İktisaden az gelişmiş memleket- ler için E skiden dünyayı idare eden büyük devletlerin — iktisat politikalarına şöyle bir zihniyet hâkimdi: ham madde bakımından zengin, bol nüfuslu — yerleri ele geçirelim. Ham maddeleri işletir, mamul madde haline getirir, satar ve zengin oluruz. Bugün bu zihniyet iflâs etmiştir. İflâs eden zıhnıyet zengin olma arzusu değil, zengin olmaya götürecek yolun seçilmesi keyfiyetidir. İkinci cihan harbinden sonra — milletler hatalarım anlamışlar ve beynelmilel mübadele- nin gelişmesi için iktisaden az mis memleketlere yardım etmeğe baş- lamışlardır. Zira iktisaden az gelişmiş memleketler kalkınacak olurlarsa bey- nelmilel ticaretin hacmi genişliyecek ve bundan mübadelede taraf olan dev- daha fazla istifade — edecekler- dir. Çünkü daha çok mübadele vası— talarına sahip olacaklardır. Milletler teşkilâtının Ekonomik ve sosyal konseyi meseleyi ele almış ve mezkür memleketlerin ekonomik kal- kınmalarını temin edecek çareleri ara- mağa başlamıştır. Halen Birleşmiş Mil- letler — teşkilâtı — ekonomik ve sosyal onseyi Cenevrede toplantı halinde- dir ve yukarıda bahsettiğimiz meseleye tetkik etmektedir. Gayelerinden biri az gelişmiş memleketlere yardımlarda bulunmak olan Milletlerarası Kalkın- ma ve İmar Bankası da bu hususta bir rapor hazırlamış ve konseye tevdi e miştir. Mezkür rapor milletlerarası bır mali şirket kurulması teması üze- rinde kaleme alınmıştır ve şunları ih- tiva etmektedir Zengin memleketlerden elde edilen sermayeleri, fakir memleketlere yatır- makta müşkülâta ugranıyor Zira bu sermayelerın geri gelmıyecegınden Dünyada korkuluyor. Eğer milletlerarası bir mali şirket hususi teşebbüslere serma- e kredisi açacak olursa, mezkür mem- leketlerın kalkınması temin edilecek- tir. 50 - 100 milyon dolarlık bir şirket uzun vadeli krediler açmağa bağlıyacak olursa hususi sermayeye de itimat ge- lecek ve dış yatırımlar süratlenecek- tir. Dünya bankasının verdiği rapor ü. zerinde sermaye ihraç eden memleket- ler mütereddit davranmışlardır. Eko- nomik ve sosyal konsey, çalışmalarını sona erdirdiği vakit vasıl olduğu neti- ceyi eylülde New-York'ta toplanacak olan Birleşmiş Milletler Teşkilâtı Ge- nel Kuruluna bildirecektir. Amerika Birleşik Devletlerinde şahsi tasarruf artıyor erkesin, yarma ait düşünceleri var- Hdır Iktısatta yarma ait düşünceleri miz, yarına ait pro_ıelerımız tasarruf şeklınde tecelli eder ki bu insan tiyaçlarını aranda tatmin etmekten vaz geçerek haiz olduğu iktisadi kıymetle- ri istikbale muzaf olarak biriktirmesi demektir. Her ekonomide vatandaşla- rın biriktirmiş oldukları iktisadi kıy- metlerin büyük bir önemi vardır. Zira tasarruf gelirle sermaye arasında bir köprüdür. Onun için fazla tasarrufa istinat eden ekonomiler, girişecekleri yeni iktisadi faaliyetler için zaruri o- lan sermayeyi bulmakta güçlük çekmi- yecekler demektir. Tasarruf bir yan- dan ferdin tasarruf etme arzusuna, di- ğer yandan gelire ve tasarruf terbiyesi almış olma gibi çeşıth faktorlere bağ- lıdır. Fakat bunun dışını ir şart da. ha vardır ki, o da uzun denılebılecek bir zaman için paranın iç ve dış kıy- metini muhafaza etmesidir. Şayet pa- ra, tasarrufu kolaylaştırma fonksiyonu- nu ifa edemiyecek olursa tasarruf hik- meti vücudunu kaybeder. Yani sim- Şeker! Adresi mi öğrenmek istiyorsunuz? AKİS. 24 TEMMUZ 1954 İKTİSADİ VE MALİ SAHADA elde mevcut olan iktisadi servetle istikbalde elde edilecek iktisadi servet- ler arasında seçim mevzuubahis ola- Zira paradan kaçılır. Amerika Bırleşık Devletlerı gibi mustakar bir paraya sahip olan memleketlerde pa- ra, tasarruf fonksiyonunu, şayet tasar- rufun diğer şartları mevcutsa yapabi- lecek durumdadır. Nitekim Amerika Birleşik Devletlerinde tasarruf saha- sında geçen senelere nazaran bariz bir verdiği rapora göre tasarruf mezkür memlekette ikinci cihan harbindenbe- ri azami haddine ulaşmıştır. ki Üç aylık tasarruf 3 300 000 000 dolardır. Bu rakam geçen senenin Üç birinci Aayına kıyasla 900.000.000- dolarlık bir tezayüdü ifada etmektedir. Tasarruf edilen meblâğla- rın büyük bir kısmı menkul kıymet- ler hisse senetleri ve tahvil - şeklin- ir. emleketimiz iktisadi bakımdan bir oluş ve kuruluş halindedir. Onun için bilhassa ekonomimizin dahili fin- ansmana bakımından tasarrufun oynı- yacağı rol açık ve barizdir. Bankacılık yurdumuzda ikinci cihan harbiyle bir- tikte canlanmağa başlıyan, iktisadi hayata paralel olarak gittikçe artan bir gelişme kaydetmektedir. Eğer bu geliş- meğe muvazi olarak tasarruf mevduatı a artmış olsaydı iktisadi düzen gön- üllere ferahlık verici bir manzara arz. etmiş olurdu. Onun için memleketim- izde şayet sermayeye — heran tahvili kabil olabilecek büyük meblağlara ul- aşmak istiyorsak yapılacak çok şeyler vardır. Bunların bir kısmı maarifi al- akadar eder ki bu işin eğitim, terbiye yönüdür. Bunun başka bir yönü ferdin milli gelirden daha fazla bir pay alması- nı ilgilendirir ki bu işin inkısam ve sos yal siyaset yönüdür. Fakat bunlardan biri daha vardır ki devleti ilgilendirir. Bu yön, bakılan zaviyeye göre değişir; bir tarafı para siyaseti, diğer tarafı ma- liye siyaseti, öbür tarafı faiz ve kredi hadleri ile ilgilidir ki hepsının muhas- kıymetini müteessir e- ele almakla yaraya parmağını basmış- tır. Fransa da demir ve çelik! istihsal durumu ransada demir ve çelik istihsalinde mayıs ayı zarfında bel rli bir artma husule — gelmiştir dustrıdekı bu artış geçen sen eye naza yüzde 4,5 nisbetindedir. — 1938 ortalamasına göre 138'e varmaktadır ki bu, yüzde 38 bir artış demektır tihsali de 173 e sanayideki bu istihsal bolluğu Fransa- a münhasır değildir. Avrupa kömür ve çelik birliğine âza olan memleket- lerin hepsinde bariz bir artma göze çarpmaktadır.