Haftalık Aktüalite Mecmuası B. M. M. arkası Ardıç Sok. Desen Matbaası — Ankara P. K. 582 — Tel: 18992 Fiyatı: 60 kuruş * * AKİS Ortaklığı adına imtiyaz sahibi ve yazı işlerini fiilen idare eden : Metin TOKER Teknik Sekreter Cüneyt ARCAYÜREK ** Ressam : İzzet ÇETİN — AYHAN Fotoğraf : Turhan VANDEMİR Klişe : Cemal YENAR * * * Abone Şartları : 3 aylık (12 nüsha) : 6 lira 6 aylık (25 nüsha) : 12 lira 24 lira 1 senelik (52 nüsha) * * * İlân — Şartları : 4 Renkli arka kapak (Tam sayfa) : 350 lira Kapak içi ve metin sayfaları Santimi 4 Lira Dizildiği ve Basıldığı yer : Desen Matbaası - Ankara Kapak Resmimiz Sıtkı Yırcalı Sıfırları azaltabilecek mi? AKİS. 9 EKİM 1954 Kendi aramızda Sevgili AKİS okuyucuları N ihayet bizde de görüldü. Çorum vapuru İzmir seferinden dönü- yor, Midilli adası açıklarında seyre- diyordu. Yolcular güvertede dolaşı— yorlardı. Hava sakin, berrak ve gü- neşli. Tek bulut yoktu Öylesine ma- vi, oylesıne berraktı ki, yolcular bu ortasında etrafa ışıklar saçan puro biçiminde bir cisim gör- düler. Havada sabit bir nokta imiş- çesine duruyor, yan — taraflarından ışıklar saçıyordu. cular heyecana düştüler, ara- larında Ord. Prof. Ekrem Şerif Egeli, Ord. Prof. Kâzım İsmail Gürkan da bulunuyordu Pro Gürkan derhal kararını verdi, <<bu uçan dairelerin bir diğe şekilde o olanıdır.» dedi. — Prof. Egelı kamarasında istirahat edıyordu kal— dırdılar, bu garıp cismi ona da terdiler. Ayni müt alaada bulundu Anlattıkları şu idi : Gökte hakikaten — —sanki yalan soyluyorsun dıyen varmış - gi- bi— acaip, parlak bir cisim gördü Bu» yan yana iki uzun parlak çızgı halınde ve beyzi şekilde idi. Hava çık ve berraktı. — Birbirine muvazı l an bu iki parlak çizgi, yıl- dız. gibi parlak ışıklar saçıyordu. Bu parlak uzun cismi on, on beş dakika kadar seyrettik. Bundan sonra gayet büyük bir süratle seyre- derek gözden kayboldu.» İşte bu uçan puro, Midilli ada- Ş ldugu bilin- daırelerden biri gelmiş, şehirleri seyret- meyi bir yana bırakmış, gitmiş tam Midilli adasının civarında durmuş, üstelik tam da Çorum vapurunun g çecegı saatı seçmıştı Daha ılerıye gitmiş, bakmış ki, Türk ilim adamları kendisini seyredıyor fazla sır vermemek için, kaçmıştı. Yalnız bilinen bir şey varsa, iki üstad profesörümüzün, isimleri etra- fında gürültülü neşriyatı pek sevdik- leridir. İnanılabilir ki, uçan puro bu hakikati bilsin, bılhassa bu iki pro- fesörümüze — görünmeyi tercih etmiş olsun! Ctorum vapuru İstanbul'a döndük- en, profesörlerimiz de gazeteci- lefe uçan puroya ait beyanatlarını verdikten sonra, Ankara'da ayni ma- hiyette, ayni iddiadan mülhem bir heyecan başladı. Maarif Kollejı talebelerinden Demir Karsı ümer — sokağındaki evlerinin onune geldıgı zaman, her nedense, başını göğe kaldırıp, bir- şeyler aramak lüzumunu hissetti. Bu tetkikinin neticesi, gökte disk sek- lindeki bir cisim gordu. Evlerinde günün konu çan daire, uçan puro idi. Hemen eve koştu, annesine he- yecanla, hayretle ve biraz dehşetle seslendi : "— Annecıgım anneciğim. Gök- te uçan daire var! Anne de, baba da sokağa fir- yeceğini, bilâkis aşağıya doğru ine- ceğini biliyordu, bu fikrini de söy- ledi. İşt zıhınlerde bir istifham yarattı bir daire Ankaraya da g lmıştı Ge- çen sene, yine bir uçan daırenın şeh- rimizi Zziyaret ettiği Şşayiası çıkmış, fakat Meteoroloji teşkilâtı bunun h va rasadını, durumunu tespit etmek için auçurulmuş bir balon» olduğu- nu bildirmi Bu sefer meseleyı gazetelere ak- settirmeden önce herkes ihtiyatlı davrandı ve meteorolojiden uçurulan bir balon olup olmadığı soruldu. Ha- yır cevabı alınınca, bin metre irtifa- da görünen, rengi beyaz ve parlak bu cismin uçan daire olduğunda ka- rar kılındı. , Şu tezat yok mu, fikirlerde, Uçan Herkesin Verdiği ifade ayni idi. Ankaralılar da uçan dairelerin şe- hirlerini ziyaret etmelerınden mem- nun görünüyorlardı. ayaller böyle akisler uyandırır- ken Fransa da bir hâdise oldu. Lüle civarında — kalın mukavvadan yapılmış bir uçan daire bulunmuştu. Bıldırıldıgıne göre eski bir madenci tarafından saka maksadiyle yapılan uçan dairelerden şimdiye kadar bin tane uçurulmuştu. seltmekte, daire bundan sonra rüz- garla çmakt adır. Yanan mum, mu- a da ırenın etrafında turuncu bir hale teşkıl mektedir Polis, muzip ıhtı ar madenci hakkında tahkikata başlamıştır. Sevgılı okuyucular yoksa hepımız mi hayal görüyor, hayaller için- de yasıyoruz" Basın hürriyeti, insan hakları, demokrasi de mi dünyayı pembe görenlerin; basın hürriyetsiz- liği, insan haklarının çiğnenmesi, dik- tatörlük de mi dünyayı kara gören- lerin hayallerinden ibarettir? Dünya- yı, yahut Türkiyeyi... Şu işin doğrusunu bir keşfede- bilsek... Daha doğrusu, bir keşfede- bilseniz. AKİS, bu iş için lüzumlu malzemeyi, yani hem o tarafla, hem bu tarafta olup bitenlerin bütün iç- yüzünü sizlere tam ve cesur bir ta- rafsızlıkla vermekte devam edecektir. Y sizin. Saygılarımızla, AKİS