İsmet Paşa büyük taarruz için Akşehirden cepheye hareket ediyor Bunun üzerine arşövek Kirilyanos gene yanına he- yetini aldı ve 1920 Nisanında Londraya döndü. Orada bir süre, kararın Yunanistan lehine çıkması için çalıştı. Fakat her şey I Temmuz 1920'de bitti. Hükümet o ta- rihte Avam Kamarasında bir açıklama yaptı ve Kıbrısın statüsünde hiç bir değişikliği düşünmediğini resmen be- yan etti. Bir ay kadar sonra da, 10 Ağustos 1920'de im- zalanan Sevr Andlaşmasının 115. maddesinde "İngilte- renin 5 Kasım 1914 tarihli, Kıbrısın ilhakıyla ilgili ka- rarının taraflarca kabul edildiği" ES nz Kıb- rıs, resmen bir ingiliz kolonisi haline ge Gene 10 Ağustos 1920'de Sevrde İtalyayla Yunanis- tan arasında, 12 Ada konusunda bir ek protokol imzalan- dı. Bunda şöyle denilmekteydi: o "Rodos ve ona bağlı adalar İtalyan hâkimiyeti altında kalacaktır. İtalya, İn- giltere Kıbrısı Yunanistana verdiğinde Rodos halkının kendi kaderini serbestçe tâyin etmesine rıza gösterecek- tir. Fakat bu hiç bir suretle, andlaşmanın imzalanma- sından onbeş sene önce olamaz." Kesin netice Buna r rağmen Kıbrısın rum heyeti gene Adaya dönme- di. "Acaba bir şey yapabilir miyiz?" diye kıvranı- yorlar ve bütün kapıları çalıyorlardı. Heyet, Lloyd Geor- ge'u bizzat görmek istedi. Randevuyu alabilmek için Sir Arthur Crosfield çalıştı. Fakat Lloyd George vakti bu- lunmadığı cevabını verdi. Mamafih Müstemlekeler Müs- teşarıyla heyeti görüştüreceğini bildirdi. Gerçekten de heyet Müstemlekeler Müsteşarıyla görüştü. Kendilerine orada, Kıbrısın Yunanistana verilmeyeceği hiç bir tered- düde mahal vermeyecek şekilde söylendi. AKİS 18/62 Bu görüşmeyle ilgili olarak Londradaki yunan elçisi Kaklamanosun okendi Dışişleri Bakanlığına gönderdiği telgraf şudur: "Kıbrıs heyeti, İngiltere (Kabinesinden bir zat ile mutlaka görüşmek arzusunun neticesi olarak 26 Ekimde Müstemlekeler Müsteşarı otarafından kabul (edilmiştir. Heyet Müsteşara, Kıbrıs halkının Yunanistanla birleş- vam Kamarasında Kıbrıs konusunda hiç bir politika değişikliğinin düşünülmediğini açıkladığını söylemiştir. Müsteşarın bildirdiğine göre bu kararın alınmasında İm- paratorluğa bir kaç kilometre karelik toprağın eklenmesi düşüncesi hâkim olmamıştır. Hükümet meseleyi dikkatle tetkik etmiş ve kendisini oAdadaki müslüman azınlığın himayesinden müstağni kılmak hakkına sahip görme- miştir. Kıbrısın, müslüman halkı bulunmayan İ adalarıyla kıyası mümkün değildir. Arşöveğin, azınlık için çoğunluğun feda edildiği konusundaki bir mütalea- sına karşı Müsteşar bir rejim değişikliğinden rumların sağlayacakları faydanın müslümanların uğrayacağı zararı kapatmayacağını söylemiştir. Heyet bundan sonra Müs- Başbakana hitap eden bir sözlü soruya cevap teşkil et- tiğini ve Müstemlekeler Bakanının emriyle yapıldığını, bundan Başbakanın da haberi bulunduğunu bildirmiştir. Bunun üzerine heyet bu tebliğin tekrar bir gözden geçi- rilmesi arzusunu izhar etmiş, Müsteşar böyle bir şeye imkân olmadığı cevabını vermiştir. Heyet o zaman, hiç olmazsa yakın bir gelecekte bunun kaabil olup olmayaca- ğını öğrenmek istemiş, Müsteşar bunun da kaabil olma- yacağını bildirmiş ve 'Tabii bu karar, gelecek ingiliz ne- sillerini bağlamaz' demiştir." Kaklamanos bu telgrafında Müsteşarı bu kadar açık konuşmaya rum heyetinin ısrarının mecbur ettiğini, yok- sa konuşmanın başında Müsteşarın bazı açık kapılar bı- raktığını ilâve etmektedir. Stratejik sebepler İngiltere, Kıbrıs konusunda 1919-20 yıllarında cereyan eden görüşmelerde daima, Adadaki türk halkın hakları- nı korumak için Enosise rıza göstermediğini resmi görüşü olarak ifade etmiştir. Nitekim Müstemlekeler Müsteşarı Kıbrıs heyetiyle yaptığı konuşmadan bir kaç gün sonra Avam Kamarasında yeni bir sözlü soruya muhatap ol- muştur. Müsteşar o soruya cevap olarak şöyle demiştir: "İngiltere Hükümeti, Adadaki yunan halkının tama- mının bugünkü statünün değişmesi taraftarı olduğundan haberdar değildir. Bugünkü statü Adaya büyük bir refah sağlamıştır. Ama durum bu dahi olsa, Yunanistanla bir birleşmeye şiddetle aleyhtar bulunan türk halkının gö- rüşünün dikkat nazarına alınması lâzımdır. Bu resmi görüşün samimi olduğunu söylemek elbette ki kaabil değildir, Kıbrıstaki türk halkın hislerini dikkat nazarına alan İngiltere 10 Ağustos 1920'de Sevr Andlaş- masıyla baştan başa türklerle meskun Anadolu toprak- larını Yunanistana vermekten çekinmemiştir. o Nitekim Kıbrıs konusunda Lloyd George daha samimi konuşmuş ve şöyle demiştir: "Orta Doğudaki milletlerarası durumun nezaketi do- layısıyla Kıbrıs heyetinin taleplerine her hangi bir ke- sin cevap vermek imkânı hasıl olmamıştır." Bundan da anlaşılan, stratejik mütaleaların İngilte- renin 1919'daki kararına hâkim olduğudur. Kıbrıs konu- sunda bugün bu stratejik mütalealar artık sadece İngil-