2 Ekim 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

2 Ekim 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SOSYAL Büyük dert Kiralara zam Mümtaz Faik Fenik, muharriri— gelen açtı ve okudu : «Ev kiranıza yüz lira zam yapılmıştır. Önümüzdeki bi- rinden itibaren zam tatbik edılecektır" Yeni miktarı kabul etmedıgınız takdir- de, evin tahliyesi gerektiğin Mümtaz Faik Fenik'in bır eVi var- dı, fakat tamir ettiriyordu, yeni baştan onarıyordu, kıraya çıkmıştı. Ev sahip- lerinin bu şekil mektupları bugünlerde büyük şehirlerimizin, bilhassa Ankara- nın en belli başlı meselesi idi. Kiracıla- rın uykularından uyandıkları, işlerinden evlerine döndükleri zamanlar korktuk- ları tek şey, bir mektup, bir ev sahibi mektubu ve zam talebi idi. Bu mesele o kadar müzminleşmeğe, — mevcut ka- nunların müsamahakârlığı içinde o ka- dar derinleşmeğe başlamıştı ki, kiracı- ları İstanbul'da bir dernek kurup —gün- de kırktan fazla üye kaydediyorlar— dâvalarını müdafaa etmeğe, ev sahip- lerinin haksız taleplerinin önüne —Zafer Baş- mektubu aldı, kez icra komitesi ilk toplantısmı yaptı, kararlar aldı ve durumu yeni baştan gozden geçird anbul" dakı derneğin ön. plânda gözonunde tuttuğu mesele ne idi? Mev- cut kanunlar, ev sahiplerine lar tanımıştır. Bu hakların ışıgı altında pahalılık bahanesinin isteği ile ev sahipleri, her meskene on liradan yüz liraya kadar fazla fiyat 1s— temeğe başlamıştır. Bunun önüne geçil- meli, durdurulmalı, büyük kısmı kiracı olan vatandaşın hakkını istemeli, bir muvazene temin etmelidir. Kiracı - ev sâibi mücadelesi ne vakit ve nasıl başlamıştı" Nasıl bır yol takip etmiş ve bugü elinmişti? Bun- ları aşagıda bulacaksınız sahibi, kiracı mücadelesi : Harp yıllarının iyinde ev sahibi, ki- racı mücadelesi yoktu. Harp başla- madan önce, memleketin dört bir ya- nında, derin bir kalkınma, hususi şahıs kalkınmasından — eser — görünmüyordu. Yapılan binaların büyük kısmı Devlete aitti, Ankara'nın içinde yükselen binalar resmi dâirelerin idi. Bu arada, zengın daha doğrusu apartman yaptırmak im- kânına sahip olanların binaları yükseli- yordu. Şehirlere hücum o zamanlar az- dı, kadrolarda — değişiklik olmuyordu, şehırlerın bilhassa Ankara'nın nüfusun- değişiklik kaydedılmıyordu Harp başladı. masına tahsis edilmişti, büyük lâflarımız, sanayi olara ya, memleket halkına gosterdıgımız Si- vas'taki çimento fabrikası, Karabük'te- ki demir ve çelik fabrıkalarından baş- ka bir şey değildi. Bu fabrikaların im- AKİS. 2 EKİM 1954 HAYAT kanları da cephelere tahsis edilince, şe- hirlerin, halkın istekleri açıkta kalmıştı. Bu arada, resmi dairelerin yapıl— masına devam edildi. Fakat hususi im- kânlar sustu, durdu. Harp içindeki bu durgunluk, arbin — sonralarına doğru birden değişmeğe başladı. Türkiye har- be girmemişti, fakat şehırlerden bin- lerce kişiyi almış, askere çağırmış, cep- helere, başka şehırl re doğru sürükle- mii Har na erince, giden işti. nler ge ye donuyorlardı diğer şehırlerden iş bulmak, şehırde yaşamak için daha faz- la kalabalık Ankara'ya, İstanbul'a akı- yordu Bunlar meskensız idiler. nşaat malzemesinde, harp yılları- nın sıkıştırdıgından uzak, bir rahatla- ma, bir bollaşma göze çarpmağa baş- ladı. Bu sefer, harp içinden para ile çı- kanlarda, harp içinde para tutmuş olan- larda, harp içinde para biriktirmiş, kre- di temin olanlarda bir faaliyet başladı. Binaların birden şehirlerde arttığı, faz- lalaşmağa başladığı görüldü. — Binalar yapılıyordu, — fakat kiralarında yüksek- lik göze çarpıyordu. Bunlar yeni bina- lar idi, yeni binaların fiyatları diğerle- rine nazaran fazla oluyordu. İşte, ev sahiplerinin sızlanmaları o gunden iti- baren ortaya çıkmağa, büyümeğe, bir «haklan- yerıne getirilmesi» halini al- mağa yüz t Bir Mıllı Korunma Kanunu vardı ki, ev sahibinin de elini ayağını bağlı- yordu. Kiracıyı evinden dışarı atamıyor- du, zam talep edemiyordu. Kiracı, on sene evvelinden, şehrin en müsait ye- rinde kiraladığı bir binada en ucuzun- da, hattâ elli liradan, otuz liradan otu- ruyor, ev sahibinin —arada anlaşmalı, hakkı yerine getirmek - bakımından— küçük bir zam talebini red ediyordu, olmaz diyordu, kanun var dıyordu Be- ni, dışarı çıkaramazsın,; diyo u sekil ev sahipleri o zamanlar ekseriyette idi, pahalı ev kiralıyanlar azlıkta kalmışlardı Sebep ortada idi, yeni inalar henüz — şehirlerin içinde fazlalaşmamıştı. Ev sahipleri haklarını arıyor : 1racı ve ev sahibi meselesı artık gü- en mühim münakaşa konusu halıne gelmıştı Gazeteler Milli Korun- z hükümlerine hücum ediyorlar, Hukumetı yeni bir tâdil getirerek, meseleyi halletmesini, ev sahiplerinin haksızlığa uğrayan ta- raflarının — tasfiye edilmesini istiyorlar- di Mesele, yavaş yavaş Büyük Millet Meclisine aksetmeğe başlamıştı. Millet- vekillerinin zıları da ev sahibi, apart- man sahıbı idile Korunma Kanu nu- nun, Meviı hukumlerının kendı hakla- rını — ko ru adığ ileri yorlardı, meselenın hukumete 1ntıkalı 1stenılıyor du "Bir kanun tâdili teklif halinde Meclis'e geldi. Hükümleri zayıftı; Ye- ni yapılan binaların kiraya verilmesini serbest bırakıyor, kiracı bir evden çık- tıktan sonra, daha fazla miktar ile kira- hakkım ev sahibine tanımıyordu. Bu zahiri, gösteriş mahıyetınde bir degışıldıkten başk bir şey değildi. Ev sahipleri, el şakakta beklıyorlard Ki- racının gönlü olsun, veya işini başka şehre nakletsın ve evler boşalsın. Biraz fazla derece ile kiraya vermek imkânı- na sahip olsun Tahliye yok, ev içinde oturulurken zam yok! İnşaat genişliyor : iyiye geç- şahıs b a larının fazlalaştıgı görülüyordu. Milli Kanunu ayakları baglı— du. Kıracı rahatta idi, ev sahibi dertlı idi. Aleyhteki cereyan genişliyor- du: Milli Korunma Kanunu kaldırılma- hdır deniliyordu. iyiden si Tarihe karışan levha Yahut Karun'lara mahsus

Bu sayıdan diğer sayfalar: