Küçük hikâye: Ayşe kız x Fatma kız İkisi çamlı çakıllı bir dağ köyünün kızlarıydı. Ayşe kız; ince endamlı bir esmer düze iy İT Fatma e bir sevimli idi. Beraber büyüdüler, beraber hizmetçi oldular. Ve ertesi gün beraberlikleri- nin arasına beşyüz küsür kilo- metrelik bir ayrılık acısı çöktü. Ayşe kız efendilerde İstan- bula gitti. Fatma kız Ankarada ki kapı- sında kaldı. El kapısında ne, açık gülü- nür ne, açık ağlanır. Bunu es- kiden gelen hemşerilerinden ilk, dünya malumatı olarak öğrendikleri için Ayşe kızla Fatma kız da akşamları bekledi- ler ve herkez yerli yerine çetkil- dikten sonra gizli, - hatta yor- gan altında - sessz sedasız, birbirlerine ağladılar. “akat her göz yaşında bir- parça yez yağmurluğu vardır. Bu hasretliğin ifadesi nemli rğdâiklerden kurukaleme, hışır- iakk #pıda geçti. Okuma yazma bilmedikleri için mektuplarını ablak, sarışın başkalarızya a rılar,başka- larına okutturla Yalnız bu bakalartadan ken- dilerine bir zıp ilave etmek selahiyetini esirgemişler- di. Yazı başkasının olabilir ama söz gönülden gelmedir, ancak yazdıran ne derse öyle yazılmalı. Çamlı dağın kızları uzun za- man bu mantıklarına sadık kal- dilar. Ayşe kız tane tane söyleye- rek adar ve inanması için sonunda bir defada okuturdu: Fatma gızl İstanbulu bi gör- senl sizinkiler buraya gelirlerse hiç mızırganma, peşlerine tak- laş gel. Burada su vapurları var ki sorma gizl . su vapurları denizde yürü- yorlar. Üstüne tahtayı koy göz- leme aç, tencereyi koy süt kay- nat, şuncacık kıpırdamıyorlar. Biz Feşiktaşta oturuyoruz. kar- şımızda (Kızkulesi (diyorlar, denizin ortasında beyaz bir kule var. Bir kıral kızı varmışta baba- sından izin almadan bir köylü oğlana işmar ettiği için babası mektubu beklemeye ne lüzüm var Jeifries: m de deli olacak yok! diyerek, şapkasını giyip gi Artik son günler, son kale, son saatlerin hafızadan hiç silinmeyecek bir kudretle tasviri. Her kes gitmiş, Fabre tamamile bunamış bir renkli ile yapyalnız kalmıştır. Ve kaç senenin sıyle kazanarak o kadar (iftiharla sakladığı bir madalyayı, onun Okılla- rında bitler kaynaşan göğsüne oyun cak diye takar. Ağinr boştur, ve vaktim ider. yaşamakta ve gitmemekte “nt eden son hayvanı da taşlar atara'c kov- duktan sonra, bu mutlak yalnızlığın feci saadeti içinde bunakla uzun bir sohbetleri, bir içişleri vardır. Fakat bu tatlı meclislerin ömrü kısadır. Je fries'ye mektubun geleceğini hesap ettiği gün, daha içilmemiş şişeleri de vererek Fabre sön arkadaşını kovar. Şmdi gecedir. Tepelerde büyük ateşler çoktan yanmiş ve esrarlı Şar- kılar arık susmuştur. Fabre bekler, ve mektubu getiren geminin düdüğünü duyunca, beynine bir kurşun sıkarak ölür... Bir şey ilâve edemiyeceğim, fakat diy. eceğim ki: ( Erroman:o: ), imuvarririnin en İşmen romanı ve egzotik edebiyatın en güzel mshsullerinden biridir. Li- sanımıza naklini çok temenni ederim! Nahit Surı HAYAT, l& - Saadet bu kuleyi yaptırmış kızı orada kırk bir sene kapatmışmış; ne- bileyim ötesini.. , Ve bir sürü klasik selem- lardan sonra her mektupta: « Bu mektup Ayşe kız tara- fından yazdırılıp Fatma kız tarafına gönderildi, böylece malum ola. Bu mektubu yazan da bu mektubu okuyana çok çok selam eder. Ben de selam ederim., Fatma kız da bu tertibe göre yazdırdı: “Ayşe kızl bizim bey efendi- nin mesnefi gelen seneye ar- tacal mış. O zaman si in oraya gidecekmiş, Ben de o vakıt ge- leceğim. Burası da güzelleşti. kız! Ynişehirde bir havuz yapıldı görme| Hani bizim köyün böğ- ründe Gömüşlerin girdiği koca batak varya, ondan dah ı büyük, daha güzel. Içinde de taştan kızlar var. Deyişe bak lınca eski Ankaranın yed kızı varmış, bunlar babalarından gizli çoban çocuklarile evlenmişlerde on- dan taş olmuşlar.. ne bilem ben, geçenle öte yüz !e o uran Hacer ni e anlattıda.. Akşamları gid yoruz oraya. oturu oruz sedirlere, bir acayip kümbet var. İçine adamlar giri- yor, millete çalgı çalıyorlar, biz de keyifle dinliyoruz. Bu çip çırkin kümbet olmasa bur«sı da sizin ordan güzel olacak emme br türlü bu kubat şeyi kaldır. mıyorlar. Ne bileyimt neden? Bu tup Fema kız tara'ından Kianbulda Beşiktaşta oturan Ayşe kız tarafına yollan- dı. Di ie ola. tubu yazan, bu meki e ana kat kat salam ed, bende selem eder.rmi,