İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Hacı namzetleri döviz bekliyor Yatıracakları para' 1000 lira aşan haç kafilelerini Suudi Arabistan din aşkından başka bir şevkle kucak- lamaktadır. İspatını mı istiyorsunuz? Şayet bu sene miktarı arttırılmadı ise, 400 lira ayakbastı parası. Vicdan hürriyeti, bir demokraside tek hürriyet değildir. Seyahat etme hürriyeti de bunlardan biridir ve in- giltere demokratik bir memlekettir. Fakat aynı İngilterede, döviz sıkıntısı yüzünden bu hürriyet pekâlâ kısaltıla- bilmiştir. Dışarıya milyonlarca lira borcumuz varken hacı başına 80 sterlingden 10 milyona yakın dövizi çölün kumları arasına atmak, kolay affedilir bir hareket değildir. Nerede kaldı ki bu adamların ço- ğunun kutsi bir mertebeye erişmek- ten ziyade işin hile tarafında olduğu pekâlâ bilinmektedir. Üzerinde kaçak eşya ile yakalananların haddi hesabı yoktur. Haç yolu üzerinde her türlü melaneti yapmaktadırlar. Ama denilecek ki "kötülerin yü- zünden 1yılerı haklarından nasıl mah- rum edebiliri Bunun, başka hürriyetler vadisinde gösterilen zihniyetle taban tabana Zıt olduğu aşikârdır. Kötülerin yüzünden iyileri haklarından mahrum etmemeli. 0 halde hatip fena konuştu diye seçim zamanı radyoda siyasi partilere verilen hakkı niçin topyekün kaldır- malı? O halde, iki aday başka parti listesine girdi diye koalisyonu — niçin imkânsız hale getirmeli? İki memur, mensup — oldukları daireler aleyhinde bulundu diye topyekun başlarına bir Democles kılıcını niçin asmak Asıl zecri tedbir, memleketin için- de bulunduğu bu büyük döviz sıkın- tısı sırasında ekserisi hakkım suiisti- mal eden hacıların topuna karşı alın- malıydı Ama din, değil mi? Ama demokra- , kelle başına bir rey diye anlaşılı- yor değil nü? Sosyal saha Mesken meselesi H arplerin yıkıcı olmaları harpten sonra milletleri harp seneleri za- manında daha fazla çalışmağa sevket- mekte ve hükümetleri harp zamanla- rındaki kadar halli güç meselelerle karşı karşıya bırakmaktadır. Son cihan harbinin bilhassa hava karakterini taşıması — galip, mağlüp bütün memleketler şehirleri- itin harap olması neticesini vermiş ve milletler sulh devresine ulaşır ulaşmaz vatandaşlarına bir mesken temin etme- i zamanımızın en âcil ve en önemli meselesi telâkki etmişlerdir. Geçenler- de gazetelerde Batı Almanyada 1946 danberi beş milyon Alman ailesinin yeni yapılan meskenlere yerleştirildiği yazıldı. Mesken meselesinin halli bu- dur! İtalya da da aynı tempoda vatan- daşa içinde ucuz barınacak bir ye sağlamak hususunda, hayli semereli adımlar atılmıştır. Maalesef bizde mesken derdi radi- kal ve rasyonel bir tarzda ele alınma- mıştır. Güzel şehirlerimizin banliyö- lerindeki gecekondular, zaruretin mey- dana getirdiği fiili durumlardır. Me- sele bizde zaman zaman romantik bir tarzda bazan işçi — sigortaları, bazan maarif tarafından ele alınmakta, fakat ekserıya platonık bir teşebbus olmak— k Halbuki H sıhhi şartlarına elverişli bir mesken temin etmektir unu yapmadıkça mış sayılmamaz. gayeye varıl- Dış piyasa Doğu - Batı ticareti n usyaya tecavüzü ile devletler arasında yer almış olan Sovyet Rusya, harbin kati neti- cesinin belli olmağa başladığı itibaren emperyalist emellerini medi. yeni tavır batılılarla arasını o derece açtı ki, hür âlemin teşkilâtlanması, ittifaklar, bloklar meydana getirmesi İ Onun için Atlantik paktlar hep Sovyet Rusyadan gelecek bir tecavüze karşı, ki dana getirilmiş anlaşmalar, ittifaklardır. Bugün ortada harp yoktur, fakat bütün dünyada harp ekonomisi önemli bir yer işgal etmektedir. Devletlerin n büyük sırları bu harp ekonomisi i- çindedir. İşte beynelmilel mübadelele- ri de inkıtaa uğratan şey harp ekono- misine girip de stratejik maddeler a- dını taşıyan emtiaların Rusyaya ihra- cının menedilmiş olması keyfiyetidir. lerin stratejik maddeler, nelerin stra- tejik olmıyan maddeler olduğu sara- haten bilinmemektedir. Zaten karalar- da, denizlerde, havalarda, cereyan eden topyekün bir harpte, bunları sarih bir surette tefrik etmeğe imkân yok. - G Fakat mılletlerarası işbölümü, mil- letlerarası mübadeleyi de zaruri kıl- maktadır. Onun ıçın gazetelerde bir Ingiliz ticaret heyetinin Mosko ovaya gidip Ruslarla ticari müzakerelere gi- riştiğini sık sık okuyoruz. Bugünkü durumda batılılarla doğulular arasın- da beynelmilel mübadelenin sadece stratejik maddeler kısmı yasak edil- miş vaziyettedir, diğer emtialar üze- ya bu ticareti biraz da politik maksatlarla istismar etmektedir. Zira iktisadi ve ticari meselelerin beynelmilel münase- betlerde oynadıgı rolün büyüklüğüne kanidir. Ona göre Hollanda veya Al- tezgâhlarında imal edilen ba- gemilerinin — Rusyaya satılması memnu değildir. Alet tercüme edebileceğimiz outils" in de Rusyaya ihracı yasak e- dilmemelidir. İşte bu sebepten dolayı Ruslar, İngiltereye ve diğer Atlantik paktına üye olan ve olmıyan devlet- miktarda siparişlerde bulunmaktadırlar. Dogu . Batı tica- retinin müttefik devletler arasında ne dereceye — kadar ihtilâflara sebebiyet verdiği belki münakaşa edilebilir ama bu ticaretin gelişmesinden Türk - Batı ticaretinin hayli müteessir olduğu mü- nakaşadan varestedir, Eger vaziyet böyle olmasaydı, çek- tiğimiz sıkıntıların hayli hafifleyeceği muhakkaktır. AKİS. 24 TEMMUZ 1954