ne, milli cimemiş verhangi d girmiş nde tek ü almak ymetler, ir olma- oküya- abilecek li. 7 şler, sa- ilim, irlan, ahlâk ve faziletlerile tanınmış her biri birer “Kutbu adalet, olan kıymetli, şerefli ve haysiyetli “Hakimler, tarafından “kaza hakkı, mn, memleket ihtiyaçlarından ve e doğan “ört ve adet, ayni zamanda vak- kullar “usul ve emsa fir ll elarına da mılimş olmasındandır... ret ediler Beş asır evvel İngilizler ile, hiç olmaz sa ayni seviyede bulunduğumuz halde, nasıl olmuş ta onlar Yl örnek almak mevkiinde iken, onlar kudre izamel mevkiine çıkarken, ayni mü ii l biz “hakimiyet, mevkiinden adeta “yıkım, çukuruna düşmüşü Andrö Müze isnm bu güzel eseri, bunun ledüniyatını pek açık- O parlak a sonra tuttuğumuz aykiri i vdlilinc çok içinde yol ile nacak suretle terdiği içindir ki, ir kaç sayfalık hü. lâsayı sayın okuyı- cılarıma sunuyorum: Müellit kitabına, Bolinghroke nin “Avrupa kıtasına bitişik değil, komşu yese ma YE i batırlıyalımı.. © rile ii ece devam ediyor : — Bu söz İn- gilterenin o kendine s vaziyetini tam ile arif eder. ikaten de, Büyük Britanya adası, rupa topraklarına © arda i SÜ Tin ki, Kale) pll 1” ri bDOLeE (E İl» kayaları - istilâ pe- ak kadar than beyaz yalçın şanların iştihasını görülür aa veli İngiltere, binlerce bitişik kalmış, Taymis nehri uzun Rhin (Ren) nehrine akmıştır. devrinden sonra, İngiltereye akın iş olan İu sidan gelen avcilar, İngiltereye yürüye i, İngiliz adasını ın deniz parçası anlar, ve onların arka- yürüye girmişlerdir... Fi delçika ve Fransadan ay ne kadar az derin ve ensiz olursa olsun, kaleliğini yaptığı memlekete harikülâde bir istikbal teminine kâfi gelmiştir... İngiltere hiçbir vakit “münzevi kalmamış,, bir adadır. Avrupaya o kadar yakındır ki, İngilteredeki “adalılık,, fikir ve adetlerinin o karşıdakilerinkilerle , karışma- mış olmasına imkân yoktur. Hattâ, bu “ada- llığın,, tabii bir hadise olmaktan ziyade “beşeri Ni telâkki,, olduğu söylenebilir... Tarihinin başlangıçlarında, İngiltere başka memleketler gibi istiliya uğramış, ve ken- disini pek fena müdafaa etmiştir. O ze manlar çifteilik ve he yetiştirmekle geçinirdi. Erkekler, tüccar ve denizci ol- maktan ziyade, “çoban, ve “çilici,, idiler. Yıllardan sonra, kuvvetli bir donanma yapıp, evi müdafaa edilmiş bir deniz çen- berile ll Ee adla hluğın, heri leketlerini ö iruyacak, ve öteki yn akim olün a iyaselir rda an kendileri 2 enis veni İSA diledik- — yeni il Gi leri gibi tecrübe ve datbike imkân bulk l ilterenin en kolay e cak kısmı oh cenubu şarki 1, çok eyi bir tesadüfün yardımile, tam AŞk nur k adanın z sarşısına düşmüştür. Eğer, manlı Darültününu Sinayada (23 Ağustos 1910), meyilli Toprakl ırı öbür GEPNEYE ies, ve “Scandinavı doğru oörsan- akmış © ları dö, ilk akınları sırasında kendilerini ie a ımılmaz dağlar karşısında buk Iş Sa bunlardan pek azı adayı iphe yok ki mem- razi istilâ ii 0 kapılır, $ leket iarikide bambaşka bir şekilde lirdı... Halbuki, meddücezirler, gemileri mahfuz koyların ta oiçerlerine okadar sürüklüyordu. Otlarla bezenmiş kireçli tepecikler, ormanlardan ve bataklıklardan katlanma: ada- şini kolay- geçmek zahmetlerine nın ötesini berisini keşfetmek ii laştırmıştı. En nihayet, İngiltere Bahrimu- hitin rutubetli ve ılık sislerinden dolayı, sıcak bir kışlık körez içinde bulundu- ğundan, ayni a arzdaki memleketlere nis- betle daha mutedil bir iklime sahipti İşte bu toprağın bütün bu hususiyetleridir ki, “aynı zamanda yaradıcı olan - “Fatih,, inin eesarelini arttırmakta amil ol cüret VE muştur. IV — Yanaşılması kolay olan bu İn- giltere, “roman, dillerini - Fransızcada Flamand denilen - Jermen dillerinden ayı- ran hududun tam karşısında Bu iti- barla, Romen ve Jet ılakları;, kadar, “Teuton,, kültürü ulaklarında tesiri altında kalmıya mahkümdu. Uzun tarihi- pin seyri sırasında, İngilterenin bu iki kültürün “gl&ment,, larını biribirine karış- tırarak kendine has bir “deha, ortaya çi- i, yine onun kendine has me- karabilmes giyetlerinden biri dir ki, İngiltere Jermicrlerderi birçok şey- ler almış olmalarına ragmen, “Latinlik,, Esası si galebe çalan Fransa ve İtal- yadan, ve Latin kültürünü daima bir süs- ten arel sayıp, nefretle alan Almanyadan çok Sli Kömen istilâsı, c 3 > ei Hıristiyanlık, ve Normanlar dolayisile İn- siltere üç defa Lâlin düryasile temasa geçecek, bunun bırakacağı :z çok de- rin olacaktır. V:.— Garip güö- zükür amma, İngilk lerenin dür üz iindeki o vaziyetin asıl XWinci ve XVII inci asında a milletleri için eks riya sisle örtülü bu topraklar, dünyanın en son kenarıydı. Okyanusun dev gibi dalgaları tarafından tın ötesinde, batıda, Fy uçsuz ve bucaksız şi ağ deniz. Yukarısında da bitip tükenmek e biielar baş- da- Altın ha sonra da yün bulur için; çen gözü pek adamlar oralara akınlar yapar ken, e o adaların b Gar ai bir istikbale sahip olacaklarını akıllarından geçirmişler mi O zamanlar, milletlerin bütün faali- yetleri, doğrudan doğruya, yahut dolayı- sil DR Akdeniz havzasına inhisar et- pi yollarınının.. değişmesi, yeni bir dünya karşısında, he adalarının, il en ileri bir i ahrisi haline e vE seddi, 6 m ve tains,, (Pr G. Ki) lerin mu- hacereti gibi kal eleğin ortaya ki lâzım. vi Nihayet, XVİL inci ve XVI in Ü asırlardadır a adalılık, late do anmasının himayesi sayesinde, milletlerinden hiç birisinin indeksli içinde € ellerine Ogeçemiyen bir serbestii karekât bahışederek, aynı donanma kuv- vetile de dünyayı kaplayan kocaman bir “Müstemleke bap aorluğ kürmasına meydan verecektir. Arkası var —