yet ellerini kavuşturup önümde diz İşte plânım bundan ibaretti, Yalnız bir Şey uygun gelmedi; yk bir noktada yanıldım. Lâkin yeter, yeter k! Şimdi kimden af talep edeyim ? Giden ik Haydi vakur ol ve kendini bil! ale sen değilsin! ŞI ki doğruyu söy ceğim; hakikatle yüz gelmekten kekeli orli li odur, yalnız o! her şeyde ei V Munis isyan eder. Aramızdaki ihtilâf şöyle başladı. Onun aklından birdenbire yeni bir rüz- gâr esti. Bize getirilen rehinler hakiki değer- lerinin ekimde kıymet vermek arzu ve he- vesine kapıldı. Vakıa o bu mesele hakkında benimle münakaşa etmeğe kadar rıza güs- terdise de ben kabul etmedim. İşte o zaman şeytan başıma dul bir binbaşı karısını mir sallat etti. İhtiyar kadın, ölen kocasının bir hediyesini - Tabii muazzez bir yadigâr - e rehin olarak getirdi : altın bir e; nün üzerine ona otuz Ruble verdim. Detatl yalvardı, yakardı, söyledi söyledi, yadigârı eyi hifzetmeli imişiz; kendisi mutlaka onu rehinden kurtaracakmış V.S. V.S. İstediğini kısaca Ee Beş gün son- ra yine geldi ve madalyonu, getirdiği topu topu sekiz ruble e bir bilezikle değişmekliğimi rica etti, Tabiatile değiş toku- şa e Fakat dessas karı zevcemin özlerinde galiba bir şeyler okumuştu, çün- kü bir kaç gün sonra tekrar geldi. - Ben ev- d ktum - Ze cem de onun bileziğini ma- isa deği yni gün li öğrendim. Ona itidal ve e yapılan şeyin bir hata olduğunu fazla rikkat ve safiyete kapılmamak lâzımgel- diğini, rn O, yatağın üzerinde idi; yere bakiyor sağ ayağının ucuyla halıya hafif hafif vuruy rn (Bu onun hususiyetlerinderi- dir) ll hiç te eyi bir şey ifade etmiyen . bir essüm gezinip duruyordu. Ona hilmi ile, e benim akçemin mev- zuubahs olduğunu, hayatı kendi gözlerimle benim hakkım olduğunu ve onu evime alırken bu hususta kendisinden gizli bir şey saklamış olmadığımı, ihtar ettim. Bir- denbire bütün vücudu tiiriyerek oyerin- den sıçradı ve -ne ali deli gibi ayakları üzerinde tepinmeye başladı. Bu bir an için o sanki bir canavardı, tamamile vah- şileşmişti. Hayretter dondum. Böyle bir neyi doğrusu ondan hiç beklemezdim. Faka , nefsime olan halimi yetimi Ri iş kir piklerim bile kıpırdanmadı ve ona yine velkisi gibi tabii ve sakin bir sesle, ediz. ni bundan böyle benimle birlikte çalışmak- tan muaf tuttuğumu söyledim. Yüzüme karşı HAYAT, 27 kahkaha ile güldü ve evden dişarı fırladı, Fakat onun evi terketmeye hakkı yoktu: ni- şanlılık devresinde biz bunu ev se aramiz- arlaştırmıştık. söylemedim. Ertesi günü, daha sabah erken- den, çıktı, gitti, daha öbür gün yine. Dükkânı kapadım, tey zelere gittim. İzdi- vaçtanberi teyzelerle münasebeti kesmiştim; ne onlara eş ni aşmaya müsaade etmiş ne de biz onlara tmiştik, Onun teyzelerin y&- nına da uğramadığı tahakkuk etti. Teyzeler beni merak ve alâka ile dinlediler, ve kahka- ha ile güldüler: ©vooo..h! size lâyıktır, dediler. Ben ise böyle bir alayı beklemiyor- dum. Bu münasebetle teyzelerin gencini, yani ihtiyar kızı yirmi beş Ruble ile kandırdım. Ona paranın yetmiş beş Ruble mabadi oldu- gunu e İki gün sonra bana geldi ve haber ii iş şte vi zabitin, sizin eski alay arkadaş- lar li mülâzım"Yezimoviç,in parmağı var. çok hayret ettim. Yezimeoviç ,in a da bana zararı dokunmuştu, hayasız herif bundan bir ay evel bir şey rehin etmek bahanesile dükânıma gelmiş ve eyi de hatırlıyorum, karımla tanış- maya yeltenmek istemişti. , Fakat derhal yanına l k eski L betimi gü- venip te bir “daha eşiğimizi aşmaya cür'et etmemesini ona ihtar etmiştim. Mamafih evvelce buna o kadar ehemmiyet attetmemiş ve hareketini sadece küstahlık addetmiştim. Mahut teyze şimdi, zevcemin onunla baş başa buluşacağını haber veriyor ve buluşma mahalli olarak da teyzenin eski tanıdıklar dan “ Jülya Samsonova , nın evi gösterili- yordu. Bütün işi çeviren bu kadın bir duldu. Üstüne bir de miralay karısı idi. zevceniz işte bu kadına gidiyor. Tasviri kısa keseceğim: bütün mesele toptan yekün bana takriben üç yüz Rubleye oturdu. Fakat buna mukabil, iki gün içinde karımın * Yezimoöviç , le telâkisi esnasındı yan odada bulunarak baş başa careyan ede- ek olan muhavereyi dinliyebilmek hakkını e kşam il arasında, kısa fakat mik him bi vak'a akşama doğru eve gelmişti; yatağının üstüne oturdu ve bana nispet vermek ister bir tavırla, yine ufacık ayağile halı üzerinde oynamaya başladı. Ben onu öyle görünce, birdenbire zevcemin şu son ay zarlında, da ha doğrusu şu con onbeş gün içinde, tabia- tını çek değiştirdiği, nazarı dikkatimi celbetti. Devam ediyor