DÜNYADA OLUP BİTENLER Londrada Dokuzlar Toplandıkları zaman Eden kendi plânı endes France da kendininkini etraflı surette izah ettiler. Diğer ortaklar arasında da büyük ihtilâflar yoktu. Yalnız Almanya, bir takım kayıtların konulmasını kabul etmekle beraber bunların herkese tatbi- kini istiyor, yâni kendısıne ıstısna' mua- mele yapılmasına yanaşm Şimdi, politikacılar konuşmaya de- vam ediyorlar. Mühim olan ne konuş- tukları değil, hâttâ ne karar verecekleri de değildir. Mühim olan karardan sonra ne yapılacağıdır. Zira öyle anlaşılıyor ki, Amerikanın sabrı a mak ü on defa olarak aynı ya oturuyor. Yine bir şey çıkmazsa, Amerika Almanyayı bizzat silâhlandı- racaktır. Italya Hükümeti sarsan skandal R omada polisler bir evi bastılar. Bu, geniş caddelerin birinde, — cephesi sütunlu, büyük bir evdi. Kapının önün- de bir hapıshane arabası durmuş, em- niyet memurları ondan çıkıp içeri gir- mişlerdi. Herkes heyecanlıydı. Evin sa- hıbı Piccioni, daha bir kaç hafta evvel mleketinin — Hariciye Vekili idi ve halen iktidarda bulunan Hristiyan De- mokrat Partisinin en nüfuzlu azaların- dan biri sayılıyordu. Polislerin elinde, Sorgu hâkimi ta- rafından imzalanmış bir tevkif müzek- Pierro, eski vekilin genç oğludur. Suçu, kasıt olmaksızın ölüme sebebiyet ver- mekti. İtalyayı ve dünyayı aylardan be- ri meşgul eden Vilma Montesi hikâye- si son safhasına gelmişti. o, hiç mukavemet etmeden lıslere teslım oldu. Zaten tevkif edıle— ceğini biliyordu. Haber, çok evvelden duyulmuştu. Büyük Piccioni, ba- bası da o zden Hariciye Vekilliğin- den 1stıfa etmişti. Halbuki 1st1fası bır çok işi' sekteye ugratıyord ondra Avrupa Ordusuna girecek memleketle— rin Hariciye Vekıllerı toplanacaktı, Pic- cioni O zamana kadar İtalyan Hariciye Vekili -olarak çalışmalara goruşmelere iştirak etmişti. n oğlu tev- kif edildiği sırada muhakemesine ha- zırlanılırken hükümette mesul bir mev- i işgal etmesi elbette ki doğru olmaz- dı. Üstelik, hâdise son derece dallanmış, budaklanmış bir hâdiseydi. Bütün İtal- ya bundan bahsediyor, bine bin katı- larak genç Pierro'nun macerası diller- de dolaşıyordu Istifa an başka çare cioninin Hır n Demokrai Partısındekı arka' ları bu istifayı bü- yük bir teessürle kabul etmek mecbu- riyetinde kaldılar. Pierro Piccioni polisler tarafından babasımn evinden aınıp götürülürken başka bir adam Romanın Merkez ha- pishanesine gelerek teslım oluyordu. A- mın — gömleğinde, mendillerinde bir küçük taç vardı. Markiydi. Adı Marki 20 KAPAKTAKİ BAŞVEKİL Dr. Konrad Adenauer Almanya da bir adam iktidara ge- erken, Kolonya'da bir adam Be- ledıye reıslıgı vazifesinden ayrılıyor— du. İktidara geçen adamın ismi Hit- ler, Belediye reıslıgı Vazıfesınden ay- rılan adamın ismi er idi. Bu günkü Almanyanın ihtıyar fakat dinç başvekili 1933' den 1945' e kadar siyasi hayattan uzak kaldı. Peki, 1945' de siyasi hayata he- men yenıden atıldı mı? Bir bakıma evet, bir bakıma hayır. Zira h p bi- ter bitmez yenıden Kolonya beledı— yesinin başına geçti ama, bu sefer de İngilizler kendisini enerjisiz ve kifayetsiz. diye bu vazifeden ayırdı- lar. Halbuki bir kaç sene sonra aynı İngilterenin başvekili — Sir Winston Churchill Adenauer için «Almanya- nın, Bismark'tan sonra gelen en bü- yük devlet adamı» diyordu. fakir — bir Kendi Kon Adenaver Prusyalı ailenin çocuğudur. kendini yetiştirmiştir. muşkul şartlar içinde, ne sıkıntılar- la... t hayat karşısında hiç bir zaman yıl mamış, daima mücadele etmesini bilmiş, daima da kazanmış- tır. Hukuk tahsilini tamamladıktan sonra, 20 nci asrın başlarında Kolon- yaya valı muavini olmuş (Adenaver bugün 73 yaşındadır), 10 sene son- ra da valilik makamına yükselmiş- tir. Tam 1933 senesine kadar da bu şehrin başından ayrılmamıştır. 