SPOR bir mesafede ıstedıgı anda rekor kıra- bilecek a vette olsun! İşte bu imkansız gibi görülen hayallerı ha- kikat yap cudun taşıyan ıkı sop bacaklı saçları dokul— müş dazlak kafalı, ıhtıyar gibi görü- nen bir atlettir. Başını daima iki omu- sunun arasına sıkıştıran ve senelerce yıldızı sönmeden atletizm dünyasnın semalarında parlayan Zapotek adlı bu Çek atleti, kendisine insan üstü çok sıfat ve vasıflar verilmiş olması ne Trağmen muvaffakiyetinin sırrım sadece ve sadece çalışma sisteminde bulmakta Enerji Ve taktıgını birleştirmede bir profesör olan Zapotek, 19 yaşında me- rak sardığı bu sporda çok defa kendisi ile alay edilmesine, önüne türlü g lukler çıkarılmasına rağmen çalışma— larına devam etmiş, gündüzleri çalış- tıgı fabrıkanın yorgunlugunu akşamla- rı 15 - 20 kılometrelık koşularla dermeye çalış ıştı For e nefes tamam olunca geri- ye ne kalır" Taktik ve sistem! İşte meş- hur atlet o zaman iki büyük şöhreti İsveçli Haegg ve Anderson'un çalışma stilini yakından takip etmek suretiyle nihayet 1947 de dunya rekoru ile ilk gi- şöhretini — sağlamış ve ismini herkese duyurmuştu. Uzun mesafe koşularının hemen hepsini koşmakta, bunlardan istediğı— nin rekorunu derhal kırmaktadır. 1952 olimpiyatlarında — maratona gireceğini bildirdiği zaman atletizm müşahit ve hocaları eh. artık bu imkânsız, de- mislerdi. Netice; Zapotek gene birinci, hem de yeni bir rekorla. Çek lokomotifi adı ile şohretını ge- nişleten dünyanın bu 1 No. lu atleti, iradesi, — bilgisi ve bitmek tükenmek bılmeyen enerjisi ile muvaffakiyet sır- rına ermiştir. Antrenmanları amansızdır. Takip et tiği usul hiç bir atletle mukayese edi- lem â evvelâ bir nihayet 2 defa da 100 koştuktan sonra kültür fiziğe baslar. Bu kadar acaip antrenman sadece nev'i şahsına münha sırdır. Nihayet Zapotek hakiki bir taktik kralıdır Dünya ordulararası şampiyonası ekiz memleketin iştiraki ile yapılan Sdunya ordulararası atletız şampi- yonası, bu sporda üstünlüğü teslim e- dilmiş Amerika'nın bırıncılıgı ile niha- yetlenmiş bulunuyor. ÜUç senedenberi dünya ordulararası atletizm şampiyo nasına iştirak etmekte olan takımımız ikisi Abdullah Kökpınar birisi de Ek- rem Koçak'ın olmak üzere 3 birinci- likle Amerika'dan sonra en çok birin- cilik alan takım olarak ikinciliği ka- zanmıştır. Hollanda'nın Filburg şehrinde yapı- lan yarışmalarda iki ordulararası Tre- kor kırılmış ve diğer müsabakalarda da Avrupa atletizm şampıyonası are- fesinde dünya klasmanına giren dere- çeler alınmıştır. 32 İdarecilik mi S porumuzda doğan yeni cereyanla- ra muvazi olarak spor idareciliği- nin de mânası değişmektedir, Vak- tiyle idareci, sportmenliğin, — kulüp sevgısının feragatın otoritenin tim- İ. i. İdareci, sporcusu karşı ğ ir hoca gibi da vranır, diğer rakip idareciler ıçın de ıdealıst bir efendı hüviyetini taşı Zam spordan beklenılenler türlü şekıller aldıktan sonra umumi- yetle bu tıp idareci hiç kalmadı. Ku- lüplere girip çıkan sporcular anca para ile harekete geçirilmeğe başla- yınca, yavaş yavaş idarecilik de ide- alistlerin işi olmaktan çıktı. İdareci karşısında idealist görmüyor ki, ken- di de idealist olsun. Bugün profes- yonel kadrolu kulüplerde idarecile rin ağzında şu teran Tofesyı nel takım amatör 1darecılerle çekıp çevrilemez. Bu kulüpler idarecileri- nin hepsinin de pır aşkına çalıştıkla- rına artık esasen en koyu kulüp ta- raftarı bile ınanmamaktadır İşin üzücü bir tarafı da mevcut: İdarecilik bir meslek haline konulun idarecilikten bir menfaat ca veya beklenince, bu mesleği muhafaza etmek, gelir kapısını - kapamamak, menfaatlerı elden çıkarm amak içın bazı gozunu hırs bürümüş ıdarecıler bir spor adamına yakışmay: raketlere tevessulden çekınmıyorlar Onlar için kulüp idareciliği dalave- re, karşıdaki hasmın gafletinden is- tifade, lisans ve sicil işlerinde hilei şer'iye bulmak, — sporcuyu kandırıp kulübe apartmak, hakemi kendileri- ne bendetmek gibi marifetler — gös- termekten ibaret olmaktadır. Ara sı- ra oyle idareci tiplerine rastlanmak- tadır ki, bir sporcuyu boş vaadlIlerle kulübe aldıgını ve körletip — rakibe Bütün müsabakalarda Amerikalılar favori olarak görünmüşler ve bir ço yı kazanmaya muvaffak ol- muşlardır. Yarı uzun koşularda ordulararası şampiyonada ismi etrafında ilk — defa alaka toplıyan Kökpınar 3000 steeple ve 5000 metrelik duz koşusu ile birincilik kazanırken, trede Ekrem Ko- çak fevkalâde bır koşu ve bilhassa mü- kemmel olarak vasıflandırılabilecek bir taktikle yarış başında favori olarak kabul edilen Belçika ve Hollândalı ra- kiplerini göğüs farkı ile mağlüp et- mistir. Bilhassa bu yarış 3 gün devam eden müsabakaların en heyecanlısı olmuş- tur. Starterin tabancası ile birlikte hızlı bir tempoya giren koşuyu genç kıymetlerimizden ve beynelmilel pist- lerde tecrübesiz atletimiz İlhan Koç sürüklemeye başlamış, onu sırası ile hokkabazlık mı Tevfik ÜNSİ yaratmadığını iftiharla, gülerek söy- lemektedir, attığı imzayı türlü pole- mikler ve tertiplerle hükümsüz hale sokmakta sonra bununla öğüne- rek kulüp camiası içinde mevkiini sağlamlaştırmağa bakmaktadır. Bazı idareci tıplerı nizamların, talimatna- melerin arım bilmekle ve karanlık tescil muamelelerini nor- mal şekilde halletmekle şöhret yap- mışlardır ve onların hızmetı den dı ğerleri asla ge ecıler de bırer ne başarabildikleri şey, kendi ele- manlarını takviye yerine rakip tara- fi mali bakımdan, maddeten ve ma- nen hırpalayarak — zayıf düşürmek- tir.. Muharebede, komutanın bu takniği şayanı kabul görülebilir ama, spor bir muharebe değildir ki.. Ida— reciliğin mânasını hokkabazlık dala- verecilik olarak alınmakla ilk olarak spor dâvasına idareci tarafından iha- net edilmektedir. Ku lu idareci- leri arasında, adedi mahdut bu şekil birkaç kışının bulunuşu hüsnü ıyet ahibi, dürüst diğer idarecilerin sportmence çalışmalarını köstekledi- ğinden bu vadide bir tasfiye de ku- tüpçülere ve kulüp idarecilerine dü- şecektir. Sporumuzdan, sporla alâ- kası bulunmayan, sportmence hare- ket etmeyi bilmeyen bu gibi idareci- leri, sporumuz namı hesabına, evvelâ ke ndi camıalarındakı sporcularının selameti bakım ndan, mensup bulun- dukları kuluple rin Heri gelenleri, temızlemelıdırler uzaklaştırmakla etleri — zayıfla- umumi heyetleri Onları iş başından emin olsunlar cem maz, bilâkis kuvvetlen ir. Hollândalı, Belçikalı atletler takibe oyulmuşlardır. Yarışın son 150 met. resine kadar üst üste yaptıgı 3 atakla liderliği —muhafaza eden İlhami a zamanda rakiplerinin temposunu boz- mak suretıyle akıllı bir koşu çıkaran Ekrem'i sürüklemiştir. — Ariv 30 metre kala İlhami'nin duraklaması Bel— çikalı Cogueraux ve Hollândalı Jon- kers'in başa geçmelerine sebep olmuş- sa da dış kulvardan hücuma geçen Ek- rem Koçak amansız bir mücadeleden sonra göğüsle yarışı almaya, dolayı- siyle de takımımıza 3 üncü birinciliği kazandırmaya muvaffak olmuştur. Yapılan en iyi dereceler rdulararası atletizm şampiyonasın- da en göz dolduran dereceyi mu- hakkak ki Amerikalı Hall yapmıştır. Yüksek atlamada 198 lik derecesiyle birinci gelen bu daima 2 metre civarında atlayışlar yapabilecek kuv- AKİS. 28 AĞUSTOS 1954