iye- 'nlik kafası i veya ilmiye- ar ÜZE- ezdim ; i, tipki 8 CESü- radiyen şey an- rara İÇ- dumani fikrim » birası eğlen: nul kö- inde en hakir bir şey beni daima yeni bir zevkle, arılar gibi öte beride uçuş- turur... Fantaziyo — Lakırdıyı tutabilir kısa keselim, sen oltayla balık misin ? Spark — Hoşuma şeyi yapabilirim. giden her Fantaziyo — Peki, Ayı dişle- rinle tutabilir misin ? Spark — O hoşuma gitmez ki... Fantaziyo — Haydi, haydi. Hoşuna gitmiyeceğini nereden bi- liyorsun ? Ayı dişiyle tutmak hiç te tenezzül edilmiyecek bir şey değil... Haydi seninle kumar oynıyalım. Spark — Hayır. Fantaziyo — Neden? Spark — Paramızı kaybederiz- de ondan. Fantaziyo — Aman yarabbi! Daha aklıma neler gelecek ? zihnine eza etmek için ne icat edeceğini bilmiyorsun. Vay sefil vay, demek her şeyi siyah göriyorsun | Paramızı kaybederiz , ha. Demek senin kal- binde ne iman nede ümit var! sen korkunç bir mülhitsin kalbimi kurutacak bana islahı hal ettirecek bir mülhit ... Demek ben ki gencim, kanım (Dansetmeğe başlar.) kaynıyor... Spark — Sahi, öyle zamanlar oliyor ki, deli olmadığıma yemin edemiyeceğim geliyor | Fantaziyo — Şu insan denilen mahluk ne sefil şey! Bacaklarını kırmaksızın pencereden sıçrayama- mak | Mutevassit bir musikişinas olmak için on sene keman meşket- meğe mecbur olmak! Ressam olmak için ressamlık öğrenmek ... Spark, içimden ne geliyor, -biliyor musun ? Bir köseye oturup ölünceye kadar bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi diye ilânihaye saymak istiyorum. Kitabiyat HAYAT, 15. Gönül gibi “Ne bir ses, ne bir nefes, mu- harriri bize bu sene bu roman kadar nefis yeni bir eser dâha he- diye etti: Gönül gibi, “Gönül gibi, eski tarz roman sistemlerinden ken- dini kurtarmağa muvaffak olmuş bir eserdir. Anlalış, tasvir tarzları tamamile yenidir. Fransa edebiya- tnda bu yeni şekli en muvaffaki- yetle yapabilen muhârrirlerden “Bey- net Walmer,,, Suat Derviş Hanımın tarzında tasvir ve vakayii diğerleri- ne tercih etmektedir. Peyami Safa Beyin “Bir akşamdı, Ethem İzzet Beyin “Iztrap Çocuğu, bü şekilde- ki romanlardan olmakla beraber “Gönül gibi, tarzında değildir. “Gönül gibi, romanında vak'aya kat'iyen ehemmiyet verilmemiştir. Bu eserde bir kadının derin ve büyük aşkının izzeti nefsi ve ka- dınlık gürurile mücadelesi yaşatıl- mış, bu tarz etrafında en güzel mensur şiirler. -sıralanmışlır. Zaten KARARAN Spark — Bu olim çok kimseleri güldürür; fakat beni tit- retiyor : bütün bu asrın tarihini teşkil ediyor. Ebediyet büyük bir kayalıktır ; bütün asırlar, kartal yavruları gibi oradan birer birer ha- valanıp fezayı bir baştan bir başa kat'eder; bu sefer bizimki de yuvanın kenarına geldi; fakat tam o sırada onun kanatlarını kestiler; şimdi içinde havalanamadığı bu feza karşısında durup ölümünü bekliyor. nakleden : Kâmran Şerif bu sözler Milli Roman — muharriri : Suat Derviş Hanım. Naşiri: Sühulet kütüphanesi. 929) “Gönül gibi,, roman denecek kadar zengin ve meraklı vakayii ihtiva etmemektedir. Romanın içinde başlı başına bir güzellik teşkil eden “Gönül, hikâ- yesidir. İstirap veren bir aşkın, gu- rür ve izzeti nefisle mücadelesini tam manasile canlandıran bu hikâye, romanın mevzuunun temelini teşkil etmektedir. Yalnız bazı noktalara ilişmek 15- terim. Süheyla ar çok seven, en yüksek aşkı yaşayan bir kadın, gu- rur ve izzeti nefsine aşkını maglup eder midi? Çok seven Süheyla, Mithatın fazla sevgisinden, mütemadi iltifatından ziyade onun hırçınlıkları- nı, kıskançlıklarını hatta ona en faz- la aci sunan ihmallerini daha zevkli bulması lâzım degil midi Suat Derviş hanım, bu güzel eserile kütühanemize yalnız bir eser hediye etmekle kalmamış, ayni za- manda bize yeni bir roman tarzı da göstermiştir. “Gönül gibi,, okundukça inleyen çırpınan, buhran geçiren bir ruhun bütün elem ve ıztıraplarının göynü- ne sinmiş ruhuna hâkim olmuş bulunduğunu görüyor. Zaten san- atkâr, eserlerini okuyanları kendi tesir ve hâkimiyeti altında bırakan- lar değil midir? İşte Suat Derviş Hanim da bunlardan biridir. Hikmet Şevki