AKİS Bu defilede Hülya Koçyiğitin de geçmesi bekleniyordu ama, bu gen yıldız. Yılmaz Gündüz ile film içki- de film çevirdiği için, başka şeyle- re vakit ayıramıyor artık. Ah şu protokol! nkarada sık sık resim sergileri açılıyor ama, bu sergilerin hiç Dirinde Dışişleri Bakanlığı mensup- ları tam kadroyla, hattâ tek bir tem- silciyle yer almıyor. Diplomatları- mızın çoğu resim sergilerine, tiyat- rolara, konserlere gitmeye vakit bulamazlar, malüm. Halbuki 'hafta başında Türk - Amerikan Kültür Derneğinde açılan İhsan Cemal Ka- raburçakın sergisinde yerli ve ya- bancı diploma ttan geçilmiyordu. Çünkü sergiyi açan Dışişleri Bakam İhsan Sabri oÇağlayangildi. Fakat aksilik bu ya, Bakanın işleri çok- muş, sergiye gelemedi; Genel Sek- reter Zeki Kuneralp kendisine ve- kâlet etti. Sergideki yerli ve yaban- cı diplomatlar, bir yandan Kata- burçakın tablolarım seyrettiler, bir yandan da dedikodu yaptılar. Bu- günlerde yine, Dışişlerinin koridor- larında, kordiplomatik çevrelerin- de dedikodudan geçilmiyor. Hasan Işık Moskovadan gelmiş de, saat- lerce Bakanın odasında kalmış da, hayli sinirliymiş de.. Falan filân... erikan sefiresi Bn. Hart, Mlna Türkmen ile İlter Türkmenin Ame- rika yolculuğu izlenimlerini konu- şuyordu. Beri yanda, Sunayın Pa- ris yolculuğundan (o bahsediliyordu. or ve turuncu rengin ağır bastığı tablolardan bahsetmek ise birkaç ressam ile sanatsevere kalıyordu. Başkent geceleri A karalılar, Alpay Klübe fena alış- tılar. Şevki Vanlının garip deko- runda her gece büyük bir kalabalık toplanıyor, Alpayı dinliyor, Oktayı dinliyor, dansediyorlar. Mevsim bi- tecek, Alpay yaz için İstanbula gi- decek, diye üzülenler var. Açılışın- dan bu yana pistinde, merdivenle- rinde düşenlerin sayısı altmışa yak- laşmış ama, ne gam!. İnsan, Alpayın havasında düşmeyi de, alçılanmayı da unutuyor. Geçirdiğimiz hafta Klüp Alpay- da yabancı yüzler dikkati çekiyor- du. İstanbuldan gelen Genar tiyat- rosu oyuncuları ve sahibi Muhtar Kocataş, birçok gecelerini Alpayda sona erdiriyorlar. Muhtar Kocataş, Başkentte geçirdiği kalp krizini u nutacak kadar hızlı geceler geçiri- yor. 22 Nisan 1967 TÜLİDEN HABERLER Hüsnü Züber İspanya Elçisi Gomez ile Hobby şart! Köy öğretmenleri şerefine jstanbul Operasından Atillâ Mani zade ve -Devlet Operasından sop- rano Meral Alper, geçtiğimiz hafta, Cenap Antın evinde güzel bir kon- ser verdiler. Konser, Köy Öğretmen- leriyle Yardımlaşma Derneği yara- rına düzenlenen bir çayın davetlile- ri tarafından- büyük bir hayranlık- la dinlendi. Meral Alper, o gece "Hoffmann'ın Masalları" operasın- da da söyliyecekti ama, gayet ra- hattı. Kırk yıllık müzik meraklısı Cenap Ant, genç kadım hararetle kutladı. Hobby'siz olmuyor! Askerlerin de hobby'leri var. Haf- tanın başında Orduevinde bir sergi açan Binbaşı Hüsnü Züber, bunun güzel bir örneğini verdi. Zü- ber, ağaçları yakarak güzel ağızlık- lar, küçük süs eşyaları yapmış. Se- yirciler büyük bir ilgiyle ele ler. Sonra da, bir askerin böyle çalışmaya vakit ayırmasının fayda. lan üzerine tartıştılar. Bir iddiaya göre, böyle bir hobby, askerlerin di- siplinle sertleşen bir yanlarım yu- muşatıyor, denge sağlıyormuş. A- ma herkes resimle, ağaçla uğraşa- maz tabii... Başka askerlerin de başka hobbyleri var. Sanat veya evlilik irkaç yıl önce hürriyeti seçerek sefirelikten vazgeçen Nur Kızıl- yel, İstanbulda Kalamışa yerleşmiş, oş zamanlarım gümüş çalışmala- rıyla değerlendirerek, çok güzel bir isim yapmıştı. Nur Kızılyelin yap- tığı gümüş kutular ve aynalar, Dış- işleri Bakanlığı tarafından satın a- lınarak, yabancı devlet adamlarına ve eşlerine hediye ediliyordu. Aslın- da bunlar çok zarif parçalar oldu- Şundan, ziyadesiyle de makbule ge- çiyordu. Sunayın son yolculuğunda Johnson'un eşine ve kızma verilen hediyeler arasında da Nur Kızıl- yelin birkaç parçası varmış ama, İstanbuldan gelen haberlere göre, bu kızıl saçlı zarif kadın, dulluğa veda etmeğe karar vermiş, genç bir doçentle olan arkadaşlığım iyi bir sonuca vardırmağa hazırlanıyor- muş. Bu evlilik, gümüş çalışmaları- nı geride bırakırsa yazık olacak. Hiltonda nisan... İstanbul. sosyetesi nişana hazırla- nıyor. İlter ve Emin Çifçinin kız- ları Esen Çifçi ile Ömer Trak, Hil- tonun roofunda, bir kokteyle ni- şanlanıyorlar. Cumartesi akşamı bütün İstanbul, bu nişanda buluşa- cak. Avrupadan yeni dönen terzi Muallâ ve terzi Suat Aysan, nişan kalabalığım şıklaştırmakla meşgul- ler. Geçen hafta Ankaraya gelen ku- aför Demir de acele İstanbula dön- dü. Nişan-öncesi bütün hazırlıklar tamam; sonrası sonraya... 19