BELEDİYECİLİK yacaksınız. Çünkü, bugün elde mevcut imkânlar içinde, Çatalagzı nın bu kilo- vat bir yüksekliğe erişmesi ile Ankara- nın bol ışık temin etmesi kabil değil- dir. Buna muvazi olarak bazı tesisle- rin kurulması lüzumu ortada durmakta- dır. Fakat, Çatalağzı tevsi edilirken, Ankara'nın ışıksız kalacağı hesap edil- miş bulunuyordu. Esasen Çatalağzı'nın tevsi edılmesımn tek sebebi Ankara idi. Enerji nakli için tesıs_ler kurulması lâ- zımdı, bunu da bir İtalyan şirketine ihale ettiler. Bu şırket elektrik nakil dâvasını üzerine almı: Küçük — Eyfeller nkara'nın — muhtelif yerlerinde gör- müşsünüzdür. Eyfel kulesine benzi- yen, yarım bırakılmış bazı kuleler var- dır. Yenimahallenin, — Dışkapıya gıden tarafların bir çok noktalarında Bar: yolunda bunlara rastlarsınız. Şımdıye kadar halk arasında — yarım bırakılmış manzarası — gösteren bu «kuleler» için rivayet muhtelifti. Kimisi bazı taş ocak- larının nakliyat için hava hattı yaptık- larını söylüyordu. Kimisi de havadan nakliyat için yeni bir tertip düşünül- düğünü ileri sürüyordu Halbuki, İtalyan şirketi gelecek seneye «elektrik naklini» gerçekleştire- bilmek için giriştiği faaliyetin ilk un- surları olarak kuleleri muhtelif yerlere dikmişti. Çatalağzından çıkacak teller, kablolar, daha da yükselecek bu kule- ler marifeti ile — Ankara'ya ulaşacaktı. Plânların gösterdiği yerler tespit edil- miş ve inşaata başlanmıştı. Ankara'nın elektrik işi, de tamamlanmış olmuyordu. Çatalağ- zından, İngilizlerin — marifeti ile elde edilen elektrik, İtalyanlar'ın vasıtası ile Ankara'ya nakledılecek denilebilinirdi. İngilizin elde ettiğini, İtalyan'ın nakle- debilmesi için «tansiyon» — meselesinin halli gerekıyordu Tansiyon insan bün- yesi için büyük bir dert olduğu kadar, elektrik için de vahim tesirleri gösteri- yor. Elde edileni, normal bir hale koy- mak için bir Fransız firmasının çalış- ması lüzumlu idi. Hakikaten bir Fran- sız firması tansiyon dâvasının hallini üzerine aldı, Karabükte 154 bin üze- rinde çalışacak olan bir «transformatör» tesis kurmağa başladı. İngiliz, İtalyan ve Fransızlar ge- celi gündüzlü bir mesai içinde, üç ayrı bölgede, bir plânın hudutları dahıhnde, Ankara'nın elektriksiz kalmamasına uğ- raşmaktadırlar. Bütün bu faaliyet geliyor, geliyor, bir noktada toplanıyor 1955 senesinin Eylül ayına kadar üç merkez üzerinden gösterilen faaliyet sona ermezse, durum ne olacaktır? Şu Üç cevap B irinci cevap : bu suretle Şehir elektriksiz ka- İkinci cevap : <«Şehrin elektriksiz kalması akla dahi gelmez.» atalağzı'nın tevsi edılmesı işinin Eylül'e kadar sona ermemesi akla dahi getirilemez. Konuştuklarımız meseleyi bilhassa üçüncü cevap üzerinde topladılar. Mu- hakkak, diyorlardı, muhakkak gelecek Eylül'de tevsi işi sona erecektir. Yüzde yüz Üüzerinden yapılan . tahminlerde, yüzde bir ihtimal payı arıyanlar, hanı biraz şüpheci olanlar, «ya olamazsa» sualini ortaya dokuyorlar ileti sürüyor- lar. İlgililer bu tevsi işinin