ransına muhtırasını 2 Mayıs 1919'ta vermiştir. Krisan- tos Paristen Londraya geçmiş, oradan tekrar Parise dön- müş, sonra Trabzona gelmiş, Tiflis ve Erivana gitmiştir. Orada, 1920 başlarında ermenilerle bir andlaşma imzala- mıştır. Andlaşmanın esası Ermeni devletiyle Pontus dev- letinin bir konfederasyon teşkil etmesidir. Krisantos 1920 yıllarında aynı maksatla tekrar Paris, Londra ve San Remoyu dolaşmıştır. Ancak Venizelos, Büyük Yunanistan hülyasının çok fazla dağınıklığa tahammül o edemeyeceğini bildiği için Pontus dâvasını da, tıpkı Kıbrıs işi gibi sadece bir ucun- dan tutmuştur. Bu yüzden de Pontusluların hiddetini çekmişir. Hele kurnaz giritli, Barış Konferansında, Trab- zonun ermenilere verilmesi lehinde vaziyet alınca ve bir Pontus-Ermenistan Konfederasyonundan bile bahsetme- yince Konstantinidis ve arkadaşları fena halde kızmış- lardır. Pontuslular daha ziyade ingilizler ve amerikalılar üzerinde çalışmışlar, ancak onlardan da fazla yüz bula- mamışlardır. Bir de, Pontusluların faaliyetlerinin iyi teş- kilâtlandırılamaması bunların gerçekte ne istedikleri hu- susunda Müttefikleri şüphede bırakmıştır. Zira uzun sü- re her Pontuslu bir başka hava çalmış ve zaten Milli Mücadelenin ilk zaferlerinin Doğu cephesinde alınması hayâlleri çabuk kırmıştır. O kadar ki Yunanistan yunan- lıları dahi Pontusluların hedeflerini anlamamışlardır. n adamları! pakat Pontus işinde ilgi çekici taraf, Yanı arın din adamlarını politika sahasının en ön safında nasıl ve niçin kullandıkları hususuna ışık e Fener Pat- rikhanesi bir başından ötekine bir yunan teşkilâtı olarak çalışmıştır. Hristiyanlık rum din adamlarının büyük ko- zunu ve silâhını teşkil etmiştir. Aslında birer politikacı olan bu cüppeli adamlar, cüppeleri sayesinde Avrupa ve Amerikada kendilerine çok kapı açtırtmışlardır. Muha- tapları ekseriya bunları müslümanlara karşı hristiyan din adamları gözüyle görmüşler, bunun da altında yatan ellenizm dâvasını sezmemişlerdir. Venizelos bütün o yıl- larda Yunanistanın dışardaki elçilerine Fener Patrikha- nesi tarafından gönderilecek papazlara elden gelen bütün apılmasını emretmiştir. Nitekim Trabzon met- ropoliti Krisantos Londraya gittiğinde oradaki yunan el- çisini hizmete hazır bulmuştur. Metropolitin, yanında bir heyetle birlikte Londraya geleceğini Kaklamanosa yunan Dışişleri Bakanı Politis bildirmiştir. Bu, Atina ile Fener arasındaki işbirliğinin yeni bir delilidir. Politis Londra- daki elçisinden Krisantos ve kâtibi için Ritz Otelinde oda ayırmasını istemiştir. Trabzon metropolitinin Londra seyahatinin resmi se- bebi şudur: oOFener Patriği adına Canterbury arşö- veğini selamlayacaktır! Burada bir nokta dikkati çek- mektedir: Krisantos ingilizce bilmemekte, fransızca ko- nuşmaktadır. Halbuki Patrik, Canterbury arşöveğini ken- di adına selâmlatmak için elbette ingilizce bilen bir pa- paz bulabilirdi. Ama Krisantosun seyahatinin esas ga- yesi, Pontus Devleti için çalışmaktan başka şey değildir. Bu, Londradaki yunan elçiliğinin bugün açıklanmış bu- lunan arşivi tetkik edildiğinde mükemmelen görülmek- tedir. Metropolit Londraya gelir gelmez Venizelosun propa- ganda mekanizması kollarını sıvamıştır. (o Elçi, dostları olan Moming Post gazetesini, Reuter'in müdürü Sargint'i, demeçlerinin yayınlanmasını, kendisinden mülakatlar alınmasını sağlamıştır. Meselâ bu gayretler neticesinde- dir ki meşhur Sunday Times 10 Ağustosta Krisantosun bir demecine sütunlarında yer vermiştir. Kaklamanos ingiliz hükümetiyle