AKİS Biraz sonra ise, konuşmanın ya- pılmış olduğu alan derinden gelen patlamalarla (o sarsılıyordu. o Oyna- makta oldukları "körebe" oyununu birden bırakan çocuklar, birer kö- şeye sinmiş, parmaklarıyla kulakla- rını kapatarak, patlamaların bitme- sini bekliyorlardı. Süleyman Demi- relin yüzü ise terden ıpıslaktı. Olay, haftanın başındaki Pazar günü, Eskişehir yakınlarındaki Gök- çekaya mevkiinde geçti. Başbakan Demirel o gün, orada, Gökçekaya Baraj ve Hidroelektrik Santralının temelini atmak için bulunuyordu. Eşine ancak "Devr-i sâbık"ta rastla- nan bir gösteriş ve çok kalabalık bir otomobil konvoyuyla tören yerine gelmişti. Eğer yoluna köylüler kendisinden iç, ekmek ve su istemeselerdi, Demirelin keyfi o sabah pek iyi olacaktı. Fakat yol bo- yunca ve mola verilen yerlerde halk, karşısına çıkıp da kendisinden' istek- lerde bulundukça, alnında ter tane- leri beliriyor ve sıkıntıyla ei bakmıyordu. Halbuki, "medeni in- san ihtiyaçları olan insandır" bey. lik sözünü kendisi (okullanmamış mıydı? Bazı DSİ memurlarıyla davetlile- rin "maaile" katıldıkları tören ger- çekten bir âlemdi. Demirel, Sivrihi- sarda çıkarıldığı korkuluksuz bal- konda konuşamadığı için olacak, ba- raj mahallinin düzlüğünde içini iyi- ce döktü, "demokrasi"ii bir konuşma yaptı. "Kurlu ufuklar", "mâmur Türkiye" gibi klişeler di- linden hiç deşmedi. Halbuki çokla- rının da bildiği gibi, Gökçekaya santrali AP İktidarının eseri değil- di. Bu konudaki çalışmalar, tâ 1962 - 1963 yıllarında, CHP iktidarı zamanında başlamıştı. O günlerde, Sakarya nehri üzerinde, Gökçekaya mevkiinde bir baraj ve santral ku- rulması için karar alınmış, daha önce başlamış incelemelerin ışığın- da projeler hazırlatılmış, inşaat böl- gesinin yolları yapılmıştı. Şantiye bi- nalarının da hazırlanmasından son- ra geriye baraj gövdesine başlamak kalıyordu. İşte Başbakan Demirelin o Pazar günü orada bulunmasının sebebi hikmeti buydu. "Beyfendi"nin hiddeti CHP iktidarı, baraj ve santral için gerekli dış finansmanı da bul- muş ve anlaşmaları imzalamıştı. Sonradan 251 milyon liraya bir ital- yan firmasına ihale edilen, 262 MW elektrik Üretecek baraj ve santralın I Temmuz 1967 çıkan bazı, yapımı için gerekli paranın büyük kısmı AlD'den sağlanmıştı. o Yani, AP iktidara geldiğinde projeler de, para da hazırdı, hattâ temel atma hazırlıkları da yapılmıştı. Gerek Demirel ve gerekse diğer konuşmacılar, tabii tören sırasında bundan hiç bahsetmediler. Aynı becerikliliği, Keban barajının lini ikinci defa atarken de, vesilelerle de göstermişlerdi. Bu yüzdendir ki, diye milletin karşısına çıktıkları zaman, durumu yakından bilenler kıs kıs gülüyorlardı. Çünkü AP İktidarı hem Kendini, hem de halkı avutu- yordu. Ama, böyle de olsa, madem' ki bu yola gidilmişti, sonuna kadar gi- dilmeli ve her çareye başvurulmalıy- dı. Nitekim Pazar günü de öyle oldu. Ankaradan taşman yabancı Büyük Elçiler bir yana, resmi taşıtlarla gö- türülen yüzlerce insan Gökçekayada tam bir piknik havası içinde saat- ler geçirdiler. Özellikle Ankaradan götürülen bazı kadın ve çocuklar törenin tadım en çok çıkaran kim- seler oldular. Devlet parasıyla ha- zırlanmış kumanyalar bu piknikçi- ler tarafından kapışıldığından, pek çok davetli aç kaldı. Bu arada olanlar, iki genç gaze- teciye oldu. Töreni izlemekle görev- li TRT ve AA'nın muhabirleri, De- teme- başka YURTTA OLUP BİTENLER mirelin Eskişehir Cer Atölyesinde yapmış olduğu konuşmayı Ankaraya geçmedikleri için hem bizzat De- mirelden, hem de yakın çevresin- den, bu arada Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakam Refet Sezginden zılgıt yediler Aslında her iki muhabirin de su- çu yoktu. Suç, böyle bir konuşma- nın halkoyuna nasıl duyurulacağını bilmeyenlerdeydi. Zira, teamüle gö- re, konuşmacının yayınlanmasını istediği sözleri önceden teksir edi- lir, gazetecilere dağıtılırdı. durum karşısında, gazeteci- lere, ellerindeki notlara göre haber- lerini gazetelerine ulaştırmak düşü- yordu. Nitekim, diğer gazeteciler gi- bi TRT ve AA muhabirleri de o gün aynı şeyi yaptılar. Eskişehire gelir gelmez telefona koşarak, haberi za- manında yetiştirmek İçin merkezle temas sağlamağa çalıştılar. Ne var ki aynı anlarda Demirel ve berabe- rindekiler Eskişehir Cer Atölyesini ziyaret ediyor ve Demirel burada kendince ve yakın çevresince "çok önemli" görülen bir konuşma yapı- yordu. Gazeteciler, bu durumdan habersiz oldukları için, bu "çok ö- nemli" konuşmayı atladılar. Bunu bir türlü affedemeyen Demirel, her iki AA muhabirini de derhal buldurt- tu ve kendilerine muhabirliğin ne Demirel "Atma Recep, propaganda yapıyor din kardeşiyiz!"