adi hareket ve inkılâp halinde yaşamış bir memlekettir. Bunun içindir ki: “Türkiye cumhuriye- tini şiddetle alâkadar eden içti- mai, ıktısadi, bilhassa milli me- selelerde, Darülfünunu yanda değil, daima çak önde görmek isteriz, diyen muhterem vekili- mizi hakikatın tam içine adım atmış gördük. Milli vazifeler haricinde -daha doğrusu, yine milli ve çok bü- yük bir vazife olarak - Darülfü- nunumuzun beynelmilel ilim ha- yatında da göze çarpan bir mevkii olmalıdır. Hiç bir ilim müessesesi, ha- kiki hiç bir ilim adamı olmaz ki, tesiri ve eserleri yalnız va- tanın hudutları içinde kalmaya mahküm olsun. Sesini Türkiye- den harice, türkçeden başka dilleri konuşanlara işittirmeye muvaffak olmıyanlar, vasattan aşağı ilim sahipleridir. Cemal Hüsnü beyin dediği gibi « İlim vasattan aşağı olamaz , Eğer Darülfünunumuz, hakiki bir ilim oçağı olarak yaşayacaksa, sesini mutlaka hem memleket içinde hem ohudutlarımız haricinde duyurmaya mecburdur. Burada Maarif vekilimizin veciz cümle- sini tekrar etmekten kendimizi alamıyacağız: “İlmin vatanı ol- madığını çoktan beri biliyoruz. Artık isteyoruz ki vatanımızın da ilmi olsun,, Evet, artık Türk va- tanının türk alimlerinin de bey- nelmilel ilim abidesine arasıra bir taş koymalarını istiyoruz. Memlekete çok şeyler vad- eden, ilim ve irfanlarile kendi- lerinden çok hizmetler bekle- mekte haklı olduğumuzu darül- fünun arkadaşlarımız bu intizarı boşa çıkarmıyacaklardır. Yardı- ma, teşvika ihtiyaçları olduğu- nu da unutmıyalım. Bu yardımı HAYAT,D. bizzat birdarülfünun adamı olan Maarif vekilinden ve Cumhuri- yet hükümetinden daima emni- yetle bekliyebilirler. “akşam , dan Necmeddin Sadık ŞARLAK Işıldayan billur, köpük sütunlarıyla, Başdöndüren gür sesiyle coşup taşarak Yatağından uçuruma atlıyor Şarlak.. V Korku sinmiş etraitaki her çeşil dala; Boşalıyor yatağıdnan bir koca ırmak, Sanki dağdan uçuruma atlıyor Şarlak.. V Issız, harap bir değirmen çökmüş kenarda; Kanlı gözler gibi dönen şu girdaplarda Coşkun, engin denizlerin tehassürü var. V Geceleri, uzak limon bahçelerinden Yaprakları titreterek heybetle geçen, Bu derinden gürleyişi dağıtır rüzgâr. V Eşsiz gezen kaplanların gür sesi değil; Durgun, tatlı bir ahengin çıldırmesı bu.. Buzlu yayla sularının korkunç yası bu.. Ömer Hedrettin RE EY