yadını doldurup doldurmadığı» husu- su iktidar çevrelerinin karar verecek- leri bir husus değildir. Bunu, seçmen, seçimlerde reyi ile izhar eder. Meselâ 2 Mayıs seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi 3 milyon küsur rey alacak yer— de yarım milyon rey topla saydı, kalanı Cumhuriyetçi Millet Partısıne veya mustakıllere gitseydi, o «tamam, bu parti miyadını doldurmuş» denilebilirdi. Boyle bir şey olmamış- ur. Assa, Floryadaki bir zatın ifadesiyle denilebilir ki: k «— Rey verecek başka parti yoktu i.. Partiler, «rey verecek başka parti bulunsun» diye kurulmaz. Bir tema- yüle tekabül ederek evvelâ parti orta- ya çıkar, rey alıp almadığı ondan son- ra, seçimlerde belli olur. Bu mahalle- de muhallebici dükkânı yok, dur bir muhallebici dükkânı açayım fikri, an- cak ticarette makbuldür. Siyaset ise, yirminci esrin ortasında bile, ticaret- ten biraz başka şeydir. Temayülleri memlekette bir tema- yüle tekabül eden kimseler ise her- halde ne Ertuğrul Akça 'dır ne Server Somuncuoğlu ne Zihni Betil Tabii, partilerinden bilinen şekillerde ayrıl— dıklarından beri! Türkiye'de parti de- mek her şeyden evvel lider demektir. Eğer muhalefet yıllarında Demokrat Partinin başında Celâl Bayar ismi bu- lumasaydı, — partinin zaferi çok daha müşkül olurdu Bütün bu bakımlardan güdümlü muhalefet partisi henüz 1ktıdarın bazı çevreleri için hoş, muhalefetin bazı çevreleri içinse korkunç, fakat aslında boş bir hayalden başka şey değildir ve bizim bildiğimize göre iktidarın li- deri bunun üzerinde katiyen durma- maktadı Verilemeyen karar Merkez idare heyeti düşündü 28 Ağustosta İstanbulda toplanacak Parti Meclisine bir rapor sunmak ge- rekiyordu. Toplantıda parti için son derece mühim bir karar verilecekti: Belediye v.s. seçimlerine girilsin mi, girilmesin mi? Merkez İdare Heyeti- nin bu mevzuda elbette ki bir fikri ol- mak gerekirdi. Nitekim liderin bir fik- ri vardı ve bu fikir seçimlere girilmesi lehin deydi Hattâ İsmet İnönü, Kurul- tayda bu fikrini, belki uzun zaman- danberi ilk defa olarak açıkça ve celâ- detle müdafaa etmişti.Parti Meclisin- de de edeceğinden hiç kimsenin şüphe- yoktu. Merkez İdare Heyeti ise u- mumıyetle Cumhuriyetçi Millet Parti- si ve Köylü Partisini takiben seçimlere boykot edilmesine taraftardı. Ancak, bunu ifade etmek, lidere karşı cephe almak mânasına gelecektı Üstelik, e- ğer Parti Meclisini teşkil edenlerini ekseriyeti Merkez İdare Heyetinin te- mayülüne aykırı bir karar alırsa, he- yetin zaten sağlam olmayan durumu AKİS. 28 AĞUSTOS 1954 Majeste' Bir seyahatin hikâyesini alâka v ibretle, ibretten de çok gıptayla takip ediyoruz. Bu, İngilterenin Muhalefet lideri Mr. Attllee'nin, refakatinde kendi partısınde muhale- feti temsil eden . van olduğu halde Demir Perde gerısınde yaptı- ğı seyahattir. Seyahati tertipleyen, İngilterenin — Hariciye — Vekili Mr. YURTTA OLUP BİTENLER ye gıpta edenlerin lideri Mr. Bevan da en faydalı rollerden birini oynadı. He- yet Londraya döndüğünde intibaları- nı bir rapor halinde — Muhafazakâr hükümete verecektir. H epsı bu degıl' Şu havadisi de bir Londra (L PS) — 80 inci yıl- Edendir. İngiliz politikası Rusya ve gdöpümü — münasebetiyle — Londrada bilhassa kızıl ine karşı bir açık Westmınster salonunda yanılacak hu- ka bırakmak gayesini gütmekte- çı, 'Sir. Winston dir. Oralara «iyi niyet heyeti» — adı Chucrhıll e bır portre ve bir hâtıra altında bir heyet göndermek . ve deferi takdim edilecektir. temas emek faydalı görülmüştür. Başvekilin. Graham Sutherland Fu heyet, tamatmle/fllehpfolıtıllğ İ sebep- şarafından yapılmıs olan yağlı boya S1 î&lzunden’ du aEaza a1 ar(iian tablosu