AKİS Abdullah Altsoyun kazılmış mezarı Drakulanın sonu Sarıhacı köyünden 55 yaşındaki Mu- harrem Özkayı kendisinin öldürdü- günü itiraf etti. İfadesine göre, kah- vede tanıştığı Muharrem Özkaya a- cımış ve misafir etmek istemiş, fa- kat evde, aralarında çıkan bir tar- tışma sonunda onu öldürmüştü. Yakalanan ipucu | Jgililer belki de bu kadarla yeti- nip, kaatil Abdullah Aksoyu sade- ce bu suçtan yargılayacaklardı. Fa- kat Çumrada bir komiser vardı: İbrahim Altan. Konyadan gelme, tecrübeli bir polis olan İbrahim Ak tan, Savcılıktan kendisine intikal etmiş olan bütün kayıp olaylarının Abdullah oyla ilgili olabileceği görüşünden hareket etti. A; gö- rüşte olan Savcı Yüksel Mete Günel ile Komiser, bu ipucunu bırakmadı- lar ve kaatilin daha önce yaptırıp sattığı evlerin de aranmasına karar verdiler. Fakat kış bastırmıştı. Bu 22 Nisan 1967 yüzden arama bahara kaldı. Bu ara- da, kaatilin ikinci olarak yaptırıp sattığı evde oturmakta olan şahsa da evin sağını solunu kazmaması konusunda kesin talimat verildi. Fakat bahar gelip de toprak ka barmaya başlayınca bahçede çalış- mak ihtiyacını duyan ev sahibi, fi- dan dikmek üzere birgün kazmayı indirdiğinde, kazmanın ucuna bir iskeletin takıldığını o korkuyla gör- ü. Durumu derha avcılığa ve polise bildirdi. Savcılıktaki e dilekçelerinin sahipleri teker teker çağrılarak, iskelet haline gelmiş ce- set kendilerine gösterildi. Tanımak mümkün değildi. Ancak, iskelete a it olduğu anlaşılan para cüzdanın- dan çıkan bir makbuz, durumu ay- dınlattı. Makbuz, Toprak Mahsulle- ri Ofisi tarafından verilmişti ve Ü- zerinde isim yazılı olmamakla bera- ber, seri numarası belliydi. Bu ip cundan hareket eden ilgililer, zamanda, cesedin, 1963 yılında im ZABITA bolan, Karamanın Kılbasan köyün- den 55 yaşındaki Himmet Yılmaza ait olduğunu tesbit ettiler. Himmet Yılmaz, o tarihte, hayvan satın al- mak üzere Çumra pazarına gelmiş ve bir daha da geri dönmemişti. Çumra Canavarının durumu an- cak, bu ay sonra basına inti- kal etti. 26 Mi ü gazeteler, Çumrada bir sin, öldürdüğü kim- seleri toprağa gömdüğünü bildiri- yorlardı. Haber, aynı günlerde Çumrada da duyulmuş ve bir i yapmıştı. İşlerinde güçle dar, sakin Çumralılar, lie ri aralarında sessizce dolaşan ve sar'alı olduğu için de herkesin mer- hametini çeken Abdullah Aksoyun, gerçekte azılı bir kaatil olduğunu öğrenince çok şaşırdılar. O Abdul- lah ki, karıncayı incitmekten kor- kar, beş vakit namazında, kimsesiz bir insandı. Bu yüzden erkes, bir inşaat işçisi olan okaatile iş verir, 29