Dünyada radyo yayıncılığının baş- langıç tarihi 1921'dir. Bundan altı yıl sonra 1927'de Türkiye radyo ile ta- nışti. Aynı yıl Birleşik Amerika'da New-York ile Washington arasında tel ile görüntü nakli gerçekleştirildi. Bu yayın türüne “Televizyon” adı ve- rildi. 1936 yılında ise, İngiltere'de dü- zenli televizyon yayınlarına başlandı. Türkiye'de TV yayıncılığı 1954 yı- lında İstanbul Teknik Üniversitesi'- nin kapalı devre çalışmalarıyla baş- ladı. 31 Ocak 1968 TRT'nin Türki- ye'de düzenli TV yayınlarını başlat- dğı tarihtir. Görülüyor ki, Türkiye radyoculuk- ta batı ülkelerinin hemen peşinden gi- derken TV yayını alanında hem ge- lişmiş ülkelerden hem de az gelişmiş ülkelerden geri kalmıştır. Bugün ilk genel amaçlı bilgisayar MARK |'in 43. doğum gününü kut- luyoruz. MARK |'in programcıların- dan bayan Grace Murray Hopper, 1944 yılında bilgisayarın yanısıra TV izleme olanağına da sahipti. Böylece 20. yüzyıl teknolojisine daha kolay ayak uydurabiliyordu. Biz ise, Ame- rikalının birlikte kullanmaya başladı- Bi bu teknolojilerden televizyonu 33 yıl sonra, bilgisayarı ise 30 yıl sonra tanıdık. ABD Başkanı Lincoln vurulduğun- da ise, olay yerinden sadece bir blok ilerdeki evinde daktilosunun başında çalışmakta olan gazeteci Henry Fair- lil, Londra'daki gazetesi “Specta- tor”'ın yazıişleri müdüründen suikasti telefonla öğreniyordu. İnsanoğlu tarım toplumundan sa- nayi toplumuna geçiş sürecini 100 yıl- da tamamlarken, sanayi toplumun- dan yukarıda sözünü ettiğimiz bilgi toplumuna geçişi 20 yıl içinde gerçek- leştirdi. Bu süratli değişim yeni iletişim tek- nolojilerini beraberinde getiriyor, bil- gi akışını yerle bir ediyor ve gönderi- ci ile alıcıyı birbirlerine inanılmaz bir biçimde yaklaştırıyor. Toplumumuzda yeni güç kaynağı artık “para” değil. Yeni güç kayna- ği “bilgi” ve bu da birçok kişinin elinde. 21. yüzyıla 10 kala bilgi akışını yönlendiren teknolojilerin başında bilgisayar geliyor. Bu teknoloji sürat- le ve yaygın bir biçimde gelişiyor. Türkiye'de bilgisayar kullanımı ge- rek özel sektör, gerekse kamu sektö- ründe 1980'li yıllarla birlikte büyük bir hız kazandı. 1981'de 89 kamu, 93 LÖ GEŞEEAE Ğ ER 26 özel sektör kuruluşu bilgisayar kul- lanırken, 1983 yılı verilerine göre Türkiye'de büyük, orta ve küçük boyda 42 bilgisayar bulunuyor. Bu- nun dışında 324 bilgi işlem merkezi hizmet görüyor Bilgisayar Dergısı nin 1986 yılı Ha- ziran ayı itibariyle yaptığı ve FOB sa- tış değeri 10 bin doların üzerinde olan bilgisayarların dahil edildiği araştır- maya göre ise, 1985 yılında 1454 olan büyük, orta ve küçük büyüklükteki bilgisayarlar yüzde kırk beş oranın- da artış göstererek 2.094'e yükseldi. Kişisel bilgisayarlar da araştırma kapsamına alındığında, ülkemizdeki bilgisayar sayısının 8.200 olduğu gö- rülüyor. Yine araştırma sonuçlarına göre, 1986 yılında bilgisayar kullanan kamu kuruluşu sayısı 379, özel sek- tör kuruluşu sayısı ise, 1.055'e ulaş- tı. Şu anda Türkiye'de toplam 1.434 oplumdaki varlıkları artık yadsınamaz bir gerçeklik halini