SANAT arkadaşa tekrarladık bir dakika sonra cek kadar var, istiyorlarsa idari işlere bakan falan beyden alsınlar..» Bu defa falan beyi bulduk, rica- mızı bildirdik : «Evet, hay hay» dedi. <<Fakat bende yok ki, hepsi rapoıtor de, raportörün dolabı da kilitli... Olur ya! Şimdi de telefonda Ta- portörle karşı karşıyayız: «Rejisörde nasıl olmazmış efendim. Bende bir iki silik kopya var ki arşıvden çıkaramam..» belki temın edebilirim...» cevabını al- dık. Keşke böyle bir arzuya kapılmasay- dık ve keşke Devlet Tiyatrosunda biraz anlayışlı mesuller bulunsaydı. Güzel artiste hasret n yıl Devlet Tıyatrosunun pek l n artistleri gö- ed ne çare ki bu bir kadro imkânsızlığı idı. Devlet Ti- unda, mühim genç kız rollerine yakışacak şekılde hem sanat kabiliyeti olan, hem de rolün istediği — güzel- liğe sahıp bulunan bir artist yoktu. Yı- lardan beri tiyatroda — bu dert çekil- mekte, fakat nedense çaresi aranma- makta idi. Halbuki D tiyatrosu kanunu da müsaitti. Eğer tıyatro idare- si bir ımtıha açmış olsa bir değil, bir g e güzel sanatkâr bulabılırdı Devlet Tiyatrosu rejisörleri klâsik modern tiyatro külliyatı arasında, milletlerarası şöhret yapmış bazı eser- leri okuyorlar, sahneye koymak istiyor- lar, fakat rol bölümü için kalemi elle- rine alıp meselâ prensin genç kıza söy- lediği şöyle başlayan bir cümleyi düşü- nünce : «Ey güzel sevgili...» hem kalemi kırıyor, hem de kitabı yere çalıp <«Al- lah kahretsin» diyorlar. Devlet Konservatuvarından tedris sisteminin — kifayetsizliği, propaganda ve daha başka sebepler O sanatkârı yetişmediği ve bilhassa heveskar kızlarımızın bura- ya itibar etmediği mdur. Kuruldu- ğundan beri Devlet Tıyatrosuna genç, güzel ve istidatlı sanatkâr hanımları zın alınması hususunda bir teşebbuste bulunulmadığı da malümdur halde rejısorlerımızın kızmakta devam ede- i ve seyircilerin güzel genç kızla- ra ihtiyaç gösteren eserlerden daha bir müddet mahrum kalacakları tabiidir. sözle- mama- sını arzu ettiğimiz için durumu daha açık cümlelerle ifadeye çalışalım Devlet Tiyatromuzun kadın kadro- su zayıftır.. Kuruluşundan beri tiyatro bölümüne kadın eleman — alınmamıştır. Bazı eserlerin ihtiyaç gösterdiği evsaf- ta, yâni tiyatro dilinin <jJöndam» dedi- ği sanatkârlara hemen verilmesi yatromuzda bir Biz derdi ortaya koyarken, nevi «ersatz> — usulü 30 Bu da operet balesi Orada da güzel kadın yok tatbik edilmekte ve mevcut hanım sa- natkârlar kendilerini biraz gençleştır— mek suretiyle mümkün mertebe o boş- luğu doldurmaya çalışmakta, bu yüz- den de rollerine tahsıs edeceklerı sanat kabılıyetlermın büyük kısmını bu uğur- da harcamaktadı l Devlet Tıyatrosu 1dares1 natkârlarını — lüzumsuz sıkıntıdan kur- tarmış olur İngiltere Sanat daha pahalı ngıltere demek her an her köşesin- de itli san'at hareketlerı bulabi- lecegınız bır memleket demektir. Zira rada tramvay bıletçılerınden tutun da unıversıte profesörlerine kadar herkes- le Londrada oynayan Fry ın yeni bir pi- yesini konuşabilir, bir gün evvel Edin- burgh'da Usher Hall'da verilen İskoçya Mıllı Orkestrasının konserini münakaşa edebıhr yahut da Glasgon Resim mü- esinin iki sene evvel binlerce Ingıhz lırasına satın alıp mutena bir köşesine koyduğu — İsa'nın yepyeni bir goruşle yapılmış <«Cennete Çıkış» — tablosuna görüşebilirsiniz. Zira orada herkes san'- atla meşguldür. — Ya yazılan kritikleri okur, ya radyodan dinler, ya da bizzat gidip görür. Geçenlerde Stratford ve Edinburgh festivallerinden bahsedilmişti. Bu sefer ise her an bir festival şehrini andıran Londra'dan bahsetmek lâzımdır. Öyle bir şehir tasavvur edin ki, yazın bile her gece yalnız belli başlı tiyatroları- nın yekunu ellı olsun ve her birinde bi- sanız! Zaten bilet bulmak da bir mese- l dır E aşağı bir hafta evvel yerinizi nız lâzım. O da ralardan olmamak şartiyle Londra da tiyatroların nerede olduğunu bulmak da bir mese- led 10 milyona yakın nüfusu bulu- nan ve Ne ork gibi havaya değil de genışlıgme yayılmış bir eski şehirde yolu- zu bile bulmak meseledir. Fakat her şeyı en ince teferruatına kadar düşü- nen ve organize eden İngilizler bakın bunu da nasıl tertiplemişler : muhtelif yerlerinde, büyü mağazaların içinde <<B00kın Office» ler vardır. Bu bilet gişelerinden, değil yalnız Londranın içinde — İngilterenin herhangi bir yerındekı konser, tıyatro opera v.s. için yerinizi Bütün bu zahmete karşılık tine bir şiling yâni 40 kuruş ilâve eder- ler. Tiyatroların ön tarafları 18 yahut 21 şiling'dir. Halbuki iki şiling'e bir övün yemek yiyebilirsiniz. Fakat 18 şi- ling'i verip gordugunuz piyes o parayı her bakımdan eder. Şimdi Londra da Chustopher Fry' ın Nisanın başından beri oynayan yeni komedisi, «The Dark is Light Enough» modadır. Eser 1848 - 49 senelerinde Avusturya - Macaristan — İmparatorlu- ğundaki Macar isyanlarına aittir. Fry bu piyesini, baş rol için Edith Evans'ı düşünerek yazmış. Hakıkaten Edıth Evans, rolünü Kontesi Rosmarin Ostenburgh'u seyre- der gibi olmaktadır. AKİS. 2 EKİM 1954