ânekin... ritaya ne zaman baksam, İranın Husrevi deki hudut karakoluna osbeş kilometre çeken bu Irak kısabacığı derhal gözüme çarpar. Zira umumi harbin: sayımız maceraları içinde, bir tuhaf, garip ve mühim macerada var- dir ki bu noktadan başlamıştır. Bağdatta çok çetin bir harbe giriş- tiği sırada, - kuvvetlerinden tek nefer ayırmasına bile dahi imkân olmadığı bir devrede - bir Türk ordusu kolordu- larından birini ayırıp bu noktada tah- gid etmiş ve sonra bu kolordu, Hazer kıyılarından kalkıp Cenubi İrana doğ- ru ilerliyen çok kalabalık Rus kuvvet i karşılamak vazifesile hududu mişti, Macera pek malümdur : Bağdattaki ordunun kumandanı Ha- lil paşa idiki, İngiliz generali Tavs- hent'le harp ediyordu. Ayrılan kolor- dunun kumandanı da Ali İhsan paşa idi ki, Hânekinden kalkıp Kazakları dö- ve döve taam Hemedan'a kadar iler- lemişti. Askerlik kaidelerine göre va- ziyet mütalea olununca, bu ordunun bütün kadrosiyle bu iki düşmandan ln. Yazan: NİZAMETTİN NAZİF birinin karşısında bile kâfi sayılama- ması lâzım gelirken, her iki parça da, bir başka ordunun bu derecedeki iki kuvvetinden asla ümit edilemiyecek işler başarmışlardı. Düşünün bir kere... Bağdat nere- de; Hânekin nerede ? Ya He Resmi tebliğlerin ne soğukkanlı bir mantığı vardır! Kardeş İramn Şimal topraklarını yıllarca istilâ altında bu- lundurduktan sonra, hem istilâ mınta- taki kuvvetlerimizi gayesile çoğaltılarak Cenuba tahrik edilen Rus fırkaları ile yapılan harp: leri, © günlerin resmi tebliğlerinden ancak şöyle cümlelerle öğrenirdik : rktaki “Heyeti Seferiye,, miz Akdağ civarında kısa bir çarpışmadan sonra düşmanın faik kuvvetlerini Şi- male sürmüştür. , arkadaş bir arkadaşa mektup yazıyor ve; “Dün Kısıklıda idik. Birparça yo- ğurt yedik. Sonra Çamlıcaya yürüdük.,, Diye eğlenceli ve kolay bir şey anla- tıyor. Ruslara Ben Tahrana giderken, Evet... Heyeti seferiyemizin ayak bastığı yerlerden geçtim karşı harp etmiş olan bu heyeti şy riyenin izleri üzerinden geçtim. nlar da Hânekinden yola çikm lardı, ben de. Onlar da Kermanşahtı,. Hemedandan geçerek Şimale tevecg etmişlerdi, ben de. Ve onların Rusü yy taklamalarindan kardeş millet ne 4 rece memnun olmuşsa, bizim geçişini. den de öylece memnun olmuştu. 7i seyyar kolordu ne de olsan yaban devleti temsil ediyordu. Fakat o t he kadar İranlı, Çarlık kazaklarındı; o kadar eza çekmişti ki, o devir Ru yasına en az bizim kadar düşmandı Evet... Heyeti ME “ig bastığı yerlerden a ve bu hatı temiz, düz bir şose üzeride zel bir otomobil içinda yaptığım hali N Hemdana ulaştığım zaman turşu ç biydim. Ş bu şoseyi ortadan kalk farzediniz. Zira o çanta, silâh, matara, battaniye, belini de kasaturanız ve bombalarınız. Hes harp ediniz, hem tırmanınız bu dağl rı... Hemde sekiz yüz kilomeli ilerleyiniz. Ve ilerledikçe yol yapın ki ağırlıklarınızı geçirebilesiniz || Kendisinin, kardeş İranın müşterek bi düşmanına karşı Mehmetciğin bu dış larda yaptığı mücadele; hakikaten dakâranedir ve hakikaten, bizi nihaliğ bir Türk-İran dostluğuna götüren si ahhar hâdiselerin unutulmaması İâmi gelen bir mukaddemesidir. . . Gidişte, Hânekine, trenle geldiğini için yorgun inmemiştik. Fakat dönüş Ei bu dağlı yoldan otomobillerle geldii Be miz için, Hânekine varınca hepimiliğii vü, bir yorgunluk vardı. i e Bu halimizi görünce, çok nazik V ye n münevver olan Irak Protokol ŞER ank Hasan Kadri bey: Si — Sizi bir parça dinlendirmek İÇİ damı, bir gardenparti tertip ettim. Sanırımığığ dönüt memmun olacaksınız. Si Hânekin'de gardenparti,... V Filvaki Kermanşahta belediye rdiğ& sine Serhengi « Divan İsfendiyar han A 8 şand'ın verdiği bir suvarede harikulâiğiğ bir ç güzel tango oynayan Kermanşahlı BİR ir yanlar görmüştüm. Ama... O gereği ta bi yaşamadan bana : boğa — Kermanşahta belediye reisi bil hayli eriyor e scal d Hü srevidem İyi TT geçip İraklılı Bi tekrar misafir olduğumuz zaman benimle wi na otomobile binen teşrifatçı gülümsiyerek 50 Nedi w Yü e iu yolum adı Ali İhsan yoludur, Un sical mi e Türk kolordusu yapmıştı.