alan bilgisayarları, olumlu ve üretken bir olguya çevirmek gerek. kuruluş bilgisayar kullanıyor. Bilgisayarların sayısal olarak artı- şı önemli olmakla birlikte üzerinde durulması gereken bilgisayarların ge- reksinmeler doğrultusunda bilinçli bir biçimde kullanılıp kullanılmadığı so- runu. Ülkemizde gerek kamu, gerekse özel kuruluşlarda bilgisayarlar temel olarak hizmet sektöründe kullanılı- yor. Kullanım alanları arasında ban- ka cari hesaplarının tutulması, mali- yet muhasebesi ve anbar hesapları ile stok kontrolünü sayabiliriz. Amaç doğrultusunda kullanımları durumunda bilgisayarlardan yaşamın hemen her alanında önemli ölçüde yararlanmak mümkün. Toplumun kamu yönetimi mekanizmasından te- mel beklentisi bilgisayarlı kamu hiz- metlerinin daha verimli, daha hızlı ve etkin bir biçimde gerçekleştirilmesi. Commodore İşte bu nedenledir ki, bilgisayar kul- lanımında son derece özenli olmak gerekiyor. İlk aşamada yapılması ge- reken o çalışma alanında bilgisayara gerek duyulup duyulmadığının belir- lenmesi. TRT, radyo ve televizyon yayıncı- lığı yapmak ve yürütmekle görevli bir kamu kuruluşu. Amaç bu olduğuna göre, ilk aşamada bilgisayardan ya- yın amaçlı yararlanmak gerekiyor. Haberlerin hazırlanması ve sunulu- şunda olduğu gibi program yapımın- da da bilgisayar tekniği yardımcı ola- bilir. Yayın personelinin vazgeçilmez bir gereci olarak değerlendirdiğimiz bilgisayarın süratle hizmete girmesi- ni yararlı görüyoruz. Bu konuda TRT Eğitim Dairesi'ne de kuşkusuz büyük görev düşüyor. Avrupa Yayın Birliği(EBU)'ne üye yayın kuruluşlarının eğitim merkez- leri bugün artık Bilgisayar Destekli Eğitim (BDE) veriyorlar. Bilgi akımı- nı bilgi bankaları aracılığıyla sağlı- yorlar. Bunların yanısıra yazılım alış- verişi yapıyorlar. Buna benzer bir uygulama İzmir'- de Ege Üniversitesi'nce başlarıldı. Ege Üniversitesi kısaca EARN adı ve- rilen Avrupa Akademik Araştırma Ağı'na bağlandı. Bu ağa bağlanmak- la, Avrupa'da bilgisayar alanındaki pek çok yenilik ve kazanımdan doğ- rudan yararlanabilmek olanağına ka- vuştu. Şimdi öteki üniversitelerimiz de EARN sistemine katılmak için ça- lışmalar yapıyor. Demek ki, Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük illerimiz dışında yeralan üniversitelerimizde bilgisayarlı yaşam günden güne geli- şiyor. Üniversitelerimizin birçoğu sis- temlerini yenileyerek ve genişleterek çalışma alanlarını çoğaltıyorlar. Bi- limsel çalışmalarını bilgisayar aracı- lığıyla sürdürüyorlar. Yine birçok üniversite çalışma alanları dışında ka- mu kurum ve kuruluşlarına da hizmet götürüyor. TRT Eğitim Dairesi bilgisayar des- tekli eğitimi başlattığında kuşkusuz üniversitelerimizle de süratli bir bil- gi alış-verişine girebilecek. BDE sözcüğünü, bilgisayarın ders aracı olarak kullanması biçiminde al- gıliyoruz. Kişinin bilgi ve beceri dü- zeyinin saptanarak başarıya ulaşma- sı için gerekli verilerin düzenlenmesi işlemi olarak tanımlıyoruz. BDE'ye öğrenmeyi kolaylaştıran programlar paketi adını veriyoruz. BDE'de amaç, konunun öğrenil-