Büyük Sanatkâr: FMİL YANİNGS Fevkalâde Bir Film Çevirdi: TRAUMULUS Büyük Dahi, Bu Filmde Bir Pröfser Rolü Oynamaktadır. Yirmi yıl sonra ayni rejisörle ayni aktör tekrar birlikte çalışmağa başladılar. Hiç şüphesiz sinema âleminde bu, mühim n a e Carl Froelich, aktör Emil. Jan Kudretli Alban artistinin bu şekilde çevirmesini bitirdiği (İraumulus) filmi do- layısile kendini ziyaret ederek biraz mâ- lümat almak istediğim zaman «Babaların Günahın; «Taçlı Canavar» ve daha buna benzer faciaların kahramanı dedi ki: ie ederseniz, halden bahset- e z Öğ karıştırayım. or, dostum Carl babe çalışıyor, «Karamazof Kardeşler..» filmini çeviriyor- duk. zamandanberi arada bir sürü vak'alar Kreyn etti. Bunların zannediyo- rum ki pekçoğu benim lehime oldu. Fakat o vakitki çektiğimiz müşkülleri katiyyen ynulamıyacağım. Sessiz filim aktörlüğünün içerik güç Di za iyi anlıyoru w e e mıyor, i in Segilerile anlailnak ica adliyede. Die taraftan o«Karamozof al stojewskinin tasvir etm iste- b pi şekilde yaşatmak istiyorduk, Yoksa © sade cinai vak'ayı canlandırmak hevesind değildik. Hepimiz, gençliğin verdiği enerji ile (vazifemizi yapaala çalışıyorduk. m uk ki bu , tıpkı yazıldığı andaki gibi, bütün aya dehşetli bir m A iyimi Berlinin içerisinde eskiden bir fotoğrafçı salonu olan küçük bir atöl- yede e Bütün vesaitimiz o kadar iptidai idi ki sormayın... Fakat, geçen gün bir vesile ile o filmi tekrar gördüğüm vakit, pek fazla şaşırmadım © Gençliğin vini kudretle, vesaitin ipte. iliğini o derece yenmişiz ki, yirmi senelik «Karamozolf Kardeşle! buzdn bile çocuk- ça ermiyor. Şimdi, tekrar üstadla beraber çalış- si başlayınca, eski hatıraları beraberce «Traümulus»” a gelince bu A. Holz ve Jersehkenin birlikte 1915 te yazmış e vi piyesten iktibas edilmiştir. Şüphe yok ki o devirdeki bir piyes, hu- susile ina mile #naturalisme» esas ittihaz edilerek yazılmış bir piyes, filme aynen geçirilemezdi. Bu. s sebeple ek deği- ai yapmağa bir olduk. Biliyor- uz e bugünkü filmlerde seyirciler sade ir macera seyretmeği kafi biliyo, ondan bir netice, bir hisse çıkarmak is- tiyorlar. Biz de, profesör Nieme- yer ( Traumulus ) un sevgili talebe. sinin başına gelen ci vücude getirerek yeni nesle bırakabilmeğe çalışmayın telkin etmek istedik. Profesör Nimeyer rolünü beyaz per- dede oynamak ötedenberi en büyük eme- limdi. Buna çok şükür muvaffak oldum. Bu filmden duyduğum zevkin uçsuz bucak- sız olduğunu size açıkça söyliyebilirim. İnsani eserlerin hiçbir zaman eskimedikle- rini, bugün bir daha anlamış bulu uyor Çünkü hisler, ıstırablar, neş'eler, felâketler geçici oldukları halde insaniyet ebedidir!». Meğer üstad sade yaman bir aktör değil, ayni zamanda derin bir filozofmuş!.. ok ok ok Sinema Yıldızları: İkballerini, Yükselişlerini Kimlere çludurlar ? Sinema yıldızları ikballerini, yükseliş- lerini okimlere borçludurlar?... Kimlere borçlu değillerdir kir.. İlkönce filim Oâmilinden başl liyarak, rejisör, operatör, reklâm şeli, terzi, ber- ber, projektörcü ve daha birçok insanlara. Halk ise en sonra gelir. Çünkü bunların elinde, bir ie istidadı olan delikanlı veya kızın, ei kendisini beğendirmemesi ihtimali yoktu Ben bugün lara sür, en önemli- lerinden olan; berberlerden bahsedeceğim. Dün öğleden sonra'Hollywood Boulvardda Joan Bennette rastgeldim. Pek hafif giyin- mişti,: başında La da yoktu. Rüzgâr saçlarını dağıtıyordu. Akşam, yıldızların en çok devam ektiği, gece eğlence yeri Trocaderoda gene onunla karşılaşınca, yel iki üç defadikkatle baktım. Kendi di — Acaba bu hakikaten Joan mı? Sorusunu birkaç kere sordum. Fakat hiç şüphe yoktu. Yalnız, gündüzkü dağınık saçları, tanınmıyacak şekilde yeni bir stile sokulmuştu. Ö zaman dostlarıma müracaat ettim — Jöanın saçları nasıldır? Diye tahkikata giriştim. Aldığım ce vaplar beni hiçbir şekilde tatmin etmedi, Çünkü kimisi kısa, kimisi uzun, kimisi kıvırcık, kimisi düz cevabını verdi. Niha- yet, kuvafürden cidden anlar, san'at erba- bından birile, Perc Vestmore ile konu rak müşkülümü hallettim, yoksa meraktan a il ba Joan o akşam için perük gi miş mi? DR Şahı Pere Vestmore, Holivud berberlerinin piri ve şahıdır. Müşterilerinin sinema yıldızlarıdır. Joan Bennet "rin arasındadır. I kendi san'at mahsulü olan bu tabii perük hakkında bana uzun uzadıya malümet verdi, Perükün bu kadar tabii görünmesi, o perükün bir file üzerine, her saç telinin elde ayrı ayrı dikilerek yapılmış olmasın- dan ileri geliyormuş. Müessesesinde: erkek ve kadın perükleri için ayrı ayrı atölyeler varmış. Herbirinde on, on iki işçi çalı- şıyormuş. Her renkte, her cinste saçlardan erük yapabiliyorm Bu işe koyduğu sermaye 100 bin lirayı buluyormuşl.. kası 28 inci sahifede) i