SPOR ALEMİNDE Bir garip transfer ayıdır Kulüpler Fener Kongresinin içyüzü ok zaman kovboy filmlerine sahne olan Süreyya sineması bu sefer kü- fürlü, tehdidi bir kongreye sahne ol- du. Dedikodusu aylardanberi devam eden genel kurul toplantısına takad- düm eden günlerde iş başında bulu- nan idare heyeti kendine güveniyordu. Sert tenkidlere karşı hazır- lıktan da geri durmuyordu. Sezon ba- şında kârlı bir transfer yapmış olma- sına rağmen — Sarı-lâcivertli popüler kulüp F.Bahçe hiç tatminkâr neticeler alamamıştı. Gerçi basketbol ve atle- tizm sahasında — muhalifler tatmin ol- muşlardır, fakat ille futbol... Kadıköylüler grupu aha geçen seneden beri başlamıştı: F. DBahçe, Kadıköylülerindir! Kadıköy- de oturmıyan, — Fenerbahçeli olamaz. Hele, hele idare heyetine sureti kati- yede gelemez. Nitekim bu korku F. Bahçe idare heyetinin dümencisi Dag— laroğlunun bile Taksimdeki evini Kı- zıltoprağa — naklettirmeye kâfi gelmiş- ti Kavrakoğlu gecen kongrede düştü- ğü tuzağın acısı ile kongreden Üüç ay evvel seçim kümpanyasına girmişti, bütün tenkidler umumi kaptan Se- dat'ın şahsında toplanıyor, kendisini Kadıköylüler — desteklemekle beraber gene de zaman zaman yalnız bırakı- yorlardı. Kongre açılınca N ihayet beklenen gün gelip çatınca, oyuncudan azasına kadar herkeste aklanmasma lüzum görülmeyen bir heyecan sezildi | Sakin bir hava İle başlayan toplan— ın. Arif Hanoğlu'nun te nkidl i ile lektriklendi Hele biraz son Kakrekoğlu'nun şahsiyata kaçan SÖZ- leri bu elektrikli havada hemen şera- re meydana gettriverdi. — Koltuklarlar- dan kalkanlar binbir zorlukla tekrar o- turdular, ama ağızlarını kapatmak, da- ha doğrusu karşılıklı söz düellosunu kestirmek mumkun olmadı. Muvaffak bozuk bir plâk gibi aynı teraneyi tek- rarladı durdu. Tenkidlere verilen cevap imin ne söylediğinin belli olmadığı K bir sırada mikrofon başına — gelen Dağlaroğlu evvelâ Fenerbahçeyi, Fe- nerbahçelilere tanıtmak gayesiyle ku- lüp tarihinden bir kaç yaprak ortaya oydu. Sonra bilmem kaç senesinde kazanılan bir rakorun hikâyesini an- attı. En sonunda da birkaç kelime ile tenkidlere cevap verdı Görülüyordu ki mensubu oldu idare heyetine kendisi de muarızdı. Nihayet gizli reyle seçimlere geçil- AKİS. 24 TEMMUZ 1954 ir garip transfer ayıdır sürüp g diyor, kim mak ıstedıgı kımın ne için aldıgı bel değil. Ge- çen sene mukavele imzaladığı halde kulübünü — yüzüstü bırakıp sıvışan oyuncu bu sene yine aynı şartlarla ve şekilde, aynı kulübe buyur edili- yor. Bir kulüp üç dört sene evvel "bu çocuk işe yaramaz!" diye bırak- tığı oyuncusunu bu sene 8000 lira ödeyerek camı gönülden transfer e- diyor. Anadoludan gelen delikanlı haftalarca bir kulübün lokalinde ya- tıp kalkıyor, yiyor, içiyor, bir de bakıyorsunuz başka bir yuvaya uç- muç! kulüp — Avrupai bir iş yapıp ün sonra yanlış he- dönü üyor, veya naz niyaz, klâsik lâf: kulüp aşkı araya , satılığa çıkanlar bağra b Or. Ya oyuncular? Bir kısmı kapı kapı dolaşıp, el'an mensup bulundu- ğu kulübü kötülerken bir kaç ku- ruş fazlasına yeni kapı arıyor. Bir kısmı — komisyoncular elinde; diğer bir kısmı da kendileri