RADYO Islahat keşmekeş: eçen Pazar saat 11 ile 11.30 ara- Gazeteciler Lokalinin tele- Kalm mikrofonik —daha — bir ses, — Ankara Bir sırada programı yayınlanıyor du. Rahattı, işlerini yoluna koymuş bir insan edası ile ahizeyi eline aldı : — Müdür bey. Siz den bır rica- Mız, daha dogrusu bır arzu ey, birden Ne münase Sesin sahibi spiker Kemal Katoğlu idi, vazife 11e <<Da1dan dala» programını ida ediyordu. Tabiatiyle, dınleyıcıler programı takıp eden halk, bu «ne münasebet» sözünü işitmediler. Spiker, bu nevi konuşma- larda, karşı tarafın söylediklerini, Müdür bet!» dedi. oğlu'nun biraz duraladığını, şaşaladığı- nı hissettiler, gördüler. Nasıl olabilirdi, ımkanı var mıydı" Radyo Müdürü Mu— nir Müeyyet, daldan dala programında, böyle telefonlu bir maceranın yapıla- cağından haberdardı. Kendisine Müzik Yayınlarını tedvir eden Erdoğan Çap- li —Azra Çaplı'nın kocasıdır— progra- mın ihtiva ettiği esasları — anlatmıştı. Anlatmıştı ama, müdür olarak kendisi- nin de telefon ile aranacağını söyle- memişti. Dinleyiciler, hiç bir şeyin farkına varmadılar. Kemal Katoğlu ile müdü- rün konuşması devam ediyordu. Mü- dür soruyordu : «Ne ıstıyorsunuz, yok- sa radyoda bir arıza mı var?» Spiker Erdoğan Çaplı Her şeyi istiyor devam ediyordu : «— Arıza yok akat sizden soru- yoruz, programın tatbiki sırasında te- edeceklerimizin ilki olarak sizi seçtık garp musıkısını mi, şark musiki- sini mi seversin Münir Mueyyet cevap verdi, her ikisini de sevdiğini bildirdi. —Bu ce- vap çok klâsik, çok idareci, çok tenkide uğramış bir cevaptı.— Spiker, müdürü gazeteciler cemi- yetinde o kadar aramış, o kadar meş- gul işareti ile karşılaşmıştı ki, muhak- ker yapıştırdı: boncuk yâni!» sırada bir alaturka sesi, avcı vurma temposu etrafı müdür de telefonu bu şarkıyı bıldıgını söyliyerek kapadı. Hâdise bu kadarla bitmedi. Mü- du, alo, alo, filân denildi. Telefon açıl- madı kapandı inadı tutmuştu, konuş- mak kaabil olmadı. Bu bir buçuk saat- lik program, böyle bir keşmekeş, bir gürültü, müdür ile spiker ve proğramı idare eden Erdoğan Çaplı arasında bir mücadele halinde sona erdi. akat, mesele yeni — başlamıştı. Program — müdürlü; gune getırılmış olan Naci S erez 1şe Vazıy Bir devlet radyosi binleri kışıye dınletmek için gayret e tiği bır programın bu ka- dar gayri ciddi, bu kadar manzara arzetmesi, acınılacak bir hl idi. Hele, Devlet Bakanı ile bir büyü masanın etrafında toplanılmış, radyola rın ıslah edilmesi için tedbirler alın- ş, bu tedbırlerın başında neşrıyat sa- atlerinin uzatılm: yeni programlara ilâve yapıl ması derpış edılmıştı Bu ka- rar alınırkı Sarol, radyo- ların ıslah edılecegınden emin; — radyo müdürleri ise garp ve şark musıkisinde eleman bulamıyacaklarından — endişeli derdi idiler. Fakat, olan olmuş, Dr. Mükerrem Sarol —dıkka[ ediniz, rad- yonun tedavisini bir doktor yapmakta- dır— emrini vermiş, gitmişti. O gün- den bugüne bir daha da radyo idare- sine uğradığı görülmedi. Çünkü Devlet Bakam biliyordu ki, Ankara Radyosu- nun ıslah tedbiri yerindedir, sonra saat 16' ya, gece saat 24' e ka- dar neşriyat yapılması kâfidir. Hele, İs- tanbul Radyosundaki ıslahat bulunmaz derecede enfesti ve güzeldi. Ba radyo— eşriyat — saati uzatılmış vı tek degışıldık olarak ajans haberlerının okunma saati, ra'dakinden ayrı o- larak tesbit edilmişti. rışan bir kara — Radyosunun bünyesinde de degışıklık yapılmak icap ediyordu. Münir Müeyyet Telefonlar işliyor mu? Müdür Münir Müeyyet Bekman yerin- de kaldı, yardımcıları —proğram mü- dürü, yayın şefi ve nihayet müzik ya— yınları şefi— değiştirildi. Müzik yınlarından yerli musiki 1şler1n1 Ragıp anju —radyoda aynı zamanda çalar— deruhte etti, garp musıkısını de genç pıyanıstlerımızden Erdoğan Çaplı üzerine aldı n Çaplı gençtir de- dık radyoda yenılık yapması bekleni- d Fa k k meselelerının h p— smı üzerin, emişi ile aralarında 1htılaf başgosterdı lş— l daha çok karıştı. Mesele yine halle- dilememişti. Program müdürlüğüne Na- ci Serez —eski gazetecile rden iri mişti, müzik yayın şefleri arası ihtilâfın program tatbıkınde sırıtmasını önlüyordu. Ankara Radyosunun — bünyesinden ıslahat değil, ihtilâf çıkmıştı. — Yenilik yaratmak için, iyi bilmek, iyi tertiple- mek, ıyı düşünmek lazımdı Daldan da- la proğramı biraz neşe verir gibi olur- ken, son Pazar bir soğukluk, —üst ma- kama yaranma demiyelim — yaratmıştı. Naci Serez, bu ihtilâftan dogan daha iyi yapma gayreti ve bunun yü- zünden bazı bazı ileri gitme hareketle— rini kesmek için tedbir aldı, daldan da- la programını iyice tesbit etmeden ve görmeden tekrarlatmıyacağını bildirdi. Müzik şefleri arasındaki bu ihtilâf gün- den güne genişlemekte, mâna değiştir- mekte ve programda aksamalar, çekiş- meler olmasına yol açmaktadır. Şefle- rin bu şekilde birbirine düşmesi radyo- yu ıslaha götürmiyecektir Bir rivayeti, hakikat 1mışçesıne kabul ederek, sevin- cimizi söyliye Müzik şefleri bir çekişmeli icraata sön vermedikleri tak- AKİS. 9 EKİM 1954