TIB Beynelmilel temas Bir işaret aranıyor ılletlerarası Tababet ve Eczacılık M Komitesi, sağlık servislerine mah- sus beynelmılel bir işaret hazı rlamaga çalışmaktadır. Bu komitenin çıkardığı bültenin 1954 tarihli beşinci sayısında Fransadan Dr. Yzb. Gillyboef bir işaret teklif etmektedır : Bü apı dikey olan ıçınde Esculape'ın senbolü olan, çoma- ğa sarılmış yılan bulunacaktır. Bunlar altın sarısı renginde madenden yapıla- caktır. Etrafında, kırmızı renkte ve şua şeklinde bölmeler bulunacaktır. tıb sanatının dağılışına ve yay lışına a- lâmettir. Bu merkezi bir fırılda- ğın mihveri dikey olan başlıca dalla- rından birini teşkil etmektedır fırıldağı — sekize bölünmüştü unıversıte senbolüdür. Ruzgar fırıldagı çeperi d meşe ve zeytın yaprakları bu- ü zerine oturtu l uş yararlıkları Zemindeki küre . Mavi porselenden yapılmıştır. Denizleri gösterir. Mavi kı- sım, rüzgâr fırıldağının aralarını işgal eder Fırıldağın geri kalan dört dalı porselendendir. Kıtalara işaret etmektedir. Bu işaretin daha basitleş- tirilmiş modelleri de vardır. Milli işa- ilâveten bu milletlerarası alâ- in Cenevre anlaşmasına dahil bü- tün orduların sıhhiye personeline veril- mesinin ve subay formalarına mecburi olarak konulmasının - büyük senbolik mânası vardır. bir main Amerika Ordu mobil cerrahi hastahanesi (MASH) S on savaşlarda taktik değişmiştir. Ar- tık sınırlar çok seyyaldir. İlerleme- ler süratlidir. Savunma geniş sınırlarda yapılmaktadır. Çekilmeler de çabuk o- labilir.. Amerikan ordusu sıhhiye riya- seti İkinci Dünya Savaşının verdiği derslerden de faydalanarak cerrahi mo- bil hastahanesi (The mobile army sur- gical hospital) kısaca (M ASH) ı yarattı. Bu ünite, iyi yetiştirilmiş, —bol sağlık personelınden teşekkül — etmektedir. Kadrosunda 14 tabib vardır. Bunlardan üçü cerrah, ikisi anestetist, üçü cerrahi İ , biri röntgenci, ıkısı dahiliyeci, baş tabib muavini, er ve ikli 60 yataklı bir hastahane ıçm personelın pek fazla olduğu derhal dik- . Fakat bu hastahaneye gön- gereken ağır bir yaralı olduğunu göz- önüne almak 1lâzımdır. Bu yaralıların fazla miktarda kana, oksijene, akciğer- lerinden yaralı iseler devamlı aspiras- 26 yonlara özet olarak özel ve esaslı ba- kıma ıhtıyaçları vardır. sınırdan 9-22 kilometre kadar gerıde açılır. Normal olarak, ya- ralı, hasta, gazli ve şokeler önce tüme- nin açtığı ayırma istasyonuna (clearing station) gönderilir. O halde MASH'ın bu istasyona yalan olması lâzımdır. Helikopterin — kullanılmağa başlanma- siyle MASH'a bu vasıta ile de daha seri ve direkt olarak yaralılar gelmeğe Helikopterden önce bunlar tahliye zincirine uygun olarak yapılan eski sistem ağır tahliye ve nakillerde yaşıyamıyorlardı. M. emredilen yere geldikten dört saat sonra çalışm a başlar. Aynı süte içinde de yeniden hareke te geçe- bilir. Harekete geçtıgı zaman bır kısmı kurulduğu yerde kalır. Nakli mümkün olmıyan yaralılarla meşgul olur ların — geriye emniyetle mları yapar. basamak şeklinde tahliye diyoru: Savaş hattının çok oynak bulundu— uygun yerlerde yerleşip açılmasına ka- dar, oralarda ödevlerine am eder- ler. MASH'ın iç kuruluşu, araçları ve gereçleri bu gibi bö