de temas aramı ve bulmuştur. Yunan elçisi ingiliz Dışişleri Bakanlığının daimi müsteşarı Sir Ronald Graham'a şu mektubu yaz- mıştır: "Londra, 28 Temmuz 1919. Azizim Sir Ronald, Trab- zon metropoliti arşövek Monsenyör Krisantos Londraya gelmiş bulunmaktadır. Belki bildiğiniz gibi Monsenyör Yunan Kilisesinin en mümtaz şahsiyetlerindendir ve Pon- tustaki son siyasi gelişmelerde o başlıca rolü oynamıştır. Kendisi ingiliz hükümetiyle temas etmek istemektedir. Bu bakımdan acaba bana, kendisiyle beraber gelip sizi görebileceğimiz bir randevu lütfedebilir misiniz?" İngliz Dışişleri Bakanlığının oOdaimi müsteşarı, 29 Temmuzda Krisantosu yunan elçisiyle birlikte kabul et- miştir. Krisantos Londrada fazla kalmamış, Parise geçmiş- tir. Paristen Kaklamanosa gönderdiği şu mektup da ilgi çekicidir: "Paris, Campbeli Oteli, 8 Ağustos 1919. Ekselans, çalışmalarıma yaptığınız kıymetli yardımlarınızdan do- layı size teşekkürlerimi sunarım. Milletin menfaati için temennim, sizin çapınızdaki elçilerin çoğalmasıdır. Bir kaç güne kadar Trabzona dönüyorum. Sizden en hararetli ricam, mücadelemizi desteklemenizdir.." Bu, sözüm ona bir din adamının mektubudur! Pontuslular ne istiyorlardı? pontusluların ne istedikleri ve Yunanistanın onlardan nasıl faydalanmayı düşündüğü Politisin 17 Aralık 1919da Atinadan Londraya, Kaklamanosa gönderdiği ve üzerinde "Gizlidir" ibaresi bulunan şu telgrafından an- laşılmaktadır : "Trabzon metropoliti, bundan bir süre önce Büy Britanya Dışişleri Bakanı tarafından kabul edildiğinde, Pontuslular adına İngiltereden Pontus bölgesinde manda almasını rica etmiştir. Albay Kateniyotis de, ki Pontus davasıyla yakından ilgilidir, bizim bilgimiz tahtında Ati- nadaki ingiliz elçisiyle görüşerek Pontusluların Metropo- lit tarafından takip edilen politikalarını desteklemeleri- ni talep etmiştir. Metropolitin takip ettiği politika Türki- yeden Pontus olarak mümkün nisbetinde büyük bir par- çanın koparılması ve Batumdaki ingiliz makamları tara- fından burada bir Pontus Ordusunun kurulmasına mü- saade edilmesi, yunan ordusunda hizmet görmüş olan pontusluların gönüllü olarak bölgeye taşınmalarının in- gilizlerce temin edilmesidir. Her halde, yerlilerden ku- rulacak bu ordunun harekete geçmesi ingilizlerin müsaa- desiyle olacaktır. Ben de aynı istikamette Atinadaki in- giliz elçisiyle görüştüm. Kendisi hükümetine bu mealde telgraf çekmiş olmalıdır. Sorumlularla orada yapacağımız temaslarda bunları aklınızda tutmanızı rica ederimi." İngiltere Trabzonun askeri işgalini, o bölgede manda almayı reddetmiş, yunanlıların Batuma veya Trabzona bir çıkarma yapmalarına izin vermemiştir. Albay Kate- niyotisin yerli rumlardan bir ordu teşkil etmek hülyası da neticesiz kalmıştır. Halbuki Trabzon metropoliti Lond- radaki temaslarından ümitli olarak dönmüştür. Bu hu- susta Kaklamanosun Politise verdiği bilgi şudur: «Trabzon metropolitini (o tanıştırdığım Dışişleri Ba- kanlığı daimi müsteşarı arşoveğin Trabzona bir ingiliz birliği gönderilmesi ve mahalli bir Jandarma teşkilâtı kurulması yolundaki tekliflerini müsait karşıladı. Bu ma- halli jandarma teşkilâtı ingiliz subayların komutasında olacaktır. Bu münasebetle burada metropolitin her çev- rede bıraktığı çok müsbet intiba (o belirtmek isterim. Canterbury başpiskoposu kendisine Ayasofyanın istikbali hakkında oldukça tatmin edici teminat verdi. Gelecek haftaki yazıda, 1919-20 yıllarında Türkiye aleyhindeki müşterek rum-ermeni propagandasının hi- kâyesi anlatılacaktır.