AKİS Cinayeti tertiplemiş olanlar için yapılacak bir iş daha vardı: Cese- di yok etmek. Grandük Dimitri Pa- pazın paltosuyla geri gelmişti. Kürk o kadar kalındı ki bunu yakmak imkânını , bulamamıştı. Kürkünü Rasputine tekrar giydirdiler, vücu- dunu zincirlerle bağladılar, ayakları- na ağırlıklar astılar. Bu arada, silâh sesleri için bir de resmi mazeret uydurdular: Prens, köpeklerinden Hurini öldürmüştü! Sonra, cesedi Grandük Dimitrinin bayrağım taşı- yan fransız Delaunay marka otomo- bile yüklediler. Grandük ve Puriş- keviç Neva nehrine doğru yola çık- tılar. Nehir donmuştu. Fakat bir köprünün yanında küçük bir delik buldular. Cesedi oradan suya attı- lar. Ceset kaybolduğunda Purişke- viç baktı ki Papazın kar ayakkabı- sının teki otomobilde kalmıştır. O- nu da suya fırlattı. Ancak ayakkabı delikten geçmedi. Köprünün direk- lerinden birine takıldı ve orada sal- landı. Ceset daha sonra bu işaretten bulunacaktı. Nitekim bulundu da.. Rasputine muazzam bir- cenaze töreni yapıldı. "Sefih"e siyah kadi- fe bir pantalon, beyaz, ipek rus gömleği giydirilmişti. Çariçe tören- de Rasputinin karısının ve çocukla- rının bulunmasını istememişti; On- lar yoktu. Tabutu bizzat Çar Niko- la taşıdı. Rus tarihinin bu en son renkli simasını Petrograd ile Çar- koy - Selo arasındaki küçük bir ki- liseye gömdüler. Katiller hiç bir zaman tutukla- namadılar. Grandük Dimitri ile Prens Yusupofa topraklarına çekil- mek emri verildi. . Grandük daha sonra İrana sürüldü. Bu, onun ha- yatını kurtardı. Bu suretle Roma- nofların uğradıkları âkibete ouğra- madı. Prens Yusupof ise Parise geç- ti. Rasputinin ölümünü garip bir hadise takip etti. İçişleri Bakanı Protopopof -ki, Rasputinin adamıy- dı- sar'aya, müptelâydı. Çariçenin ö- nünde bir kriz geçirince Papazın ru- hunun kendi vücuduna girdiğim id- dia etti O tarihten itibaren hükümdar a- ilesinin en yakım o oldu! Son yaklaşıyor 1917 gelmiştir. Müttefiklerin dört delegesi, İn- giltere adına Lord Milner ve Sir I Temmuz 1967 Henry Wilson, Fransa adına Gaston Doumergue ve italyan Marki Scia- loia rus başkentindedirler. Ruslar- dan harp gayretlerini arttırmalarını istemeye gelmişlerdir. Ruslar misa- firlerini şahane şekilde ağırlarlar. Fakat müttefikleri anlamışlardır ki harp gayretlerini arttırma bakımın- dan çarlık rejiminin yapacak bir şeyi kalmamıştır. Kazak generali Krimof Dumanın başkanı Rodzian? koya durumu şöyle ifade etmekte- dir: — Asker arasında huzursuzluk ve şüphe her an artıyor. Disiplin tamamile ortadan kalkmıştır. Bu kış Ordu, siperlerini düpedüz terke- debilir Şehirlerde ise, sıyla birlikte harbin başlama- azalmış olan sokak gösterileri, (o grevler, (o karışıklıklar tekrar zirve noktasına erişmiştir. Harbin sıkıntıları herkese gına ver- miştir. Bir "mutlu azınlık" Petrog- radda hâlâ o şatafatlı hayatını sürer, Çalyapin Halkevinde şarkı söyler, Mari Tiyatrosunda Pavlova ve Kşe- sinkaya odansederken fırınların ö- Prens Yusupof. bu en zengin adamı rejimin nereye Çarlık Rusyasının gittiğini görüyor, fakat asıl sebe- bin ne olduğunu tam anlamıyordu. Zira elindeki servet, gerçekleri kav- ramasına mâniydi. Bundan dolayı- dır ki imparator ailesini Rasputin- den kurtardığı takdirde çok derdin halledileceğini sanıyordu. Tabii* bu inancının bedelini Sahte Papaz ödedi. TARİH nündeki okuyruklar gittikçe büyü- mekte, açlık artmaktadır 22 Ocak, meşhur Kanlı Pazarın yıldönümüdür. O gün Petrogradda, Moskovada, Baküda ve diğer bazı şehirlerde 200 bin grevci işçi, ellerin- de kızıl bayraklar, fabrikalarını ter kederler ve "Kahrolsun Harp!" di- yerek yürürler. Atlı polisler, kılıç- lar ellerinde, bunları dağıtmak için atlarını üzerlerine sürerler. Tevkif- ler yapılır. Şartların tabii icabı olan bir du- rumda bu şartları değiştirecek yer- de şiddet tedbirleri! o Tepki, tabii daha da aleyhtedir. Çarlık rejiminin devrilmesi ogerektiğinde artık her- kes müttefiktir. Mesele, onun yeri- ne nenin konulacağıdır. O konuda bolşevikler ile onların sosyalist ba- takları fikir oanlaşmazlığı halinde -" dirler. Bolşevikler, İsviçredeki Leni- nin talimatına uyarak burjuvalarla her hangi bir işbirliği yapmanın a- leyhindedirler. Buna mukabil men- şevikler, ihtilâlci (o sosyalistler, işçi partisi aksi inançtadır. Bunlar, po- litika hayatının Dumanın etrafında cereyan etmesi taraftarıdırlar. Men- şevikler, 27 Şubatta, Dumanın ça- lışmalarına tekrar başlaması müna- sebetiyle Meclis lehinde bir gösteri- teklif ederler. o Bolşevikler bunun yerine Nevski bulvarı üzerinde bir halk topluluğunun açık siyasi tek- lifler yapmasını isterler. İki taraf, Maksim Gorkinin aracılığına baş- vurma karan verir. Yazarın evinde, onun hep tüten semaverinin etra- fında buluşulur. Plekhanofun men- şeviklerinin temsilcileri Skobelef ile. Dumadaki menşevik grupun başka- nı Çkeidzedir. Lenini Şliapnikof ile Sokolof temsil etmektedir. İkisinin arasında bir vaziyete sahip küçük İşçi Partisi grupu adına ise Kerens- ki gelmiştir. Çoğunluk bolşeviklerin aleyhin- de cephe alır. Kerenski bolşeviklere şöyle demektedir: "— Dumaya karşı tutumunuz demokrasiye zarar vermektedir.." Ama bolşeviklerin demokrasiye aldırdıkları yoktur ki.. Onlar İhti- lâli ve ondan doğacak kudreti bir proletarya (diktatörlüğü için iste- mektedirler. Bunu da saklamamak» tadırlar. Uyuşma olmaz. 27 Şubatta, Petrograd şehrini demirden bir elle idare eden Kaba- lofun duvarlara astırttığı ve bir ka- rışıklığın ateşle bastırılacağını bil- diren tehditlerine rağmen 80 bin ki- 29