DIŞ GEZİLER Amerika Birçok bilinmeyenli denklem aa Amerika.. . İşte, as- kadaşımız Mahmut T. Öngö ören bu hafia da AKİS okuyucula- rına Amerikayı ve amerikalı- yı anlatıyor. Öngörenin A.B.D. de yap- tığı üç haftalık gezi sonunda kaleme aldığı aşağıdaki yazı, bu ülkenin omeçhul yanlarını anlatmaktadır. Kaliforniya laa yetkili- lerine SOrUyorsunuz: — Üniversitenizin başlıca mese- leleri nelerdir Cevap hemen m. "— me park yeri bu- lamıyoru: a ninde arabası olmayana iti bar etmezler. Arabası olmayan deli- kanlı, kız arkadaş bulamaz. olmayan, otobüs, tren veya diğer ta- şıt araçlarıyla gitmeye (o kalkarsa en basit günlük işlerini bile yapmaya za- man bulamaz. Bugün Amerikada oto- mobil, günlük hayata o kadar girmiş- tir Ki, ortaya artık "iki otomobili ai- kadın, alışverişini veya diğer işlerini yapmak için güçlük çekmektedir. Bu eksikliği gidermek için ortaya bir ikinci otomobil ihtiyacı çıkmaktadır. Bundan en çok yararlananlar da, Av- rupada küçük araba yapan fabrikalar- dır. Bugün amerikalı, ikinci otomobil olarak genellikle, vrupada yapıları ucuz ve ekonomik (arabaları tercih etmektedir. Okul çağındaki amerikalı gençler ise anne ve babalarının kul- landıkları otomobillerle yetinmek is- tememektedirler. Böylece, "üç otomo- billi aile"ye doğru gidilmektedir. Bu durumun, Amerikadaki orefah ve bolluktan o ileri geldiği genellikle bilinmektedir. Fakat bu refah ve bol- bir otomobile sahip olması kadar ta- bii bir şey olamaz. Ancak, ikinci bir a- raba aileye eğer kadının ihtiyaçlarını sağlamak için giriyorsa, bu durumda, kadının da çalışmakta (olduğunu u- nutmamak gerekir. Ailenin genç Oğ- lunun bir takım zevkleri için bir üçün cü araba satın alınmışsa, şunu unut- mamak şarttır: Delikanlı bu araba- yı babasının parası ile m kendi kazandığı para ile almıştır AKİS/14 Sözün kısası, çeşitli iş imkânları, orta halli bir amerikan ailesinin üç otomobil sahibi olmasını (o sağlayabil- mektedir. Ancak, otomobilin amerikan ailesinin hayatına bu derece girmesi, ortaya bir takım meseleler çıkarmak- tadır. Meselâ, trafik dersi gibi... Şe- hirlerde caddelerin son derece geniş ve mükemmel olması gerekmektedir. Amerikada, sayısı hayli kabarık olan trafik polisi, caddeleri bazen helikop- terlerle, bazen radarla denetlemekte- dir. Trafik işaretleri en acemi şoföre kolaylıkla bilgi verecek şekilde hazır- lanmaktadır. Buna rağmen, trafik ka- zalarının önüne geçmek imkânsız ol- masına sebep olmaktadır: "Otomobi- linizle gidip niçin rahatsız Md nız? Trenimize binip, rahat edin. Koordine çalışmanın sonu px yeri bulmak, otomobillerin ya- pıldığı büyük fabrikaların da der- didir. Yolunuz Detroit'te Ford fabri- kalarının en büyüğüne düştüğü zaman, işçilerin otomobillerine ayrılan saha- İşçi fabrikada çalışırken muazzam bir otomobil filosunun park sahalarında yattığını görünce (insanın aklına iki soru gelmektedir. Biri, "Ford fabrika- sında çalışan işçi yalnız Ford araba- Ford fabrikasında çalışılıyor Arı gibi maktadır. Tatillerde şehir dışına çık- maya son derece meraklı olan ameri- kalılar, alınan bütün tedbirlere rağ- men 24 saat içinde 500e yakın ölüm olayıyla karşılaşmaktadırlar. Bu yüz- den bir üniversite yetkilisine, "Başlı ca meseleleriniz nelerdir?" diye sorul duğu zaman, ondan, "Öğrencilerimize park yeri bulamıyoruz" diye cevap a- lınması gayet tabiidir. Park yeri bul- mak yalnız üniversitelerin değil bütün müesseselerin derdidir. -Bu o kadar büyük bir dert ki büyük amerikan şe- hirlerinde toprak altında işleyip trafik meselesine oldukça yardımı dokunan tren şirketlerinin o şöyle ilânlar yap- sı mı kullanır?", ikincisi "Paydos ve- rildiği zaman bu muazzam filo nasıl harekete geçer?" dir. Birinci (o so- runuza gayet kolaylıkla cevap bulur- sunuz. İşçi beğendiği, Sevdiği, hat- tâ bizzat imal etmekte olduğu araba- dan daha elverişli bulduğu herhangi bir arabayı satın almaktadır. İş pay- dosunda ise bütün otomobillerin sa- hiplerini en kısa zamanda evlerine götürebilmesi için her türlü tedbir a- lınmıştır. Koca otomobil filosu, yü- rürlükteki yönetmeliği izleyerek, bü- yük bir intizam içinde sahayı boşalt- maktadır. Park yeri fabrikanın bü- yüklüğündedir ama, bu, Ford atölye-