— EE * Dağr İimsenin: "© Ben sanatı sevmem ,, i dediğini duydun mu, Keziban? İçi edebiyatla, yahut resimle musiki meşgul olmadıklarını itiraf edenler dır; fakat herkes, bunların hiç ol- sa birinden haz duyduğunu söyler. dukları sanatlan pek anla- söyliyenler de bulunur. bar: ğrusu biz kaideleri, işin e taraflarını bilmiyoruz; fakat bun- i zevk duyuyoruz. Belki gerçek- güzel değildir; ne yapalım ? Olma- i.. Biz bu kadarından anlıyoruz bu kadarı ile memnun oluyoruz!,, iler. Onların bu tavazuuna pek nma, Keziban, sshtedir. İçlerini bilsen, kendilerinden daha çok an- iklarını zannedenlere karşı mnüthiş z du Hıklarını Mi istihfaf bulursun. Descartes'ın meşhur sözünü taklit rek: “Bedii Heyecan, dünyada en J ine surette taksim edilmiş şeydir ,, İebiliriz. Çünbü dünyada aklından iyet eden bulunmadığı gibi, bedii can duymak, yani güzelden anla- kabiliyetinden şikâyet eden de, gerçekten şikâyet eden yoktur. ları da yokmu? Mademki bedii Micanı duyuyorlar, © halde © İski tattıran şey de güzeldir. Zaten iyanın i en ince zevkli adamla- ian biri olan La Br | ..;, havasını dinleyip n adama: “Bu, ruhu yük- ,, diyebiliriz. Fakat ruh da; ik gibi nisbi o birşeydir. Birinin ru- u yükseltmiyen şey başkasınınkini Mikseltebilir. Devleti heyetleri — ——— hava yolları Yeşilköy istasyonunda stanbul - Bükreş hava yollarının açılış merasiminde bulunan davetlilerle Rumen ve Türk 15 Günden 15 Güne: BEDİİ HEYECAN Yazan: NURULLAH ATAÇ — Keziban'a Mektup — Hattâ daha ileri gitmek kabildir, Keziban: herhangi Obasit bir sanat eserinden bedii heyecan alabilen, onun- la ruhunu yükseltebilen adamda bedii heyecan duyma kabiliyeti daha büyük- tür, diyebiliriz. Onda bedii heyecan telini harekete getirmek için küçük birşey kâfi; halbuki ötekiler, incel- miş, müşkülpesent adamlar o heyecanı daha zor duyabiliyor. halde incelmek, sanat zevkinde incelmek, müşkülpesent olmak bizde esasen bulunan bedii heyecanı, kabili- yetini - körletmek demiyeceğim - da- raltmak değil midir ? Bir takım kaide- leri öğrenmek, bir Teserin güzel oldu: ğuna hükmetmek için onda hoşumuza gitmesinden, ruhumuza yükselmesin- den başka birşey aramakla hayran- lıklarımızı eksiltmiyor muyuz? Basit bir adam, o kadar ince şeyler düşün- miyen adam hem daha çabuk, hem de daha çok şeylere hayran oluyor, on- ları beğeniyor. Ama diyeceksin ki, Ke- ziban, hayranlıkta esas olan sürat ve kemiyet değil, keyfiyettir. Basit ada- mın o birçok şeyler karşısında çabu- cak duyduğu hayranlık pek kuvvetli değil ki, yine çabucak sönüyor, ferdası olmuyor; halbuki ötekilerin, müşkülpe- sentlerin hayranlığını kazanan eserler devam ediyor, asırlardan asırlara ka- iyor. Bunun için bedii eserlerin ter- biye edilmesi lâzımdır... Doğru, esasta eraberiz, Keziban; ben de müşkülpe- sentleri istihfaf ederek, hakiki bedii heyecanın basit kimselerde bulunduğu neticesine varmak istemiyorum. Bunda, beni ürküten, cesaret edemediğim bir- şey var... Fakat, Keziban, ancak müş- külpesentlerin hayran oldukları eserle- rin kalması, o müşkülpesentlerin zevk üzerindeki bir nevi istibdadının netice" si değil midir ? Onların, etrafı ve gele- cek nesilleri korkutmalarından, yıldır- malarından değil midir ?... Devlet hava yolları Yeşilköy istasyonunda İstanbul - Berlin hattının açılış merasimi. (x) Berlin sefaretimiz müsteşarı Galip. (xx) Istanbul Alman General Konsolosu dat - Tahran hava reş hatların açılış meras Anayurdumuzun iktisaden yükselmiş şehirlerini ile de bağlıyan Cumhuriyet hükümeti müdürlüğü, memleketimizi tayyare yolu yana ve Berlin ilede bağlamıştır. 3 haziran 1939 günü İstanbul - Bükreş hava yolu merasimle açılmıştır. Pek yakında Halep - Bağ- yolu da açılmış bulunacaktır. Bu resimler Berlin hattını işleten Doyce Lüftanza ve Larens Bük- şirketleri mümessillerinin Yeşilköy hava yolları islasyounda imini yaparlarken çekilen fotoğraflarıdır. İstabul - Berlin Arasında Muntazam Hava Seferleri hava yolları Devlet Hava Yolları Umum ile: Sofya - Budapeşte - Vi-