ASKERLİKSAHASINDA Orduda iltimas kalkacak Batı Avrupa NATO Tatbikatı ransada Voluceau kampında 26 ni- F sandan 30 nisana kadar, devam et- mek üzere büyük bir kadro tatbikatı yapılmıştır. Bu tatbikatlara, NATO devletleri ordularından 250 yüksek rüt beli subay katılmıştır. Bu tatbikatlar İngiliz erkânı harbiyesin deki usullere göre yapılmış ve NATO Başkumandan Yardımcısı Mareşal Montgomery tara- fından idare edilmiştir Tatbikatlar Avrupa müdafaasının kara, den z, hava meseleleri üzerinde ve yeni silâhların tesirleri dikkate a. lınarak yapılmıştır. NATO'nun başku- mandanlık — karargâhım meşgul eden him meselelerden birisi de, yeni silâhların kullanılmasiyle taktik dok- trinlerde ne gibi değişiklikler yapılma- sı lâzım geleceğidir, Yeni doktrinlerin tesbiti muhare- be usullerine yenilikler ilâve etmekle kalmıyacak. Kuvvetlerin — terkip ve muvazenesinde değişmeler olacaktır. Bu yeniliklerin milli müdafaa bütçele- rinde bazı hafiflemelere imkân vere- ceğini de ümit edenler vardır. Başkumandan General Gruenther hava müdafaasının organizasyonu ü- zerinde mühim çalışmalar yapıldığını haber, vermiştir. Hava müdafaası devletlerm her birinde maktadır. Başkumandan. Amerikanın stratejik hava kuvvetinin müthiş kud- retinden bahsetmiş ve halen muazzam bir mukabele vasıtasının mevcut oldu- ğunu söylemiştir. Havacılık Kanada Hava kuvvetleri NATO devletlerı içinde Kanadanın hava kuvvetleri 4 hava sanayi hava eğitim merkezleri büyük kıymet taşımaktadır. Kanada, yalnız kendi müdafaasını kuvvetlendirmekle kal- mayıp diğer NATO devletlerine de, karşılıklı yârdım programı gereğince yardım etmektedir. nelinin bir kısmı da merkezlerinde yetiştirilmektedir. Kanada —Müdafaa Vekili Claxtonı'- un beyanatına göre Avrupadaki Ka- nada hava birlikleri Sabre 5 S av tay- yareleriyle teçhiz edilecektir, bu mak- satla bu tayyarelerden 300 adet gön- derilecek ve Kanada birliklerindeki J-47 Sabre tayyareteri NATO' rilecektir. Bu birliklere Amerikalılar da ayrıca J-47 motorları verecektir. Kanada deniz tayyare birliklerinde Lockheed . P2V Neptunes tayyareleri kullanılmasına karar verilmiştir. Hava üslerinin de genişletilmesine çalışılmaktadır. Bu maksatla 954 sonu- 22 M illi Müdafaa Vekâleti Temsil Bü- rosundan gazetelere bildirildiğine göre Erkânı Harbiyei Umumiye Re- İsi vazifesine başlaması betıyle - orduya bir tamim yaymıştır. Bu tamimin - münakaşa götüren ba- ZI kayıtlarından sarfınazar k vafık bulduğumuz — kısımlardan bırı uzerınde duracağız. Tamim orduda Herkesin kendi mesaisine, kendi bılgısme kendi ahlâk ve karakteri ne güveneceği.." — bildirilmektedir. Bunların mânası, iltimas, destek ve himaye olmıyacak demektir. Orduda terfi ve tayinlerin mün- hasıran mesleki değer ve kabiliyet esası üÜzerinde yapılması meselesi, bütün dünya ordularını her zaman işgal etmiş bir konudur. Bütün or- dular, tarihlerinin muhtelif devirle- rinde insan kayırıcılığından muşta- rip olmuşlardır. Bazı ordularda ise bu iltimas ve kayırma pek geniş öl- çüde olmuş ve o ordu ve millet mu- harebe meydanlarında bunu pek pa- halı ödemiştir. Ordu mensupları, hemen hiçbir memuriyet mesleğinde olmıyan dere- cede