı Partisinin mensubu olarak çalışmış, mücadelenin — başlangıç yılla— rında, Balıkesir'de kurulan — Kuvay!i Mıllıye heyeti merkezinde idare he— yeti âzalığı yapmıştır. Şükrü Yırcalı, İzmirden kaçan Necati ve Vasıf Bey— lerle birlikte mücadeleye girmiş, düş- mana karşı silâhliı on üç aylık ilk mücadelenin birinci sınıf elemanla- rından birisi olmuştur. Ekonomi ve Ticaret Bakanı Sıt- kı Yırcalı bugün Hükümetin en ağır ve mesuliyetli vazifesini üzerine al- mıştır.. Diğer Bakanlık vazifelerin- deki muvaffakiyetinin, Ekonomi ve Ticarette de görülmesi şayanı temen- nidir. Şükrü kan dedikodulara yol açtığıdır. İddia edildiğine göre bazı vekillerin Fatin Rüştü Zorlu'nun Başvekil vekâletinden alınacakları endişesi mülâhaza — olun- muştur. Hele bunların arasında bir ta- nesinin, kendini Başvekilin hakiki ve- kili saydıgı ve Başvekıl muavininin em- Ti altına — girmek istemiyeceği — ısrarla söylenmektedir. Halbuki Milli Müdafaa Vekili Ethem Menderes bu neviden itirazlara yol açmıyacak bir hüviyete sahip bulunduğundan — onun Başvekil Vekaletı vazıfesıne tayini daha münasip görülmüştür dogrusu istenilirse — bizde Başvekillere mutlaka muavinlerinin ve- ya yardımcılarının vekâlet etmesi ge- rektiği hususunda yerleşmiş bir teamül yoktur. Başvekil, günün icaplarına ve parti 1ç1ndekı vasiyete göre kendisine bir vekil tayin etmek edir. Meselâ eski Saglık Vekili Dr. Ekrem Hayri Ustun— bu vazifeyi verdıgı olmuştur. Mesele dedikodu yaratırken <«Ve- kile vekâlet» mevzuunda yeni bir tayin çıktı. Gümrük ve İnhisarlar Vekili E- min Kalafat yurt dışına çıkacak ve ken- disine Maliye Vekili Hasan — Polatkan vekâlet edecektir. Zaten Hasan Polat- kan dışarıya çıktığı zaman da Maliye vekili Vekâletini Emin Kalafat deruh- te ermişti. AKİS. 9 EKİM 1954