beğenmiyenler ve federasyonların müs- tâkil olmasını istiyenler, bu şekilde dü- şünmektedirler. Bu fikre yanaşanların mütereddit — kaldıkları nokta, birer mahiyet aldıktan sonra federas- yonların mali bakımdan kendilerini idare etmeğe muktedir olup olmıyaca- ğıdır. Bug ünkü hali ile, —memlekette bazı spor şubeleri diğerleri ile kıyas edil- miyecek — derecede güdük kalmışlardır. Hatta varlıkları ile yoklukları bir gibi- e her sene bu gibi federasyonların klâsik faaliyetlerine devam ettirebilme- leri ancak Beden Terbiyesi teşkilâtının büyük yardımı ile mümkün olmaktadır. kütlesi, seyircisi yoktur, ri, tekn hocaları da yok— tur. Bunlara teşkılatın yardımı hi- mayesi elması bu şubelerin kendılerını idare imkânı pek tahmin edilemez. Bu- na mukabil futbol, güreş ve biraz da basketbol ile boks kendilerini mali ba- idare edebılırler bir federasyonun butçesını pekâlâ kur- tarabılırler Futbol gün bütün mem- lekete şâmil çok genış bir teşkilât iste- ktedir. Müstakil bir federasyon, ge- nış mali imkânları ile memlekette fut- bolun lüzumlu faaliyetini pekâlâ orga- nize edebilir. Güreşte durum ayni- dir. Plânlı şekilde yapılacak mâli ve temsili karşılaşmalar, rekabetin de körükliyeceği maslar, bölgelerarası ü Güreş federasyonunun mali kaynaklan olabi- lir. Basketb l da bugun başta İstanbul olmak üzere Ankar: ir'de bınler— ce seyırcı toplayabılecek bır r oL- muştur. Boks da en büyük ınkışaf gös- termege namze'! ttır Memlek tte çok tu- tulan bu spor şubelerinde başlıyacak muhtariyet çok hayırlı bir çığır açmağa muktedirdir. Hiç değilse bu spor şu- belerinin inkişafı için müstakil federas- yonlar elzem görülmektedir. Ü. Istışare heyeti toplantısı KİS'in bu sayısı intişar ettıgı tarih- Biz burada istişare he- yetine götürülecek bir mevzu üzerinde durmak istiyoruz. Bilindiği gibi İstişare Heyetinin son toplantısında — Amatör sporcuların transferlerinde tatbik edil- üzere aktarma yapan — sporcular ıçın bir bekleme müddeti konmuş ve geçen transfer ayından itibaren bu ka- rarın tatbikine başlanmıştı. Hâlen Be- den Terbiyesi Genel Müdürlüğü namı altında spor işlerini tedvirle mükellef ve memlekette Amatorlugu Vıkaye ıle katta doğurduğu aksaklıklara — itiraz AKİS. 9 EKİM 1954 SPOR Yugoslav futbolunun değeri 7 Ekimde karşılaşacağımız Yugos- lav Milli Takımı Türk Milli Ta- kımı ile bey ölçüşmeden evvel üç karşılaşma yapmış bulunmaktadır. B sabakalarda — Yugoslavların gosterdıgı başarı 10 gün sonraki ra- kibimizin bugünkü kuvvet ve duru- munu gösterir. Hasmın kuvvetini ya- landan tanımak daima* faydalı oldu- ğu için, bu defa da Yugoslav futbo- lu üzerinde durmağı doğru buldum. Yugoslav futbolu bizim hiç yabancımız değild Komşularımız içinde en fazla ç yaptığımız Yu- goslavya'dır. Yugoslav'lar ile oyna- dığımız altı maçtan ancak birini 2-0 kazanabildik, üç defa mağlüp olduk ve iki defa da berabere kal- dık. Bu bilanço Yugoslav futbolunun bugüne kadar devam ettirdiğini gosterır Esasen uzun bir zamandanberi Yu- goslav futbolu bakımından değilse otuz senedeni futbol piyasasında kendilerini göster- mektedirler. 