YURTTA OLUP BİTENLER Basın Bu da iki zihniyet M emleketteki en büyük Muhalefet Partisinin sözcüsü Vazıyetındekı Halkçı gazetesinin başmuharriri — Hü- seyin Cahit Yalçın (79 yaşındadır, 60 seneden beri yazı yazar), sahibi Nihad Erim (İktidarı Demokrat Partiye dev- reden son ükümetinde baş— vekil muavini idi), yazı işleri müdür Cemal Sağlam ve muhabırlerı den Ib rahim Cuceoglu hakaret ihtiva ettik- lerine toplu basın mahkemesince kana- at getirilen bir takım yazıları yazmak veya yayınlamış olmak suçlariyle mah küm edilmiş bulunuyı orla Her bir düşen cezalar şunlardır : Hüseyin Cahit Yalçın : 26 ay 20 gün hapis, 4444 lira para cezası. Cemal Sağlam : 65 ay 10 gün ha- pis, 10886 lira para cezası brahim Cüceoğlu 16 ay hapis, 2666 lıra 30 kuruş para cezası. Nihad Erim : 35553 lira para ce- Kanunlarımız mahkemeler tarafın— dan Verılen kararların — münakaşası yasak etmiş bulunduğundan, gazeteler takip ettikleri polıtıkaya göre, — yâni muvafik, muhalif veya tarafsız olmala- rına göre büyük veya kuçuk başlıklar— la hâdiseyi umumi efkâra duy lar, bazıları kararı bahis mevzuu yap— maksızın — gazetecilerin böyle ağır bir cezaya — uğratılmaları karşısı nda duy- dukları esefi belirtmişlerdir. Bunlardan biri de Demokrat Partiyi sıla sılaya tu- tan Vatan gazetesinin başmuharriri Ah- met Emin Yalmandır. FFakat Ahmet Emın Yalman bu ışı yaparken o kadar garip bir yol tutmuştur ki, okuyucula- rının —sayıları gittikçe azalan okuyu- cularının— hayretler içinde kalmama- larını imkânsız hale getirmiştir. Ahmet Emin Yalman yazısına bir doğru lâfla başlıyor. Diyor ki: Mahke- melerimiz tarafından verilen kararların münakaşası yapılmamalıdır, — yoksa her şey curcunaya döner, adaletin yolu tı- kanır. So nra, yine doğru bir lâfla devam ediyor. Diyor ki : Hariçten bize bakan yabancılar seksen yaşında bir. kalem sa- hibinin yirmi alta küsur aylık bir hapis cezasına mahküm olması karşısında Tür- kiye'de söz hürriyeti ve hakiki demok- rasi bulunmadığına ve fikrini yleyen bir eski muharririn bile ağır cezalara ugradıgına hükmedebilirler. Ahmet Emin Yalman, daha aşagı— da aynı dogru lâflarla f'ıkrını Bilhassa ki Yalçın, ikinci cıh harbı esnasında nazilere karşı yaptığı şiddetli ve devamlı hücumlar yüzünden garp â Alem nde çok iyi tanınan ve hür- met gören bir kalemin sahibidir. Komü- nistler Turk iye'de hürriyet ve demok- Si lunmad ileri sürerek bizi arp âleminin gözünden düşürmeğe Za- ten çalışıyorlar Yalçın hakkındaki mah— küm kar: bir silâh diye kulla- nacakları şuphesızdır alde... Ahmet Emin Yalman, o halde Hüseyin Cahidi hapse mahküm olmak suretiyle — memleketin prestijine halel getirmiş olmak suçunda! daha mahküm ediyor. Dediği şudur : Huseyın Cahid Yalçın kendisini yirmi altı ay hapse mahküm ettirmiş ve mem- leketimiz aleyhindeki komünist propa- gandalara âlet olmuştur. Ustad, aynen şu cumleyle meramım - ifade ediyor ; «Türkiye'nin harice karşı — hürriyetten ahrum -bir memleket diye gösterilme- sinin büyük bir kısım mesuliyeti ken- disinin üzerindedir.» Bu mantık, şımdiye kadar — görül- müş şey değildir. Mahküm olan bir a- dam, hangi suçla mahküm olmuşsa 0- nunla itham edılebılır Ama, senin ha- pis edilmen yüzünden şimdi butun garp âlemi bizi suçlandıracak diye ona ayrı- ca kabahat mak huzursuz bir ru haletıne delalet eder. İhtimal ki Ahmet Emin Ya itam bir vicdan huzuru iinde uyuyamamaktadır Ga- zetesinin başına <«iğriye iğri, doğruya Hüseyin Cahid Yalçın 