28 Ağustos 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

T TIT B Cerrahi Poğuştan kalb anomililerinin tedavi- ndeki başarılar modern cerrahinin en önemli bahsini teşkil etmektedir. Bu muvaffakiyetlere önderlik; edenler Helen B. Taussig ve Afred Blalock ad- l1 iki Amerikalı doktordur. 1944 Blalock; mavi hastalık dediğimiz, dört önemli belirtisi olduğu için tıb dilinde Tetraloge de Fallot adiyle andan has- Sağ kalbden ciğerlere gönde- rilerek temizlenmesi — gereken kanın bir kısmı bu gayri tabii "delikten sol kalbe geçerek büyük dolaşıma dökül- düğünden hastaların kanı gittikçe kır— leniyor. Bu durumu düzeltmek Blalock, kalbin dışında arterya monalisi köprücük kemiği altı arterya- sına birleştirmekte, — bu suretle kalb- giderek yeniden rektedir. Bu ameliyatı kendisine bu iş lerde büyük bir otorite sayılan Helen B. Teussig ilham etmiştir. Amerika- da binlerce defa yapılan bu ameliyat sayesinde, dünyaya geldikleri sırada tabıatın kendilerini ölüme mah- mavi göründükleri için baby denilen bir çok yavruyu kurtarmak kabil olmaktadır. 1946 da profesörlüğe yükseleni — ve şimdi John . Hopkins hastahanesinde kürsüsü bulunan Helen B. Taussig ile yine aynı olan Prof. B hastahanede şirürii hocası lalock'a bu mavi yavru- Dr. Helen B. Tanssig Kalb — mütehassısı AKİS, 28 AĞUSTOS 1954 larla beraber bütün insanlık çok şey borçludur.—Dr. E. E. İnsan vücudu Nasıl düşünüyoruz? asıl düşünüyoruz? — Senelerdenberi Ngormedıgımız insanlar, eşya, mem- leketler isteğimize göre — hâtıramızda nasıl canlanıyor? Bu, yıllarca önce ya- şanmış olayların muhayyelemizde uya- nabilmesi için beynimizde nasıl esrar- l1 muameleler cereyan ediyor? on zamanlarda girişilen yeni lâbo- ratuvar deneyleri işte bu bir sürü so- rulara cevap bulmağa — çalışmaktadır. Beyni; f'ızyolopk bakımdan bir elektrik ]enerat 9rü gibidir. İnsanın sinir siste- i (beyin, murdar ılık ve sınırler) yaş bır pil bataryasına ben Bu arya; 1/10 volt daimi cerey verir kı bir cep pilinin voltajının ortalama 1/29 si demektir. Ekserisi sudan ibaret olan bir mayi içinde bulunan sinir dokusu- na bu elektrik cereyanını sağlayan sod y ve potasyomdur. Her eyın hüc- resinin iki türlü küçük uzantıs dır. Bun da bu kombinezonları yanacak şekilde milyonlarca ikincil devrelere, yani şu- be hatlarına ayrılmıştır. u ikincil devreler bir hâtıra veya bir fikri tem- sil eder. Bütün bu tâli devre, yani şebeke, bir buyuk ana devrede birleşir. yonlarca telefon santralleri teşkil et- ektedir. Bu santrallerden bir tanesi bile İstanbulu idare edecek kudrette- dir. Artık bu telefon şebekelerinden bir anda geçen emirleri, sualleri, ce- vapları tahmın edebılırsınız Hayatımı— Bir nazariyeye göre biz, hâtıralarımızı beynimizdeki kapalı devrelerde sakla— maktayız. Bu k hücrelerinin dan ibarettir, trik cereyanı — geçmektedir. lara tekabül eden elek şarilarımütemadiyen bu kap devrede dönüp durmaktadır. Cereyanı tazeleyen sodyom ve notasyo Ve bu olaylar hayat süresince devam edip gitmektedir Hâtıra- trik alı Beş duygumuzla gördüğümüz, kunduğumuz, işittiğimiz, — değdiğimiz veya tattığımız her şeyi devamlı ve o- tomatik olarak bir ihsas halinde zan- tetmekteyiz. Eğer bu intibaların lü- zumsuz ve fazlalarını yok edecek ter- tibat bulunmasaydı, bu ihsaslar içinde Dr. Alfred Blalcok bir Bu da kalb — mütehassısıdır bogulurduk Bereket ki sinir sistemi- ğişikliklerinin merkezlere bildirilmesi- ne ve laştırılmasına lüzum — yoktur. Bır tek sınır 1plıkçıg1nde hasıl olan bir iplikçiklerini ilglendiren barajı yıkarak, derhal pıresyonunun beyne ulaşabilmesi özümüzün retin tabakasındaki hucreyı ilgilendirmesi lâzımdır. erkez sinir sıstemı başlıca uç trans- ketlerini beyinden gelen emirlere göre kontrol eden, muvazene ve koordinas- yon organıdır. Refleks hareketler ise, murdar ilik aracılığı ile başarılır. Vücutta idare ve hükmettiği bölgele- rin fonksiyonunun önemine göre dima- ğın o bölgesi daha ziyade gelışmıştır İdare edilmesi gereken iş n d nemli ise, dimağdaki merkez de o ka— dar inkişaf etmiş bulunur. — Meselâ ve parmaklar, çok karışık ma- nevralar yaptıklarından, ayaklara ve bacaklara göre beyinde, daha gelişmiş merkezlere sahiptirler. Dil ve dudak- ZI