1930 ilk dünya kupa- sında Yugoslavlar Avrupanın en iyi derece alan takımı idiler. Brezilyayı 2 - 1 yenerek dömi finallere kadar yükseldiler Balka ların — Avrupanın futbol merkezine en yalanda olma— nın verdiği avantajla Yugoslav fut- bolu Macaristan, Avusturya, Çekos- anın arasında fut- simaları olan bu dört memleketin te- siri altında kalan ve sık sık enternas- yonal temas imkânını bulan Yugos- lav futbolu bu sayede bugünkü kuv- vet derecesine erişti. Avrupa takım- eden Askeri Güçlerin, silâh altındakı sporcuların bu karardan muaf t ma- ları hakkındaki taleplerının mezkur Ge— nel müdürlükçe tashihi cihetine gidil* mek üzere İstişare — heyetine götürül- mesi yeni ihtilâflara yol açmıştır. Tek taraflı olarak mütalâa edil- mekte olan karar, askeri güçler kadar sıvıl kulüpleri de mutazarrır ettiği için hafta sonunda Ankaranın sivil kulüple- ri bir toplantı yaparak Askeri güçlerin talepleri hakkındaki görüşlerini efkârı umumiyeye açıklamışlar ve ayni zaman- da Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü- ne duyurmuşlardır. Sivil kulüpler bu mevzuda askeri güçlerle — beraber olduklarını, bekleme müddetinin amatör sporumuzu baltala- dığını kabul etmekte, fakat transfer ayının geçmiş olması itibariyle kendi- lerinin bu karar geregince faaliyette bulunduklarını, bu itibar bu kararın kaldırılarak önüm uzdekı transferden itibaren tatbik edilmesi lâzım geleceği fikrini müdafaa etmek ve ancak böyle Tevfik ÜNSİ larından hepsini sıra ile ve sık sık y v Milli Takımı, İngiliz takımını iki defa, Brezilya'yı bir kere mağlüp etti, —İngiltere ve Brezılya ile de birer defa berabere kaldı. Yugoslav futbolunun — dikkate de ger bir hususiyeti de istikrarıdır. 25 sene içinde Yugoslav futbolu kov- vetinden hiç bir şey kaybetmemiştir. Halbuki bu müddet zarfında Çek, Avusturya, İtalyan futbolları devir- lerini kapatmışlardır. Yugoslav futbo- lu Avrupada en öne çıkmamış İi z hiç bir zaman birinci plandan aşağı düşmemiştir. 1948 de Olimpiyad finalisti o- lan takım, ayni şerefe dört sene son- ra da erışmıştır lkı mevsımdır Yu— goslav Milli Takım az maglubıyet tadan Mıllı Takımıdır sene Yugoslav Milli Takımı gol bakımından kısır kaldı ise de yine pek az farklı galibiyetlerle sezonu lehde kapadı. Dünya kupasında yal- nız fevkalâde bir Brezilya maçı çıka- ran Yugoslavlar, ikinci turda Alman- lar tarafından elenirken lüzumlu der- si almış oldular. teşkil eden bir çok oyuncular klâsik bir futbol oynamakta, artık futbola kanıksamış olduklarından randıman vermemektedir Bu mle be raber Yu goslavlar Mıllı Takımlarını genç dinamik elemanlarla takvıyeye başladılar. Bu genç elem r Yu- goslav — takımına lüzumlu yımcılıgı ve göolcülüğü kazandırmışa benze- mektedirler. Bu bakımdan 17 Ekim- de bize karşı çıkacak Yugoslav Milli Takımında emeklilerin, büyük şöh- retli eskilerin yerini genç elemanla- rın alması her halde lehimize de de- ğildir. bır kararın hakkanıyetle bağdaşabilece- iddia etmişlerdir. Güreş Karakucak organizasyonu E vvelâ ilgili çevrelerde — dolaşan haber, nihayet gazete sütunları ile efkârı umumiyeye aksediverdi: ne yapılması kararlaşmış Türkiye Karakucak güreş lerinin tahsisatsızlık yüzünden bu se ne yapılamasına imkân bulunmuyor» muş, kucak — güreşleri serbest gü- reşimizin aslıdır. Bu güne — kadar ser- best gü reşte «Milli» olmak mazhariye- tine erişmiş, bütün güreşçilerimiz, Ya- şarlar, Nasuhlar, Celâl- ler; hemen Karakucak güreşle- rınden yetişmiş, şampiyonluk kazan- mışlardır. Bu itibarla geçen sene, Kara kucak güreşlerinin, Fedarasyonun ufak bir himmeti ile teşkilâtlandırılması 33