trans f er berleri uydurup kuluplermı telaşa düşürmekte ve nadide kuşu kaçır- maktan korkan kuluplerınden para sızdırmaktadırlar. Bahane de hazır: Bir senelik peşın vererek ev tut- maktadırlar, büyük ame- liyat yaptırmaktadırlar veya nişanla- nacaklardır. Su transfer ayının neden ihdas edildiğini ve profesyonellik talimat- şünürsek, bu garip transfere şaşma- mak elden gelmez. Transfer ayı kabul edılmezden çok evvel yine böyle r alış veriş mevcuttu. Profesyonellık gizli oldu- di. Elde dolaşan listeler, sıralar ara. a l in es- gecıkmış olmasına rağmen neticeyi beklıyol Niha- yet Osman Kavrakoğlu'nun lıstesmın kazandığı anlaşıldı Bu iş te böylece nihayete ermiş oldu Sarı.Lâcivertli dileriz. yuvaya — başarılar Basketbol Futbolun en büyük rakibi emleketimizde uzun bir mazisi ol- akla beraber son bir iki sene i- cinde tutunmuş bir spor! Şimdilik beş - azanın getirdiği, Tevfik ÜNSİ ğundan alış veriş de gizli idi O za- manlar bır kaç kat elbise ve bir iş kserıya kafî gelırdı istendi.. Amatörler için transfer ayı kabul edildi; fakat iş çığırından çık- mıştı, nihayet — profesyonellik, tali- matnamesi ile gelince, artık işlerin başka memleketlerde olduğu gibi u- sulu dairesinde cereyan edeceği zan- nedildi. Ne mümkün! Bir kere bir çok kulüpler vazıh olarak ne gibi oyunculara ihtiyaçları olduğunu bilmiyorlar. Bir çok çere- yanlarm tesiri altında kalan idareci- ler, işe yaramayanların başını boş bırakmağa da cesaret edemiyorlar. ideceklerin — yaratacakları — menfi propaganda, "ya karşı tarafın işine yararsa?" korkusu, kulüplerde bir sürü işe yaramaz oyuncu biriktiri- - yor. Diğer taraftan almak, kıtlıktan çıkmış gibi almak kulü plerı birer Oy deposi h line de sokuyı Ku lupler arasındakı rekabet ve kıs— kançlık lüzumluyu, lüzumsuzu bir de bakıyorsunuz kulube doldur— muştur. — Antrenörün seçtiği, — dişli nüfuzlu futbolcu- nun peşinden — sürüklediği oyuncu- larla kulüp yükünü almıştır. Bu kadar oyuncu ne olacak? Fek tabi- idir ki, bir çoğu bir sene müddetle oldukları yerde — küfleneceklerdir, kabiliyetler bir fırsat — bulamadan gelecek mevsime varacaklardır; — ta- i ertesi sene,yine bu fasit daırede alış veriş pazarı açılıncaya kadar. Bu arada, bir ay içinde, bir senelik emek netıcesı bir parça toparlanmış olan amatör , küçük kulüpler sevgılı yavrularının yuvadan uçtu— ğuna da şahit olacaklardır. Şu garip transfer ayı işte böyle anlaşılmıştır. Daha bir kaç gün göz- ler komşunun tavuğunda kalacaktır. binin üstüne çıkmıyan seyircisi; her türlü mahrumiyete katlanarak, asil bir spor olan basketbolün heyecanını bin- bir meşakkat içinde tatmin imkânını bul or. Hiç bir takım oyununa ben- yen nevi şahsına münhasır husu— sıyetlerı ile gençlerimizin benimsedik- leri basketbolde — iddia edebiliriz ki — futbolun fevkinde başarı göstere- biliriz. Çalışmalar ümit verici, rekabet teşvik edici, tenkid ve ogutler samimi olduktan sonra Bir de sahamız olsa akat beş bin seyirci alacak cinsin- den vaz geçtik, doğru dürüst basket oynanacak tek bir açık veya kapalı sportif oyunlara tahsis edilmiş sahamız yoktur. Milli bir basketcimizin ayağı- 33