Eylül'de so- na ermesinden o kadar emindir ki, o kadar bu meseleyi benimsemişlerdir kı aksini düşünmemişlerdir. Düşünmek İi tememişlerdir. Bu bakımlardan her ın— sanın olacağı: dnyud n bu- lunduğu bır işin rahatlıgında ve aksmı soranları ikna edebilmek için bir dü- şünce — tarzı aramamak yolundadırlar «Kabil değil, — Eylül'de tamamlanacak- tır, ihale ve teminat bu yoldadır.» endileri gibi düşünüyor, kendi- leri gıbı 1ş1n içinden bir insan imişçe- sine, Ankara'nın gelece Eylül ayında bol ışığa, rahat ışığa, kesildi, kesilmedi derdini ortadan kaldırmış olan bir iş- letmeye kavuşacağına inanıyoru: Catalagzı santralinden elektn'k Anka- a'ya geldikten sonra, t fab- riRa ne olacaktır’7 Işletmeden çekılecek yerini yeni tellere, yeni imkânlara mı terk edecek, yoksa yine faaliyetine de- vam edecek midir? Bugünkü fabrika şehre 25 bin ki- lovat civarında elektrik — vermektedir. Büyüyen bir şehir, gelecek sene bu miktarı 30 bin kilovata — çıkaracaktır. Bunun hesabı yapılmıştır, gelecek sene şehrin 30 bin kilovat talep edeceği an- laşılmıştır. Çatalağzından gelecek kilovat mik- tarı yanında mevcut fabrika çalışması- a devam edecek «yedek» olacaktır. Bu fabrıka yedeğe alınınca, her zaman şehrin emrinde 15 - 20 bin kilovat ha- zır, bekliyecektir. Bır arızada «imdadı sıhhı» vazifesini görecek, yenı cereyan lâzım geldiğinde, yetışec ektir. Bugün, — mevcut ımkanlar geniş çapta cereyan verilmesini, elektrik te- min edilmesini sağlıyamamaktadır. Ça- talağzı imdada yetişince, bu dert de ortadan kalkacaktır. Iİmar plânı Değişen plân M altepe de bir cami yaptırma der- neği, cami için en münasip yeri bulup da Belediyeye müracaat ettiğin- de menfi cevap aldı. Cami, Maltepe caddesine bakan bir tepenın üzerine inşa olunacaktı. — Geliniz görünüz ki, böyle bir bina şehrin imar plânına ay- kırıydı. Gerçi Belediye, bu demokrasi devrinde, bılhassa cami gibi hayırlı bir inşaata ruh vermeme vaziyetine düş- a, nihayet plân plandı ve Ö- tesine geçılmesıne de imkân yoktu. Bugün Maltepeden geçenler, baş— larını kaldırıp tepeye baktıklarında ca- inşa edilmekte olduğunu göre- ceklerdır O halde, imar plânı mı de- ğiştirildi? Hayır, bunun cevabı basit- tir. Degışen imar plânı değil, bir in- şaatın imar plânına uyması gerektiği hususunda Belediyede mevcut telâkki- dir. «Maltepede bir cami yaptırma der- neği» Belediyeden red cevabını aldık- tan sonra peki deyip, boyun eğmemiş- tir. Bilâkis ciddi surette faliyete geç- miş ve Belediyeden daha kuvvetli kim- seler aramıştır. Bulmuştur da.. Bazı milletvekilleri, bu arada Ankara Millet- Ömer Bilen Hoca araya girmiş- ler ve kararın değiştirilmesi için teşeb- büste bulunmuşlardır. Hatıra gelmiyen, karar yerine camiin inşa yerinin değiş- tırılebılecegı ihtimalidir. Bu suretle şe- hir plânı ıbı goz önünde tutulması ge- reken b1 n da kenara itilmiş ol- mazdı. Faka hayır' Karar degıştınlmış ve camiin inşası başlamıştır. Maltepedeki cami Hani imar plânı? AKİS. 2 EKİM 1954