1945' de İngilizler — kendisini vazifesinden — affedince, — Hıristiyan Demokrat Partisini kurdu ve mütea- kiben yeni Anayasayı hazırlayan par- lâmento grubunun başına getirildi. Montagna idi. O da Vilma Montesi hâ- disesinde methaldardı. Onun da adı, skandal vesilesiyle dillerde dolaşmıştı. Ugo Montagna hapishaneye husu- si arabasiyle gelmişti. Yemekten geli- yordu. Güzel bir kadınla yemek yemiş, bol bol şarap içmiş, son defa olarak hayatın tadını çıkarmıştı. Sonra şofö- rüne, «Merkez Hapishanesi» nin adre- sini vermişti. Kadın arkadaşı da yanın- daydı. Marki kadına veda ettiği sırada, kadın hüngür hüngür ağlıyordu. —Ugo Onu teselli etti, üzülmemesini söyledi. Kapının önüne gazeteciler toplan: mış- lardı. Marki Montagna onlara, gecesını nasıl geçirdiğini anlattı. Sonra şoförüne on ü ve ertesı sabah hapıshaneye te- sevdiği sigara- Kapı teakiben azimkar bir tavırla içeri girdi. Kapı, arkasından kapandı. Aynı anda, başka bir evde daha heyecan son haddındeydı O ev de lüks ve şık bir evdi. Ev sahibi, Romanın eski polis müdürü 73 yaşındakı Saverio Bundan sonraki vazifesi Batı Alman- yanın ilk başvekilliğidir. mümtaz belki de birincisidir. demek olmaz. Almanya'nın talibi, her hezi- metten sonra böyle bir devlet adamı çıkarabilmesidir. Eğer 1945' vallı ve perişan Almanya'sı bugünün itibarlı, kuvvetlı ve kudretli Alman- 'sı halin gelmişse, onun yapıcısı ilk önce Dr Adenaver'dir. Senelerce canla başla ve kafayla, dirayetle ça- lışmış, devletler arasında hakiki iti- barı temin etmenin yolunun iktisa- den kalkınmak olduğunu — anlamış, buna milletine de anlatmış, Avrupa Tediye Bırlıgının bir zamanki müflis ve borçlu âzası Almanya kısa zaman içinde alacaklı —hem de çok ala- caklı— vaziyete geçmiştir. Bundan sonra Almanyanın prestiji bir kat da- ha artmıştır lhtıyar doktor barıyle eski ben: Uzun bo: e iri yanı Yuzu vaktiyle geçirmiş olduğu bir otomobıl kazası neticesi hurdahaş ol- muş, sonra kısmen tamir edilebilmiş- tir. Askere benzer ama hayatında hiç askerlik yapmamıştır. Bugün memleketinin silâhlanma hurrıyetını elde edebilmek için çırpınmasına rağmen bir militarist değildir. Dr. Adenauer bundan bir müd- det evvel memleketimize geldiğinde Türkiye'yi seven — bir insan olarak yurduna avdet etmişti. Hiç şüphe yok Adnan Menderes de Almanya— dan Almanya'yı seven bir insan ola- rak dönecektir. fizik yapısı iti- generale ndır Polito idi. Onun hakkında da bir mü- zekkere kesilmişti. Fakat bu, bir tevkif muzekkeresı degıl celp idi. Ancak po- lis müdürünün de yakınlarda tevkif o lunacağı anlaşılıyordu O d M hikâyesine karışmıştı.. Onun da ismi, İtalyada —dik düşmüştü. Polıto ifade vermeye davet olunuyordu. Ancak, iş- Pierro Piccioni, üç ahbaptan en ağır suçla itham olunanıydı. — Vilma Montesinin ölümüne sebebiyet verdiği bildiriliyordu. — Marki Ugo Montagna, suça iştirakten sanıktır. Romanın eski polis müdürü ise Ugo Montagna ile mutabık kalarak Pierro Piccioni — hak- kındaki tahkikatı yanlış yola sevketmiş, polisi «bir kaza neticesinde ölüm» fa- raziyesine inandırmaya çalışmış, bu su- retle vazife ve salâhiyetlerim suiistimal etmiştir, İtalyan Ceza Kanunu böyle bir suça iki yıldan dört yıla kadar ha- is cezası kesmişti. UÜstelik, geçenlerde çıkarılan Af Kanunu da bunu şümulü- ne almıyordu. AKİS. 2 EKİM 1954