muhalefet Lideri Mr. Attlee MUÜTeCKep SA n SÇİ farafından, mebusların imzasını — ta- partisi — ileri gelenlermm gıtmesı di. siyan defter Gower - eyaleti isçi Majestenin — Haric mebuslarından Avam Kamarasının Eden, Cenevredekı goruşmelerı esna— babası D R Greenfell tara- sında Majestenin muhalefet lideri findan - takdim, edilecektir. r. Attlee'nin bu seyahatini hazırla- : : di, İngiltere için çalışmak üzere Halbuki mebus seçimlerinin are- muhalıfler yola çıktılar. Evvelâ Rus- fçinde Mr. hurchill — ile Mr. M Dd ÇBP Feî gittikleri yerde Attlee, İşçi Partisinin İdare Kurulu ajestenın üyük elçisi, Büyük seçımlerınd evvel de Mr. Attlee çiliğin kapısını misafirlere oldug_ r. Bevan birbirlerine söyleme- orada ziyafetler verildi, kızıl liderlerle konuşuldu; müzakere. ler yapıldı. Majestenin muhalefet li- deri, Majestenin buyuk elçisi ile be- raber gayri resmi surette, ama gene de İngiltere namına söz soyledı Yal- nız Majestenin muhalefet lideri de- ğil, partisinin içinde ona muhalefet busbutun sarsılacaktı. arti Merkez Heyeti, Ankara- dakı iki katlı binasında düğündü ve bir hal çaresi buldu: fikrini söyleme- mek! imdi, Parti Meclisi İsatnbul'da top landıgında Merkez Heyetinin okunduğu zaman pek çok kimse şaşı- rıp kalacakır. — Heyet, fikrini söyle- mek yerine, teşkilâttan gelen temayul— leri anlatmakla iktifa etmiş, kendi k: naatini bildirmemiştir. Merkez Heyetı seçimlere girilip girilmemesi hakkın- da ne düşünüyor? Bu, raporda tama- miyle mesküt geçmiştir. Kurultayın akabinde Merkez Heye- tı teşkılatına bir tamim göndererek ö- müzdeki belediye seçımlerme giri- lıp gırılmemesı husu a ne düşü- nüldüğünün — tesbit ıle bildirilmesini istemişti. Bu husus başkanlar tarafın- dan değil, yapılacak toplantılarda ek- tarafından tesbit edilecekti. tamimde, teşkilâttan istenilen «istişari fikir» — olduğu, karar verme» yetkisinin Parti Meclisine ait bulun- duğu ilâve ediliyordu. Yani deniliyor- du ki: biz sizden fikir alacak, fakat kararı kendimiz vereceğiz. Bu tabii bir şeydi. Cevapların gelmesi hayli zaman al- dı. Ankara teşkilâtı bile kararım an- cak son dakikada — verebildi Merkez heyeti raporunu hazırladığında, henüz dıklerını bırakmamışlar, en «realist» manasıyle şahsıyat yapmışlar, karşı lıkl sözleri sarfetmişler kr asi, seçim mucadelclerının dışında siyasi liderlerin dahi insan kalmasını bildikleri, insan gıbı hıssedıp, insan gibi duşunebıl— dikleri rejimin adıdır. ele geçmemiş hayli cevap vardı. rağmen bir fikir edinebilmek kabıldı Şöyle ki: Küçük yerler, seçimlere girilmesi taraftarıydı Orada bazı şahsiyetler vardı, bunlar kendilerini kuvvetli bu- luyorlardı, belediye reisi seçilecekle- rinden emindiler, bu cazip geliyordu. Büyük yerler ise, girilmemesi tarafta- rıydı. Bir fayda ummuyorlar halkın türlü sebeplerden kendilerini secemi- yeceğinden a , seçemiyeceğinden endişe edıyorlardı Üstelik büyük yer- lerdeki particiler partizan vasfına daha âyıktılar. Sonra işleri heyeti umumi- yesiyle — gözönünde — tutabiliyorlardı. Ancak bunlardan bazıları «İsmet İnö- nü meselesi» nin ehemmiyetini de na- zardan uzak bulundurmuyorlardı. Nihayet bir temayül daha vardı: teş- kilâtı, girip girmemekte serbest bırak- mak. Fakat bunun da parti içinde a- narsıden ve ikilikten başka netice ver- meyeceği malümdu. İşte Merkez İdare Heyeti, Parti Meclisine sunduğu raporda bunları be- lirtmekle iktifa etti ve kendi fikrini dikkatle sakladı. Parti Meclisinde de yukarıdaki üç te- mayülün akisler bulacağı şüphesizdir. Ancak en kuvvetli faktör liderdir. İs- tInonu, eğer Parti Meclisi aykırı karar verirse Kurultayı toplantıya da- vet edeceğini açıklamıştır. Gerçi bu-