Kedi kaleci Bearo Yugoslavlar bizden kuvvetli safeden — piyade tüfeği ile 80 Sm. lik hedefe dakikada 10 mermi isabet esa- sı üzerine tertip edilmiştir. İkincisi MANIALI KOŞU olup 528 metrelik esafe üzerindeki 20 uhtelıf maniyi ıhtıva etmektedir. Üçüncüsü BOMBA atışıdır ki bu branş muhtelif mesafeler— deki hedeflere isabet ve ayrı olarak 650 Gr. lık bombayı uzak mes: afe e at ma- daki başarı ile puvanlandırılmaktadır MANİALI YÜZ yarışı 50 metre mesafe uzerınde çeşıtlı su altı ve su üs- tu manıl teşkil edilmiştir. Pentat- sonuncusu üzerinde dere, hendek, gıbı manıler bulunan kır koşusudur. evvel yapılan musabaka- larda tecrubesız olmalarına rağmen tat- ınk” dereceler alan Pentatlon'cuları- mız sene seçmelerde yaptıklan de- recelere nazaran iyi bir ce alacak bulunmaktadırlar i Güç'ün mani 2.52.1/10 luk derecesi bu branşta ikin- ci sırayı işgal etmektedir. Seçmeler so- unda ferdi olarak en iyi neticeyi Hü- Arkadaş- oldurmak- . Türk Ordu ekıbı şu elemanlar- dan tefi edilmiştir Hüsamettin Yılmaz Rahmi Çetin- kaya Cem Guç, Mustafa Yardım, Ka- mez, Necdet Arıbak. Sabahattın Olcayto'nun nezaretinde bir aydan beri kampta bu- lunan Pentatlon'cularımıza temsil ede- cekleri şanlı ordumuzun ismi ile mü- tenasip muvaffakiyetler temenni ederiz. AKİS. 2 EKİM 1954 Bu arada şunu da ilâve edelim ki, or- du spor bürosunun Beynelmilel Ordu- lararası müsabakalarda gösterdiği faali- yet her bakımdan takdire şayandır. N. A. Roger Bannister rekor peşinde eçen ay İsv ç re'de yapılan Avru Atletizm şampiyonasında neticesi en ok merakla beklenen koşu 1.500 met- relik yarıştı. Nitekim koşu beklenenden daha mücadeleli geçerek genç İngiliz atleti Roger Bannisterin zaferi ile ne- ticelendi. Harika İngiliz Atleti 1 milde yaptıgı3 59. 4 lük dünya rekoru ile 4 saniyenin altına ilk defa 1nıleb11ecegım isbat etmişti. Bir tıb adamı için bu vaffakiyet hiç de kolay kazanılmış bır zafer değildir. St. Mary hastahane- sinde ihtisasını yapmakta bulunan Ban- nister bu muazzam rekorunu yâni 3.59.4 lük derecesini zayıf bir rakip ö- nünde ve ikinci s pıst üzerinde ve saatte 20 mil esen ruzgara karşı yap— mıştır. FFakat kendisinin de itiraf vi kabul ettiği gibi ilk defa 1 mili 4 s; m— yenin altında koşan kendisi oldugu hal- di ak olanı ne kendisi olacağına ihtimal Vermemekte— dir. Bir zamanlar imkânsız gbı görü- nen bu rekor, kırılabildiğine göre artık bütün atletlerin ideali olm uştur, ve bundan sonra tekrar tekrar kırılmaya mahkümdur. Ama B ster'e sorarsanız bu koru kendisi kırdı gibi yine kendısı yenileyecek kronometrelen 3.594 ün- e altında durmaya mecbur edecektir. Nasıl mı?.. Orasını kendisi şöyle izah «Avustralyalı — John Landy ve Amen'kah Wes Santee ile yapacağı bir arış daim mmel derecelere ge- bedır Fakat bu şekıl iddialı yarışlar hiç bir zaman rekor bakımından tatmin edi- ci olmamak tadır Çünkü her yarışçı kendisini rakiplerine — göre ayarlar ve onların taktiğine uymaya çalışır Bu da insana olsa olsa ancak bir yarış kazan- dırabilir. Rekor değil!» demektedir. Roger Bannister'in derecesi ancak mükemmel — olarak vasıflandırılabilir. Fakat hiç bir zaman kırılmasına imkân olmıyan bir rekor olarak kabul edilme- mektedir. Meselâ Amerikalı ve Olimpi- yat 800 metre şampiyonu Wahitfierd, Yeni Zelandalı Halberg ile birlikte 1s- rarla bu rekoru yenileyeceklerini ıddı etmektedırler 1000 yardada dünya re- korunu elinde tutan Wahitfierd her ne 1956 Melbourn Ohmpıyatları bütün diğer yarışlardan — ayrı olarak 1500 metre için bambaşka bir âlem ol- mıya namzettir. Tenis Mevsimin sonu ürkiye'de sporun garip bir talihi vardır. Mevsimlerle beraber bazı spor şubeleri de kıs, veya yaz uykusuna SPOR yatarlar İşte yuzme işte kürek, 1şte te- masınlar. Kış geldi mi, hattâ soğuklar, yağmur başladı mı mayolar sandıklara, raketler preslerıne girer ve atalet ay- lan ba: 1 Tenisimizin şu son devresi, doğ- rusu 1stemlırse hiç de parlak geçme- miştir. Belli basit hareket İstanbulda Dağcılık Kulübü tarafından tertıplenen beynelmilel turnuva idi ki ona da pek eften püften isimler iştirak etmış, ge- çen yıllarda alıştığımız yıldızlardan hiç biri katılmamıştır. — Bu turnuvayı, ilk başlarda arzuladıgımız gibi tenis âlemi nin m bir hadısesı haline ge 1re medıgımızı ve bir m ihmalkârlıklar yüzünden fırsatı kaçırdıgımızı itiraf etmemiz icap eder. Bununla sö: mek ıstenılen hareketin haddi zat makbul bir hareket olmadığı değildir. Dedik, bu, tenisimiz için tek canlı ve alâka uyandırıcı faalıyet olmuştur An- cak gönül, daha 1y1 inİN yapılmasım arzulamadan da edem Türkiye bırıncıhklerı ise İzmirde cereyan ettiğinde n kâfi derecede du- yulmamış, pek çok tenis meraklısı b turnuvaya ait haberleri — gazetelerde aradıkları halde bazan iki satıra rastla- ardır. Basınımızın tenis sporuyla fazla alakalanmadıgı bir hakikattir. kabahati kimdedir? En fazla tenisçilerimizde. Dünya tenis âleminde m ri o kadar hiçtir ki, r almakta, öyle şın- da bu spora karşı ilgi duyan yoktur. Tenis mevsiminin sonu Şampiyonun boyu yetmeyince