şikâyet edilecek ve parti disiplininin aha iyi muhafazası için Genel Başka- nın müdahalesi istenilecekti.. Bu suretle anlaşıldı ki Cumhuri- yet Halk Partıı içinde mahalli seçim- lere gırıp girmemek hususunda bir te- ün mevcut bulunduğu sadece hayal mahsulüdür ve Ana Muhalefet Partisi seçimlere tam teşekkül halinde iştirak edecektir. Ancak yapılmıyacak olan memle- ket çapında geniş bir kampanyadır. Ça- lışmalar daha |ziyade mahalli olacak, rt yeni bir seçim havan içine atılmıyacaktır Cumhuriyet Halk Parti- sinde mebus seçimlerinin sınırlı hava- sının henüz kalkmadığı kanaati hâkim- dir. Bundan başka belediye seçımlerı— nin fazla bir ehemmiyeti haiz olmadı- ğı da gözden uzak tutulmamaktadır. Belediye seçimleri, eğer mebus seçim- lerinden evvel yapılırsa bir kıymet ifa- de eder. Yoksa iktidar belli olduktan sonra Belediye meclislerinin şu veya bu parti tarafından kazanılmasının fiili bir mânası olamaz. Olsa olsa, büyük seçim- lerden bu vana umumi efkârda bir te- beddülün vukubulup bulmadığım gös- terir. İşte bu düşüncelerledir ki C. H. P. seçimlere girecek, fakat —Kasım Gü- lek'in tabiriyle— ağır topunu kullan- mıyacaktır. Dış politika Menderes Almanya yolunda evlet adamlarının — seyahatlerini si- yasi, iktisadi — ve turıstık diye üçe gerekirse — Başvekil — Adnan Menderes ikinci sınıfa dahil bir yolcu- luğa çıkmış bulunuyor. Bundan bir müddet evvel Batı Al- manya Başvekili Dr. Konrad Adenauer memleketimizi resmen ziyaret etmiş ve do üşünde Başvekil Adnan Menderes ıle Harıcıye Vekili Dr. Fuad Köprülü- yine men davet etmişti. Şimdi yapılan, bu davete icabetti eyahatin hususiyetı Başvekile M şimdiye kadar görülmemiş ve alışılma- mış kadar alabalık bir eksper kaf le- sinin refakat etmekte oluşudur. Bu mü- tehassısların hepsı iktisadi sahada ıhti— sahibidirler. Böylelikle i kısmı için «birinci sınıf»> sıfatı kullanı- labilir. Birinci sınıfa mensup olanların sayısı 13 dür. Bunlar resmi ziyafetlere davet edılecekler otellerin en iyisinde kalacaklar, resmi zıyaretlerde buluna- caklardır. Başvekilden başka aralarında bir vekil, iki büyük elçi, uç musteşar bir orta elçı bir banka um müdür bir hususi kalem mü duı'u bır elçılık bir şube _muduru, bir de emir subayı vardır. «İkinci sınıf> 1 teş- kil eden eksperler heyetinde ise yine bir kaç müsteşar veya musteşar vekili, , bir kaç r resmı ziyafet- lere çağırılamıyacak, resmi ziyaretlerde mıyacak, fakat Alman meslekdaş- lariyle yapılacak görüşmelerde bizi tem- sil edeceklerdir. Görüşmelerin bir kıs- AKİS. 2 EKİM 1954 bır kısmı daha hususi ola- mütehassıslarımız mı umumi, cak, — mevzu bunlara katılacaklardır. Memleketimizin bir tediye güçlüğü içinde bulunduğu saklanmamak- tadır. O kadar ki iktidarın pembe goz— üklü baş yazarı bile partisinin resmi organındaki başmakalesine şu cümle ile başlamaktadır : «Dış tediyeler bakımın- an müşkü rumdayız». Bu hakikatin kabul edilmesi bir iyi adım olmakla beraber Almanya'da yapılacak olan bunun itirafından ibaret değildir.. — Almanya'ya borçlarımız var- dır ve Alman dostlarımız bunların bir- an evvel — ödenmesini istemektedirler. Alman hükümeti bunu temin için kre- di açmaktan kaçınır görünmemektedir. İş, tediye açığımızın geçici olduğunu ye kalkınmamızın plânlı bir şekilde ya- pıldıgını kendilerine anlatabılelım ürkiyeyi