i A ATATÜRKÜN DOĞDUĞU EV tatürkün “resimlere ve verilen izü ihata bakılırsa - Mithat paşa- nın kurduğu “Islahhane , nin tesadüf ediyor. Mithat paşa Sadrazamlıktan Selânik valiliğine gelince hemen imar işine başladı. Di a Müdhat paşa caddesini açtı, Selânik Ge dairesinin aşlayıp, şehri ortadan ikiye a sdğ mümteli e sonla- ir Mithat paşa, yolun kaleye itisal ilin İSİ boş bir meydan buldu. Bu meydanda: bir ıslahhane binası vü- cude getirdi. Islahhane demek, Mektebi doğduğu öv karşısına SI Sanayi demektir. Mektebi Sanayide oku- tarafın mak yazmaktan başlıyarak marangozluk, i aileyi emircilik öğretilirdi. Mektep binası bir bahçe içindeydi. Bahçe parmaklık ile mir konular B haltı, Midhat paşa iki büyük işi birden rafından görüp bitir, emleketin en güzel cad- elişleri ei en güzel kültür mücs- esesi Midhat paşanın eseridir a ve Türklüğü mL kür- Altıncı lt 11 yılda medeni, müterakki, bei NE v ve ie Büyük Türk Cumhuri- ze ipa vet kuran Büyük ei Kemal Atatürk, işte bu caddenin ucunda kâin mütevazi eli gözlerini dünyaya açmış ve hayatı- nın ilk çağların orada geçirmiştir. © ABDÜLHAK HÂMİD : Türk dimağlarında ebediyen yaşiya- cak olan Abdülhak Hâmidin fani cihana yumduğunun birinci yıldönümünü idrak etlik, ni eek Zi İM GEAR 75 Günden 7/5 Güne Bu münasebetle Hasan Âli Vüce , yaram *da güzel bir musahabe neş- rett Müsahakeyi okuyunca dedim ki ğe ben onu görmiyeli ne değiş Hamid 1930 senesine kadar: — Ben * Reybi # yim, der idi. Reybi » demek, Allahın vücudunu ne Tie ve ne de inkâr etmek müâh ai kadar Süleyman Nazif merhum Reybi ve Münkirullah zan ve hn olunur Ben bir Müslimi müvahhidim, der idi, Bay Hasan Âli Yücelin beni Hayealieie garketti. Abdülhak İHâmidde tasvir ettiği ruhi they, her nokfainazardan şayanı dik- kattır. o yazdıkları TERAKKİ MEKTEBİNİN KURULUŞ TARİHİ Başvekil Bay Celâl Bayar'ın Atina se- hatıralar uyandırdı. Ef- resimlerini gazetelerde otlar hatırıma geldi. Efzun ri yale Olimboz ii kasında Katafyot tabir olunur. Olimbo Aliheler li addolunan Olymp dağa” rına, Selânik Türklerinin verdiği addır. Olymboz mıntakasında Kalafyotlar otu- rur, şehre kiyafetle inerler. Olimböz eteklerinde bulunan Aya - Katerin dağları da onların makarrıdır. Halil Rifat paşanın Selânik vilâyeti va- liliğinde - Meclisi idare karariyle - Katerin BAY GEZMENİN SÖZÜNE SADAKATI : Le İç Yazan: “A, Adil EREN ormanlarından altı yüz çam ağacı, line olarak o « Terakki Mektebi» encümenine ihsan olundu. Altı yüz çam ağacını Der- zade Osman Nuri efendi altı yüz Osmanlı altınına i m S 1 açılan ve kn bir halde olan «Terakki Mektebi» tevsi edildi. İstanbul- dan muktedir bir müdür, Er dili- nin neşir ve İamimi içinde Avrupadan bir ihülehassi$ getirilerek mekt mo- dern bir şekil verildi. © BİR KÂHİN: BOHOR LEVY Kayıptan haber veren adamlara «Kâhin» derler Sultan Azizin saltanatının ilk yıllarında tafa ağa, İstanbula geldi. İstan bulda 0 e büyük bir kâhin türemiş beni Bu kâhi sorapçı hanı ur Her gelen müracaat sahibinin müşkülünü halleder; ler; kayıptan haber verirdi. Bu hinin adı Bohor Levy idi. Kara b m Bohor Levye sordu: <Kıyamet ne kopacaktır?» Bohor Levy abo “1913 de kiyamet kopa- caktır* dedi. akikaten!i. 1913 senesinde ikinci Bal- H kan harbi GN Bundan önce Trablus- garp, Birinci Balkan harbı olmuştu. Ar- kasından Harbıumumi zuhur etti. Daha arkasından İtalya - Habeş ve Çin - Japonya j kavgaları çıktı. Harbiumumünin doğurdu- ğu müşkülleri diplomatlar daha hallede- mediler. Birtürlü yolunu bulup beşeriyeti rahat ve salâha kavuşturamadılar. Baka- lim bu beşeriyet keşmekeşi ne zamana kadar sürecektir. Bay Gezmen Yeşilköyde, nişanlısı da Nişantaşında oturur. Bay, m 3 e ün Gel Eği eke EMME ebesi l | YARIM AY — 1 HAZİRAN 1938 — No, 80 | pazar günü ilk trenle Nişantaşına gelip nişanlısını almağa söz vermişti.....