İKTİSADİ ve MALİ SAHADA İktisat Devlet ve iktisat z amanımızda devlet, iktisadi haya- tın önemli kesimlerinden birini teş- kil etmektedir. Zaten modern mânasi- le devlet dediğimiz siyasi varlık, daha ziyade vatandaşların müşterek ihtiyaç- larını karşılıyan kamu hizmetleri bü- tününü ifade etmekledir. İşte bu ka- rakteri icabıdır ki devlet iktisadi ha- yata mudahale etmektedir. Artık A- dam Smith, Ricardo, Sluart Mili gıbı klâsik 1ktısatçılar tarafından ileri sü- rülen fikirler yersiz ve mesnetsizdir. Devlet onların zannettiği gibi kötü bir aile babası, kötü bir müteşebbis, fena bir ahçı değildir. Devlet, bilâkis onla- rın düşünceleri hilâfına yapıcı, düzen- leyici bir eldir. Zaten onun için değil midir ki devlete dünyanın her tarafın- da hayırhah bir el nazarıyla bakıl- maktadır. Bizde bir zamanlar, liberal ekono- mi temayüllerinin — Avrupada tekrar revaç görür gibi olduğu anlarda dev- lete kötü bir nazarla bakılmağa baş. landı. O kadar ki 18 inci asır İngilte- resinde devlet hakkında söylenenleri ve liberalizmin methü senasını tekrar kucaklarımız da işitir oldu. "Herkesin şahsi menfaatini, kendinden dahi iyi düzenliyecek bir merciin bulunamıya- cağı" ekonomi edebiyatında hayli yer kazanmağa başladı. Halbuki iktisadi bayatla devlet ne kadar yakından alâ- kadardır... Bunu görmek için hukuki mevzuata göz atılabilir. Tüccar olduğu nuzu farzediniz; size zamanında ihra- cat ve ithalât müsaadesini verecek o0- lan devlettir. Bankalarla işinizin hac- tini tayin eden kimdir? Normal kâr hadlerini belirten, kazancınızın mu- ayyen bir derecesinden sonrasını suç telâkki eden. iktisadi hayatin bazı kı- sımlarım daha rüçhanlı hale eden bengi kuvvettir? Gene devlet değil mi? Işte bu husus, iktidar tarafından bugün anlaşılmış bulunmaktadır. Çünkü iktisadi ve ticari hayatımızın tanzimi hususunda Odalar Birliğinden rapor talep etmekte, bankalar müdür- leriyle toplantılar tertip edip memle- ket meseleleri üzerinde fikir teatile- rinde bulunmakta fayda ummaktadır. Kanaatimizce bu ve buna mümasil te- şekküller ve heyetlerle fikir teatilerin- de bulunmaktan memleketimiz hesabı- na ancak fayda doğacaktır. Zamanımızda devlet mefhumu vü- sat ve mahiyetini o kadar genişletmiş- tir ki bir tek kişinin veya hükümetin AKİS. 24 TEMMUZ 1954 kapasitesi ihtiyaçların topuna — cevap eremez. ten onun için değil midir ki demokratik rejimlerde her vatan- daş devletle münasebetlerinde, ıdare edilen olduğu kadar idare eden İşle meseleyi bu zaviyeden mutalaa ettiğimiz vakit bütün memleketin ik- tisadi hayatını düzenliyecek ona bir ahenk verecek muhtar bir heyetin lü- zumuna kani bulunuyoruz. Zaten O- dalar Birliğinin raporu, İktisat ve Ti- caret Vekâletinde memleketimizin bu vadideki meselelerine âşinâ şaysiyele- rini toplayıp fikirlerini talep etmenin mânası nedir ki? Aynı 1htıyacın tat- mini değil mi? Öyle ise arızi olarak mesuliyet makamında bulunanlara ve- rilen raporlar muntazam fasılalarla ve- rilse, tavsiyeler zamanında yapılsa es- kişine kıyasla daha iyi mi olur, yoksa daha mı kötü? Orası mesuliyet maka- mında bulunanların tayin edeceği bir husustur. Maliye Hacılara döviz tahsisine ait kararname çıktı Demokrası rejimini benimsiyen mem- leketlerde vatandaşın vicdan hürri- teminatı altındadır ifadesine — göre kimse düşünce ve akıdesınden dolayı kınanamaz. Dinimizin beşinci şartı ise hali vakti yerinde olanları kutsal yer- leri ziyarete mecburi kılmaktadır. Öy- le ise kul ile Allah arasındaki münase karışmayacağını anayasasında açık bir şekilde — vazetmiş olan bir memlekette vatandaşların bu kutsi va- zifelerini ifa etmeğe bir mâni yok de- mektir. Fakat mesele zannolunduğu kadar basit değildir. Zira içinde bulunduğu- muz fevkalâde hayat şartları karşısın- da hacı namzetlerinden acaba kaç ta- nesi aile efratlarına karşı vazifelerini yapmış durumdadırlar? Memleketimiz- de başka hususlarda da olduğu gibi dinin lâfzı, ruhundan başka mânada anlaşılmaktadır. Hacca gidecek nam- zetler arasında Öyleleri var ki, değil yakın akrabalarından, kendi öz kar. deflerinden, kendi öz evlâtlarından daha fazladır. Memleketimizde hizmetlerin tamamına devletin eter — kuvvetiyle — ulaşamamaktadır. Türlü sebeplerden ötürü yardıma muh taç vatandaşlar vardır, yardıma muh- taç yetimler, dullar, şehit anaları vardır. Bunların bazılarını başgöz et- mek, bazılarına yardım elini uzatmak ve bazan da içme suyu, şifa, yerleri gi- bi hayır ve hasenat işlerini meydana getirmek herhalde hacı unvanım elde ve çocuklarının nafakalarını kesenler veya aile efradım perişan hale geliren- ler cemiyeti sosyal mesellerle karşı- laştırmaktadırlar. Böylelerine hacca gitme müsaadesi vermeme, herhalde dinin selâmeti ve cemiyetin hayrı na- mına iyi olur. Zira her sene yirmi bin kilişik hir hacı kafilesinin bir ayı aşan müddetle dışarda rahatlarını temin et- me memleketin içinde bulunduğu fev- kalâde döviz sıkıntısında yeteri kadar döviz verme memleketimizi iktisaden de düşündüren bir mesele haline gel- miştir Kaldı ki, her sene yüzbinleri Para yatıran hacı namzedi Parayla imanın kimde olduğu bilinir mi?