kendileri , için faydalı bir saha buldukları takdirde Alman Menderes — Adenavuer El ele - Kol kola dostlarımızın bize yardım ellerini uza- tacaklarında şüphe yoktur. Alman İ adamları bir müddetten beri Ankara Palasın odalarım, — salonlarını doldur- maktadırlar. Fakat ortada henüz müs- bet bir netice yoktur. Bir müddet ev- vel Almanların şu kadar kredi açacak- ları yazılmışsa da Almanlar bunu son derece münasip bir şekilde —yâni hiç bir rakam üzerinde mut bık kalınma dıgını belirterek— — tekzip etmışlerdır mdi, pek çok şey Başvekilimizin vı refakatindeki heyetin Bonn'da gostere— cekleri maharete bağlıdır. Bu seyaha- tin neticesi iyi çıkarsa memleketimiz de pek sıkıntılı bir devreyi geride bırak— mış olaca!l alkınmamızın — güçlükle kısmen bertaraf edilecektir. Buna mukabil Menderes — Bonn'a ne götürmektedir? Siyasi bir tâviz. Al- manyanın bize iktisaden yardım etme- YURTTA OLUP BİTENLER si karşılığı Turkıye bir NATO devleti olarak dostumuzun bir an evvel silâh- lanabılmesı ıçın elinden geleni yapacak, p eden müzahereti gösterecektir. Bi- lındıgı gibi Almanyanın NATO camia- sına alınmas hıs mevzuud ur. NA- TO'ya girmek ise bütün âza devletle- rin muvafakatıyle yapılmaktadır Tür- kiye buna taraftar olduğunu açıklamış bulunmaktadır. - Başvekil Adnan Men deresin son haftalar içinde yurt dahı— linde yaptığı seyahatte bit fırsatını bu- lup Almanyanın silâhlanmasını Türki- yenin candan arzuladığını bildirmesi bu ziyaretin hazırlıklarından biri idi. Be- anat Almanyada gayet müsait karşı- lan dan başka milli banka ve mü- esseselerimizin davetlisi olarak memle- ketimize gelen bir Alman Başvekil Adnan Menderes, kili Hasan Polatkan ve lktı caret Vekılı Sıtkı Yırcalının kabul et- meleri de aynı mahiyette hare- ketler sayılabılır Adnan Menderesi Almanyada bek- liyen vazifenin çok güç olduğunu ka- bul etmemeye imkân yoktur. Bizim is- tediğimiz ile verdiğimiz arasında hayli ark vardır. Türkiyenin siyasi müzahe- reti Almanya için ihmal edilmiyecek bir husus ise de onun iktisadi müzahereti- nin bızım için mâna ve lüzumu çok da- mdir. Bu b kımdan müzakere- lerd çok gayrı sarfetmek, dikkat her şeyi bütün teferruatı ile ortaya koy- mak, kıs; Alman dostlarımızı ikna etmek gerekecektir. ifenin — zorluğu, başarıyla dön- düğü takdirde Menderes'in hizmetinin kıymetını bir k daha arttıracaktır. Başve alıdır. ki, muvafıkı muhalıf'ı bır kenara Turk mılletının en iyi dilekleri bu seyahatte kendisiyle beraberdir. Güle gule gitsin, sevindirici haber- lerle dönsün! Kıbrıs meselesi Sarpere iş düştü B irleşmiş Milletler Genel Kurulunun B3 ©o v K © Z. Z. 3 P t SAt 3 ÖL Oo © B B : Ankarada Bakanlıklarda Başvekâlet bi- nasının — bir tarafına sığışmış bulunan Hariciye Vekâletinde heyecanlı bir ha- va esiyordu. Genel Kurulun bu yolda bir karar alması beklenilmiyor değildi. Teşkilâtta bir müddetten beri her me- selenin görüşülmesi hususunda bır ce- reyan kendini hissettiriyordu. Azaların pek çogu Bırleşmış Milletlere aksetmi- yecek bir meselen mıyacağı ka- naatındeydıl er. orlardı ki ne kadar çok dâva gelırse teşkılat o nis- bette cihanşümul b ma bil bu yanlış bir leşmiş Mılletlerın ıtıbarına Zzarar vere- bilirdi. Zira teşkilââ mesela Kıbrıs me- selesi gibi lngılterenın iç işlerini alâ- ıyacak ve olan Birleşmiş Milletlerin prestijine olacaktı.