Hoffmann'dan hikâye HAYAT, 18, Rremon Remanı Zavallı Krespel bu sözleri uzatarak söylüyor, oda içinde seke seke delicesine koşmağa ediyordu. Merhamet ve korku. içinde kaçmak iste- devam dim. Kuvvetli bir kolla beni yakaladı: *kalınız, mektepli efendi, ben deli gilim. Bu azap bana, birkaç gün evvel şambrımı bir İlâha tarzda yaptığım rop dö benzeyecek için, lâyık görüldü. Binlerce garabet daha söyledi ki aklına sahip olduğuna dair iddiaları- nı tekzip ediyordu. Nihayet, yorgunluktan bi- tap, ölü gibi yere yıkıldı. Onu kaldırdım, ihtiyar hizmetçisi- teslim ettikten sonra, kalbim ıztırapla dolu, Krespelin deliliğine kani ola- rak çekildim, Ertesi günü Kres- pel sükünetini bul muştu. Fakat yine bütün ha- artık Keman yapmı- nin ellerine bütün yatınca yacağına yemin ediyordu. Be- nim için büyük bir sır Anto- nya ile Müşavirin rabialarını örtüyordu. müphem bir şüphe bana bu münasebe- ti şedit ettiriyordu. *Bu sirri öğrenmeden Hei- delberg'i terkedemezdim, git- tikçe artan bir hiddetle niha- yet yıldırım gibi müşavirin odasına düştüm: İçimde bir şekilde tasavvur Onu günahsız bir insan te- — Başı geçen sayıda — bsesümiyle elinde çevirdiği çoçuk oyuncaklarını seyrede- rken gördüm: “Sefil, diye ba- gırdım, vicdanın azap kurduy- le yenmesi lâzımgelirken na- sıl oluyorda bir dakika olsun sükünlu durabiliyorsun ?» Bu hitap üzerine gözlerini kaldır- dı, beni hayretle süzdü! mette (oObulunabilirim oturmak zahmetini ihtiyar buyurmaz mısınız ?, Soğuk kanlılığı hiddetimi artırdı, onu Antonya'nın ölü- münde bağıra bağıra ittiham ediyor, ve avukata mahkeme huzurunda cürmünün ceza- sını çektireceğimi söyliyor- dum, Heyecanımın doğurdu- gu söz tufanı bitince, o zema- na kadar şayanı takdir bir sükünetle dinleyen Krespel beni şaşırtan ciddi bir sesle: “senç şaşkın, dedi, hangi hak- a sana yabanci olan ve ya- bancı kalacak olan bir haya- tın esrarını öğrenmek istiyor- sun? Antonya artık yoktur.. gerisi neyine lâzım? Bu sükünetinde derin bir dan müteessir hareket ettiğimi anladın, affini istedim, ve pekaz tanıdığım bu melek kızın hayatı hak- kında bana biraz izahat ver- riça ettim. Elimden adamın hüzün vardi; bun- oldum. Delice meşini balkona çekti bahçeye tuttu, yavaşça ve £ aşağıya dikilmiş olarak şunları anlattı: "leri Müşavir Krespel de gençli- öindenberi eski ustaların ke- manlarını toplamak ihtirası vardı. Onları ile satın alıyordu. Onları her her türlü baha yverdearıyordu. İtalyaya bunun için gitti, Venedik'te iken San Tiyatrosunda mu- dinledi. Benedetto ganniye Anjelya'yı Musiki aşkı ve kuvvetli mur- hayyelesi Krespelin başına vurdu. Anjlya'nın güzel şarkı- ları ile meshur olarak izdivaç talep etti, ve evlendi. İzdivaç, Krespelin mevkii içtimaisi ile arasındaki gizli mesleki nisbetsizlikter o dolayı kaldı. Tiyatroda bir olan bu kadın ev hayatında bir iblis idi. bir çok fırtınalı kadının melek mücadelelerden sonra Krespel şehir haricinde bir sayfiyede tek başına oturmağa mecbur kaldı. bir Kremon elinden orada mükemmel kemanı ile geldiği kadar kendisini te- selli ediyordu, fakat sinyora onu buradada rahat bırakma- onu alıp, şehre maksadiyle geldi du. Bir gün götürmek ve barışmak için samimi ve yahut bir çok nüvazişlere garketti. Bir gün, kemanına yalancıktan kendini tamamile vermiş olan Krespel, yayının