leri, az sayıdaki öğretmenleri ve ye- tersiz maaşlarıyla, şehir-içi okulların- dan herhangi biri haline dönüştüğün- de ayrılmaya hazırdı. Tam o sıralar- da meslekdaşı Joanne Rankin, Mo- riarty'yi kendisi ile birlikte birkaç LOGĞO dersine girmeye ikna etti. Eği- timde Bilgisayar fikri Moriarty'yi ol- dukça heyecanlandırdı ve bir-iki yıl sonra Rankin ile birlikte Headlight Projesi'nin Hennigan'da uygulanma- sını sağlayan öneriyi hazırladılar. Moriarty “LOGO'nun başka hiç- bir şeyde olmayan bir büyüsü var” diyor. “Ben kendi eğitim programı- mın gerçekten heyecan verici olduğu- nu düşünüyorum ama LOGO olaya asla kaybetmek istemeyeceğim bir boyut katıyor.”** Rankin, verilen ödev ne olursa ol- sun öğrencilerinin bilgisayarla çalış- mayı sevdiğini farketmişti. Bilgisayar onları sınıfta yaşayabilecekleri diğer her şeyden daha farklı heyecanlandı- riyordu. Rankin, “Çocuklar bilgisa- yarlarla gerçekten çalışıyorlar'' di- yordu. Bu olgu bilgisayarın ve ger- 20 çekleştirdiklerinin yeni oluşundan ya da çocukların bizim herşeyi bilmedi- ğimizi ve kendilerinin de bize bir şey- ler Oğretebılecekierım bilmelerinden kaynaklanabilir.”” Hem Rankin hem de Moriarty bil- gisayarlı eğitimde öğretmenler arasın- da ve öğrencilerin kendi aralarında değişik bir ahengin varlığını gözlemiş- lerdi. Rankin, çocukların paylaşma- ya yöneldiklerini vurgularken; Mori- arty “Öğretmenler ile öğrenciler ara- sında daha hoş bir iletişim var” di- yerek ekliyor, “Bu belki de çocukla- rın yapmakta olduklarını eleştirebi- lecek durumda olmayışınızdan kay- naklanıyor. Eğer okuma öğretiyorsa- nız ve karşınızdaki öğrenmiyorsa bu noktada öğretmen öğrenciyi tehdit edici bir unsur olabilirama LOGO'"- ya belli standartlar getiremeyeceğiniz için çocuklar üzerinde diğer durum- larda olduğu gibi baskı uygulayamaz- sınız. Böylece üretimlerinde daha ra- hat ve yaratıcı oluyorlar.”” Morlarty, çocukların LOĞO yetenekleri konu- sunda hiç test edilmemelerini ümid ediyor. “Çünkü, böyle bir şey çocuk- ların kontrol edilebilecekleri bir ara- ca sahip olmaları amacını ortadan kaldıracaktır”” diyor. Moriarty'ye göre Headlight özel- likle öğretmenleri motive edici bir proje olarak uygulanıyor. Yeni yön- temlerle ilgilenmeyen öğretmenler, kendilerine yeni bir şeyler öğretecek olan insanlara tepki duyabildikleri halde bilgisayarlardan rahatsız olmu- yorlar. Ama neden bütün bunların yerine Weizenbaum ve Brownstein'ın öner- dikleri gibi eğitim sisteminin gerçek problemlerinin çözümüne eğilinmi- yor? Neden yeni ve daha yetenekli öğretmenler getirilmiyor, öğrenci/öğ- retmen oranı düşürülmüyor, daha fazla alabilmek üzere öğretmenlere daha yüksek maaş verilmiyor. Linda Moriarty: “Bütün bunlar en azından ben yaşadığım sürece gerçekleşeme- yecek, çünkü ne parasını ne de zama- nını ve enerjisini bu alanda harcama- ya istekli insan sayısının yeterli ola- cağım umıt etmek gerçekçilik değil- dir” diy Bu gerçegı ortaya koyduktan son- ra Moriarty öğretmenleri ileriye gö- türecek bir yol bulmanın önemli ol- duğunu söylüyor ve bilgisayarların, Papert'in tasarladığı biçimde kulla- nıldığında bu işi yapabileceğine ina- nıyor. Hennigan'daki öğretmenlerin bir çoğu Moriarty'nin Headlight Proje- Genel bilgi teorisinin değişmesiyle çocukları bilgi ile donatmak, eskisinden farklı bir anlam ve önem kazandı. si'nin faydalarına ilişkin görüşlerine katılıyor. Hennigan'ın okuma ders- lerindeki başarı oranı hâlâ ulusal-or- talamanın altında (ya da bazen çok az üstünde) ama program başladığın- dan buyana okuldaki matematik not- larının çoğu yükseldi. Öte yandan öğretmenler daha az somut değişimleri de farketmişlerdi. Boston devlet okullarında 20 yıllık öğretmenlik deneyimi olan Mary Macchi; “Kendilerine hiç güvenme- yen çocukların birden bire özgüven kazandıklarını gördüm'' diyerek de- vam ediyor; “Gerçekten yalnız olan çocukların bilgisiyardaki problemle- rin çözümüne yardımcı olacağını far- kettiklerinde diğer çocuklarla işbirli- ğine gittiklerini gördüm. Bilgisayar olgusu, özel-gereksinimleri olan ço- cukların aksilikler karşısındaki sinir- liliklerini de azalttı. Artık kolayca vazgeçmiyorlar ve yaptıklarıyla da pek övünüyorlar. Sanırım hataları makineyle paylaştıkları için böyle oluyor. Artık hataların kendilerine ait olduğunu düşünmüyorlar.”' Macchi buna rağmen; Headlight Projesi'nin daha ikinci yılında sön- mekte olduğundan endişeliydi ve şöy- le diyordu: “*Geçen sene insanlar bi- ze yardım etmek için yaşıyorlardı şimdi ise haftada bir kez M.I.T. gru- bundan birini görebilsek şanslıyız de- mektir.” Ufak tefek, çok sakin gö- rünüşlü ve çevresinde saygı uyandı- ran bir insan olan Macchi, IBM'den gelen maddi desteğin kesilmiş görün- düğünü ve Papert'ın henüz yeni ge- lir kaynakları bulamamış olduğunu söylüyor. Bu noktada, ne kendisi ne de diğer öğretmenler Headlight Pro- jesi'nin daha önce belirtilen üç yılını tamamlayabileceğinden emin olamı- yorlar. Ama Macchi'nin kesinlikle emin olduğu bir şey var; “Headlight Pro- jesi çocuklarımıza harika şeyler sağ- ladı ve bana kalsaydı hiçbir zaman sona ermezdi.”' 1* Massacuset İnstitute of Technology; Masacuset Teknoloji Enstitüsü, 2* Türkçesi; kaplumbağa.