imtihanlara ve tecrübelere la- bidir Ahlâk bakımından hal ve ha- reketleri devamlı surette takip — ve tesbit olunur. Sağlık durumları pe- riyodik muayenelerle tesbit edilmiş- tir. Mesleki ehliyet ve — kabiliyet kurslarla, — okullarla, harp oyunları, tatbikat ve manevralarla mütemadi- yen gözden geçirilir. Yükselmek ve vazifelerle tayin edilmek çeşitli inceleme ve muayenelerin neticelerinde ehli- yet göstermek şarttır. Nazari olarak denebilir ki, ordularda tayin ve ter- filerin en âdilâne ve hakkaniyet çerçevesinde yapılması için bütün e- saslar ve usuller mevcuttur. Hasta ve beden arızası olanlar, ah- lâki kusurları görülenler, suç iş- leyip mahküm olanlar, mesleki eh- liyet ve liyakati kâfi görülmeyenler terfi edemezler, bazı vazifelere tayin edilemezler ve hattâ, ordudan da cı- karılırlar. Nazariyat böyle olmakla beraber hakikat her zaman böyle te- zahür etmez. Bahis konusu tamim de bunun böyle olduğunu kabul ediyor ki bundan sonra olmıyacağını bildi- Ehliyet ve liyakat ancak insan kayırma, himaye ve il- timaslarla bozulabilir. Meselâ Mek- sika harbi sıralarında Amerikan or- prensipleri duşunda kumandan tayinleri hep politika — icaplarına — göre yapılırdı. Fransız, ordusunda nepotizm üçün- Seyfi KURTBEK çü ve dördüncü cumhuriyette ge- niş ölçüde ordu zatişleri makamları- na müessir olmuştur. Diğer memle- ketlerden de bu konuda çok misal- ler gösterilebilir.. Bu hastalık, bü- tün ordularda aynı şekilde tezahür eder: Ordu içinde Jüzumu kadar kabiliyet ve ehliyet gösteremeyen. l manevra sahalarında, kıta ku- mandanlıklarında veya muharebe meydanlarında muvaffe lar hemen politikacıların ve nüfuzlu adamların peşlerine takılırlar. Ma- reşal Foch bu gibiler için "askeri müşteriler" — tâbirini kullanmıştır. Askerlik mesleğindeki “rate” 1er, fizik veya moral — kusurları veya — ehliyet ve hakkı olmadığı mevki ve vazifelere tayin edilmek isteyenler hep bu “"askeri müşteri" lerdir. Bize gelince: himayecilik imparatorluk devrinde olanca geniş- liğiyle devam — ediyordu. Meşrutiyet orduları bundan kurtulamadı. İstik- lâl harbi esnasında da bazı misaller görüldü. Cumhuriyet devrinde — ise tekrar çoğalmağa — başladı. Hasta, mariz ve vazife görmeğe fiilen muk- tedir —olamıyan şahıslar kumanda mevkilerini uzun zaman beyhude o- larak işgal ettiler; ne kendileri ça- lıştılar ne de başkasına imkân verdi- ler. Beden — kabiliyeti nizamnamesi- nin derhal emekliye ayrılmasını âmir bulunduğu bu gibi adamlar türlü iltimas ve destek temin etmek sure. tiyle en mühim millet Vazıfelermı paralize etmekle memlekete büyük fenalık etmişlerdir. Uzun bir mazide gördük ki, moral ve mesleki kusur- ları, ehliyetsizlikleri ve hattâ suçları dolayısiyle asla terfi ettirilmem asi ve muhım nımağa ve onlara "hulul" etmeğe ça- lışırlar. Mesleki faaliyet ve maharet sahalarındaki aciz ve — kabiliyetsizlik veya — kusurlarını — salonlarda, masaları başında, riyle birlikte gösterdikleri telâfi ederler. — Bunlar da bilir- değiştiği zamanlar bile adamlarını ihmal et- Fransada ichy rejiminde tutunan bir çok askerler dördüncü cumhuriyette de ene "dört ayak üstüne —düştüler" — diye hayli şikâ- AKİS, 24 TEMMUZ 1954