DÜNYADA OLUP BİTENLER Adenauer - Churchill Avrupalılar anlaşıyor Avrupa Yağmur-Güneş -Yağmur-Güneş. Clıma gecesi Londra radyosunu din- eyen adamın yüzü güleçti. Dokuz- lar — bir anlaşmaya varmış gibiydiler. Nihayet, Batı dünyasını ayıran Alman silâhlanması meselesi halledilmek ü i Radyonun verdiği — haber- ler insanı tam bir iyimserliğe sevkedi- yordu Silâhlanmanın belli başlı mute- rizi. Fransa uysallaşmışa — benziyordu. Her şey yolundaydı. İşler, bir halk ta- biriyle, tıkırında gidiyordu. Fakat Tadyo meraklısı adamın çehresi, Cumartesi günü öğle vakti de- ğişti. Haberler fenalaşmıştı. — Dokuzlar anlaşamıyorlardı. Batı dunyasını ayıran Alman silâhlanması yeni bir çık i. Bildirildiğine göre ça Ti Sılahlanmanın : belli başlı muterizi ceğinden endişe ediyorlardı üstü radyo dinleyicisi daha da bedbin bir tavır takındı. l-lariciye Vekilleri sabahleyin anlaşamadıkları gi- bi, öğleden sonraki celsede de ihtilâf- larını halledememişlerdi. Hava karışık- tı. Bulutluydu. Güneş bir türlü çıkmak bilmiyordu. rıyordu. Gerçi toplantıların en mühim simalarından — biri olan Alman Başba- 16 kanı Dr. Adenauver Bonn'u ziyaret edecek Olan Türkiye Başveki- lım karşıl amak üzere memleketine dön- mecburıye indeydi ama, belki ça- lışmalar bır gün daha uzayabılırdı Radyo dinleyicisinin yüzü, — tekrar güldü. B B C. tatlı haberler veriyor- du. Dokuzlar nihayet anlaşmaya var- mışlardı. Alman silâhlanması meselesi halledilecekti. Vekiller yirmi — dakika ıçınde uyuşmuşlardı. Greenwich ayariy- le 17.40' da toplanmışlar, 18' de dagıl— mışlardı Ama, bu pek ıstıfadelı bir yir- mi dakika ola ak kı, meselelere uzlaş- ma havası verebilmişti. Gece son bir toplantı yapılacak ve işler tamamıyle düzelecekti Bir kısım radyo dinleyicileri, ağız- larının tadım bozmamak için son neşri- yatı dinlemeyip yattılar. Bir kısmı ise beklediler. Merak ediyorlardı. Konfe- ans yeniden çıkmaza girecek miydi, O bir müsbet netice ile sona mı zara karmakarışık bir manzaraydı. Fakat sabreden dervişler muradla- rına erdiler. Londra radyosu, neşriyatı- nı iyi haberlerle tamamladı. Geceki toplantı sonunda dokuzlar tam bir mu- tabakata — varmışlardı. Almanyanın si- lâhlanması meselesinde mi? Yok canım. 21 Ekimde Pariste yeni bir konferan- sın toplanması hususunda! Tebliğde «anlaşma» denilen buydu. Hattâ anlaş- ma da denilmiyor, bu kelime de kâfi görülmüyordu da «tam anlaşma» ter- resmen kibi kullanılıyordu. İhtimal ki, bunun daha fazla tesir yapacagı tahmın olun- muştu. Karara gore Fransız başkentinde lng F e AL- manya Haric ye Vekıllerı toplanacak— lar, ertesi de dokuz yeni bir konferansın çalışmalarına başlıyacak— lardı. Niçin? İhtimal Bonn'da konuşmaya devam etmek hu- susunda «tam anlaşma» ya varmak üze- İş, çocuk oyuncağına dönüyordu. ma nedir, AA Batılı devletler kümranlığını iade anlaşmazlık — nedir? Almanyanın — hü- hususunda mutaba— Almanya işgal statü» dan böyle Al manyaya karşı, letlerden farklı muamele yapı tır. Ancak bu, Alma rolsuz bırakılacak da demek değildir. Memleketteki müttefik kıtaları, bu se- fer dost sıfatiyle ikametlerine devam edeceki ve u kıtaların güvenliği ve- ya demi nizamın tehlikeye gır— mesi hallerınde müttefiklere sıkı yöne tim ilânı hakkını veren hükümler mu- vakkaten yürürlükte bırakılacaktır. Fa- kat güvenliğin tehlikeye girdiği sundaki kararı vermek hakkı kime ait olacaktır? Bu, bel' başlı meselelerden biridir ve bır kım eş meselel dır ki tefermat gibi görünmekteyse de Bundan başka Almanya topraklan üze- rinde hangi silâhlar imal edilecek, han- gileri imal edilemiyecektir? Bunu kim kontrol edecektir? Kontrolun bir fayda- sı bulunacak mıdır? Hem bazı silâhla- rın tahdidi duşunuluyorsa diğer Avru- pa devletleri de aynı tahdidi kabul et— mecburıyetındedırler manya yine tam hukumranlıgını kazan— mış — olmiyacaktır. Bütün bunlard n çıkan netice şu- dur : Almanyanın silâhlanması bir za- rurettir. İtalya Brüksel Almanya paktına dahil olacaklar (Paktın diğer azaları : ngiltere, Fransa, Belçıka, Hollanda, Lüksemburg) ve Alman N. A. T. O. çerçevesinde sılahlanacak tır. Yâni Alman silâhlı kuvvetlerı bir formül ile N. A, T. O. andanlığı- nın emri altında bulunacaklardır Bunu temin için de Almanyaya hükümranlığı iade edilmektedir. Fakat, Fransayı ya- tıştırmak için bazı kontrollerin konul- ması da al edılmemektedır Geçen har, da Almı ranlıgı ıade edılırken aynı şekılde tah— ditler konulmuş, cak Almanya kuv- vetlenir kuvvetlenmez bunların hiç bi- ri yaşamamıştı. O zaman da Stressman, şimdi Adenaver'in verdiği gibi teminat vermiş, am, a onun yerine gecenler ları — tanımamışlar, memleketlerinin menfaatını başka yolda görmüşlerdi. e yapmalı ki şimdi Batı Dünya- sının menfaatı tarihin tekerrürüne baş- langıç olacak bir hâdiseyi kabul et- mektedir AKİS. 9 EKİM 1954