60 senedir yazıyordu doğru» cümlesini koyan, üstelik haya- tının muhtelif anlarında hakikaten ce- saretle doğruyu udafaa etmiş bul kalemi — artık müstakil olmadıgı ıçın istiklâl aşkını ancak içinde hisse- den bir adamın rahat uyumasına da imkân yoktur. Bir hlıvukuf heyetıne dahıl bu- lunsaydı üseyin Cahid Yalçın'ın yazıları kendısıne tetkık dilmek üzere sunulsaydı Ahmet Emin Y: larda hakaret unsuru görmez miydi? İnsanın düşünmesi gereken nokta âleminde hakaret eden gazeteciler mah- küm edilmiyor mu? Elbete ki edılıyor Garp âleminde basın hurrıyetı ne İis- teniliyorsa onu mak nasına miı almıyor? Elbette kı h 1r. O halde, on- ların kendi memleketlerınde tatbik et- tiklerini, biz kendi mleketimizde tatbik etmi ekten <<Garplıl ar ne diyecek- ler?» diye niçin çekinelim? Bu, bir aşa- ğılık duygusunun tezahürü olur Hüse- yin Cahid Yalçın'n mahküm edilmesi leri kafasında beslememesi icap eder. irkiye'd basın hürriyeti çarp demokra ilerindekinin aynı mıdır? Muhaliflere tanınan söz hürriyeti ora- dakilerin eşi midir? Muhalefet yapmak o derece kolay mıdır? Basın Kanunun— da seçimlerin anfesınde yapılan selâ Nadir Nadinin bile kuvvetli ıtıraz— larına yol açan tadıller fikirle ser- bestçe söylenilmesini garp memleketle- rinde olduğundan daha mı zor hale ge- tiriyor? Bütün bunlar galiba — Ahmet Emin — Yalmanın kafasında istifhamlar doğurmaktadır ve Hüseyin Cahit Yal- çının mahkümiyetinin garp âleminde memleketımız aleyhinde reaksiyon mey- dana — getirmesinden o yüzden endişe etmektedir. Ya, Yalçın ne dıyor7 u sırada, —yâni Ahmet Emin Yal- man kendisini böyle garip bir se- beple ıtham altında bır kırken— Hü- t Yalçın sesini yine Halkçı'- erini maziye çevirmiş- ti, misallerini oradan seçmişti. Bundan senelerle evvel, yine ay- nı neviden bir hâdise olmuştu a, Hüseyin Cahidin tarafı iktidar tarafıy- dı. İttihat ve Terakki memleketı idare ediyordu ve bugünün yaşlı tadı o zamanın gençce <ileri gelen» lerınden biriydi. Seçımler yapılıyordu, muhalif- lerden Tevfik örfi idareye haber Vermeden toplantı yapmasından dolayı bir kaç gün hapse mahküm olmuştu. O zaman Hüseyin Cahit Yalçın, gazete- sinde şöyle yazmıştı : «İntihabat zamanı muhaliflerin hiç olmazsa ileri gelen adamlarına ve ha- tıplerıne müsamaha edelim. Yaptıkları- na biraz - göz yumalım. Ne isterlerse söylesinle k irad etsin- ler, içtima akdetsinler, çalışsınlar.» İki zihniyetten hangisi doğrudur? İhtimal ki ikisi de doğru değildir. Ne Yalmanın garip görüş tarzı, ne Yalçı- aşırı Müs amahası Dunyanın hiç bır tarafında muhalif, vafık hiç kimseye <<ıstedıklerı gıbı soylemek» hakkının tanınması bahis mevzun ola- mıyacagı gibi eğer Yalçının mahkümi- yeti garp emleketlennde demokrası— miz aleyinde bir reaksiyon yapacaksa mesuliyeti asla ve asla muharririn sır- tına yüklenemi ütün bu işler olup biterken mem- lekette bir hareket başlamıştı. Muh- telif yerlerdeki Halk Partililer Halkçı gazetesine kesilen para cezalarını arala- rında para toplayarak ödemeyi ve hap- receklerin ailelerine bakmayı tek- lif edıyorlardı. Muhalefet partisinin kon- grelerinde de Hüseyin Cahit meselesi ele alınıyor, ihtiyar üstada ne şekılde bir hizmet edilebileceği hususu şülüyordu. Muhtelif teklifler yapılıyor— du. Bunlar gittikçe artmaktaydı ve Halk Partililere tarafsız vatandaşlar da katı- lıyordu. — Seksen yaşındaki bir ihtiyar hapse mahküm edilince suçu ne olursa olsun unutulur, o ihtiyar bir «Martyr» AKİS. 2 EKİM 1954