unme ere, ayrıl- malara, süratle açılıp ki panmalara pek musaıttır K ore savaşları nda MASH'ın bu durumundan Bırleşmış Mılletler ordular büyük fay- dalar sağlamışlardır. Ordumuzda da, bu tipte ve bu an- layışta bir hastahanenin (tamamen A- merikan — malzemesiyle kurulmuş ola- rak) yalnız senede bir defa sıhhiye ma- nevralarında değil, devamlı olarak eği- tini. yapmasının zamanı gelmiştir. Hastalıklar Astma'nın yeni tedavileri kim 1953 de Paris'te Salpetriere hastahanesinde, — ordu sıhhiye reisi General Hugenot ve yedek sıhhiye su- bayları Başkam Dr. Julien Huber ta- rafından tertiplenen ve Prof. Guy La- roche ile Prof. Justin - Besançon un başkanlık ettikleri bir tıbbi askeri konferans toplandı. Sağlık servisinden faal ve yedek bir çok hekimin iştirak ettiği bu konferansın en önemli konu- larından biri Paris Üniversitesi Tıb Fa- kültesi doçentlerınden Claude Laroche' ' un ta ttiği «Astma'nın yeni teda- vileri» adını taşıyan konu idi. Yazar; astma tedavilerinin pek k olduğunu, kendisinin ancak bu alanda elde edi- len yeniliklerden bahsedeceğini söyle- mekte ve konferansına şöyle devam et- mektedir : «Etiyolojik tedaviler arasında Fransa'da hen üz, — desansibilizasyona gereken bü ük Öönem verilmemektedir. Aileni sebeplerinden en mühimmi ola- rak; astına vakalarından üçte birinde, evlerdeki tozlar rol oynamaktadır. Bu arada kuş tüyleriyle hayvan kıllarını da zıkretmek lâzımdır. Bu zararlı allergen— n yok edilmesi baz ola- bılır Ev tozlarına kar: şı uyanan alleı]ı— lerde bu allergenlerle ve gittikçe ar- ve mutad tedbirler alınmak şartiyle bu tedavi tehlikeli değildir. — Pollenlerden ileri gelen allerjik astmalarda da desan- sibilizasyon kullanılabilir. Bunlarda an- tihistaminikler faydalı — değildir. Bronş intanlariyle birlikte bulunan ast- malarda akut hacme sırasında antibi- yotikler kullanılacaktır. Bunlar a pro- filaktik olarak Pasteur enstitüsünün C. C. B. aşısını kullanmak çok faydalıdır, Akciğer sklerozu ıle bırlıkte bulu- d yonu hastanın eskiden tüberküloz ge- çirmiş olmasıdır. Klâsik tretelerin yazdıklarının ak- sine olarak devamlı ve süreğen astma- lar daima tehlikeli ve öldürücü bir has- ü alınmalıdır. fayda vermediği zaman ateş tedavisini (pıretoterapı) buna da direnen vakalar- a A. C. . ve cortisone'ı deneme- lıdır Vakaların % 80' ninde bu sonun- cu hormonlar bir iki saat içinde süre- ğen astmayı dindirmektedirler. maalesef bunların tesirleri de d ve kesin değildir. İlâç kesildikten bir müddet sonra nüksler vukua gelmek— tedir. Aksi gibi ekseriya iki . ü a içinde ortaya çıkan — bu tekrarlamalar öbür tedavilerin hepsine dayanıklı ve inatçıdırlar. i i veya A. C. T. H. kullanmakla gideri- lebilirler. e iyi olarak bir çok haftalar ve aylar yap- mak gerekir. Bu zaman da H. ve cortisone'un uzun boylu kullanılma— sından doğan arızalar ve sürrenal beze- si üzerindeki kötü tesirler ortaya çıkar. O halde bu hormonlar öbür tedaviler- fayda sağlamadığı, astma — şekillerinde muvakkat olduğu, esaslı bir çare teşkil etmedikleri ancak tı iliyle sempto- matik — sağıtma yaptıkları unutulmıya- Dr. E. E. AKİS Hoşunuza gittiyse hemen Abone olunuz AKİS. 9 EKİM 1954