ıdığım rinden ıkınım dütsüz lmasa, kit va- ığılarak ng kızın ,efesleri başarıcı a a du. ermeni bakışlar uzaklara da- lara — Gia il gördüğüm gün, hatır- İlyor musun ? — Hiç unutmadım ki... Yurdun pen- ceresinden bakmıştın. Sana, gömlek di- ken atölyenin adresini e sl se, e ms İşç nlar senin hakimdi bildiklerini sipeyerri, Bir bankada memur, büyük bir kumaş ma: ğazasında kasadar, bir mirasyedi... O zamandanberi bana bunlardan bahset- meni boşuna bekledim. Sen, hayatına, mesleğine ait hiç birşey söylememeyi tercih ederek susuyordun. Ben de bun" ları başkalarından duymamak için ku- İaklarımı kapadım. Seni, yalnız senden öğrenmek, tanımak istiyordum. Ruhu na yaklaştım. Fakat, hayatının safha- larını bilmiyorum Hasan, gülümsiyordu : — Haklısın Filiz. Bunlardan sana bahsetmemekte bir kastim yoktu. Ben mesleğimi sevmiyorum. Senin üzerinde de aynı tesiri bırakacak sanıyor, yal- niz bu sebeple söylemiyordum — Herhalde seni mesleksiz olarak kasadar mısın, mirasyedi misin — Babam sağ olduğuna göre miras- yedi değilim !.. — Şu halde nesin ? ir buçuk seneye yakın oluyor, Paristen, ticaret tahsili yaparak buraya döndüm. Babamın tüccar olduğunu da bilmiyor musun - Hayır! Söyledim ya, senin hak- kında ne biliyorsam, bana söyledikle- rindir. Başka hiç kimseyi dinlemedim. — Beni, kasasında gördükleri ma” gaza, babamın müesseselerinden biridir. Bana ticaret tahsili yaptıran babamdır zaten. Beni kendi yerine bırakmak is- Tahsil dönüşü, beni kendine ait müesseselere kontrölör yaptı. He sapları tetkik ediyordum. Bu iş çok kısa devam etti. Sıkıldım, Gözü mü- dar hesap yaparak, bir makine gibi çalışmak beni yordu. Oradan da ayrıl- dım. Bunun üzerine babam bana bir sene izin verdi. Gezecek, eğlenecek, çalışmak i için kuvvet toplıyacaktım. İlk oldu. Bizim memlekette bir genç adamın, bir kot rası, bir otomobili olunca mirasyedi deniyor. İşte hayatımın tarihçesi. Se- ninle tanışınca, ruhum üzerindeki tesir- lerin babamın gözlerinden kaçmadı. Nişan olunca, beni tebrik etti, seni görmek istedi.. a desin bir gülümseyişle sordu: — Niçin onun arzusunu yerine ge- tirmek eid Seni okadar sevecek, mükemmel bulacaktı ve seninle elele verip benim üzerimde tesir yapmağa kalkacaktı... Halbuki ben, yalnız senin arzularınla yola gelmek emelindeydim.. İstediğin gibi olacağım Fıliz.. Buna inanıyorum... Senden taşarak ruhuma dolan arzula- rın güzelliğini duyuyorum. Bunu, bu dakikadaki kadar derinden hissetme miştim. Sana söz veriyorum, Seni üze- cek hiçbir hareketim olmıyacak. Ev- lendiğimiz gün artık, geriye dönüp istemiyeceğim (Hayatı, senin gibi cesur bir kızla; sevgiyi se- nin gönlün gibi vefa, şefkat, tükenmez bir sıcaklık dolu bir yürekle mak, insana yaşamak, leri veren güzel birşey Filiz ablacığım. Çok e yuvanın erkeği olacağım! Şunu da bil ki, senden başka hiçbir kadın beni avareliğimden çeviremez, yürüyeceğimi aklımdan geçirmediğim bir yola sürükliyemezdi.. Filiz, gözleri kapalı, başı onun göğ- sünde, dinliyordu. Genç adamin anlat: tıkları, sesinin ahengi, ruhundaki şüp' helerin, üzüntülerin karanlıklarını, ışıklı bir su gibi yıkamıştı. Masanin kenarına dirseklerini dayıyarak, sokağın islak boşluğu içine dalgın gözlerle bakıyor. 23