TURİZM Amasra Fakat turist çekmiyor İç Turizm Peki ama ya yurt? O kuyoruz, duyuyoruz, biliyoruz: ban dernekler, birlikler, ve cemiyetler memleketlere turistik seyahatler ter- tipliyorlar. Rağbet fazla.. Muhakkak ki garp şehirlerini dolaşmak, arttırmak muhtelif dünya mılletlenle — her e — temas etmek entere- san, guzel Ve faydalı.. Bu teşebbüsleri takdir ve memnunlukla karşılamama- ya imkân yok.. Yalnız buna muvazi olarak kendi yurdumuzu, bilhassa u- zak bölgeleri, cennet kadar güzel olan ücra koşelerı de yakından görüp tanı- mayı temin edecek faalıyetlerı hasretle bekliyoruz. Hiç yok mu?.. Var ama ne kadar seyrektir, ne kadar mevzit kalıyor... Çeşitli - fırsatlardan — faydalanarak pek çok garp ülkelerini gezip görmüş olmasına rağmen İstanbul. Ankara gi- bi büyük şehirlerden hiç ayrılmamış, Anadolu'unun beş karış toprağını do- laşmayı zevk ve vazife edinmemiş nice aydınımız olduğunu söylerken müba- lâğa etmediğimize kaniiz. Bu kadarla da kalsa pek mühim saymıyalım. Fa- kat, bu zümre arasında memleket dâ- valarında söz ve kalem sahibi olanlara rastlamak bizi üzüntüye — düşürüyor. Masa başından bir takım, nazariyelerle problem çözmeye kalkmak bize hayal- lerle uğraşmak gibi geliyor. İyi niyet sahibi olduklarına inancımız tamdır. cak her muşkulu her de müşahede edip ıncelemek yasıyanların — hayat şartlarını tetkik etmek külfetine katlanmayan AKİS. 28 AĞUSTOS 1954 şahısların bu meydanda ne derece me- haretle at koşturabileceklerini de he- saplamaktan kendimizi alamıyoruz. Meselâ: doğduğu şehırden hiç ayrıl- mamış bır İstanbul çocuğunun haya- linde doğudaki mahrumıyet bölgeleri- nin halini canlandırmak, orada yetı— şen vatandaşlarımız hakkında fikir şılamak cidden güçtür. Toprak altında yaşıya» ınsanlardan mektep kapısı ahşi çocuklardan, ipti- daılıgın cehaletını menfıleştırdıgı ruh— lardan söz açsanız da dilediğiniz alâka yi toplamak mümkün olmaz. Anadolu- nun batısı ile doğusu arasındaki yaşa- laştıramazsınız. Büt unların göz- le görülüp, kulakla işitilmesi şarttır. Bu bakımdan milli ve dâvaların hallinde söz ve saâhıy t sahibi olsun olmasın, her aydının vatanı baştanı ba- şa dolaşıp yakınen temasında sayıla- eniş faydalar ummak- tıyor kı yaba ncı mı emle— iyi yetişmiş, garp ültürüyle beslenmiş olsun, kendi pı'akl arını yakından bilmiyor, muhtelif mıntakalarda yaşa- yan vatandaşlarının hususıyetlerınden habersız bulunuyorsa memlekete gö- hizmetlerin aksak taraİlarını tabıı karşılamak lâzı Yanılmıyorsak, bu alakayı — hattâ sevgiyi de diyebiliriz — küçük yaşlar- da çocuklarımıza aşılamak, okul çağ- larında devamlı geziler tertipliyerek gençleri en uzak köşelere kadar gö- türmek, fikir badelelerıne yakın— dan kaynaşmak ımkanları aranmalıdır Üniversite talebelerınden hazırlıya- cakları tezleri memleket meselelerin- den seçmelerini ıstemek A adolu'nun en uzak bölgelerinden alacakları ko- nulardan hazırlamalarına teşvik et- mek m n değil midir? Bu suretle genç yaşlarda yurdu tanımak, orada yaşıyan — insanlarla karşılıklı sempatı ve münasebet teminine vesile vermek istifadeli olmaz mıydı? Yarın milletin mukadderatını elıne alacak şeyd n Önce yurt sevgisi, Vatanda sev- gisi aşılamak Vazıfelerımız arasındadır İnsan oğlu ancak yakinen tanıyıp sev- diği me mlara alâka gösterebilir. Çocuklarım: bu ruhu telkin eden mali bir terbıye verebıldıgımı gün, Norve Ama turist çekiyor