DIŞ GEZİLER bombaların yüklü olduğu dev uçaklar nöbet beklemektedir. Uçakların hemen arkasındaki barakalarda ise bir haf- talık nöbete girmiş olan ve üniforma- sı ile uyuyan uçak personeli oturmak- tadır. Alarm verildiği takdirde bu u- çaklar en geç 6 dakika içinde hava- lanmakta ve hedefe nükleer ( başlıklı bombaları atmak üzere hücuma geç- mektedirler. Amerikanın bir başka bölgesinde dev radarlar, bir yelpazeyi andıran dalga şekilleriyle Rusyayı daimi su- rette denetlemektedirler. Bu radarlar sayesinde rus füzelerinin veya uçak- larının taarruz etmek üzere Ameri- ka Birleşik Devletleri üzerine doğru geldiği anlaşılınca, odurumdan önce Amerika (Birleşik Devletleri Başkanı haberdar edilmektedir. Zira, Amerika- nın bir nükleer savaşa başlama kara- rını verme yetkisi, sadece Cumhurbaş- kanına aittir. | Cumhurbaşkanı böyle bir karar verdiği takdirde, derhal O- maha'daki üste vazifeli bulunan Stra tejik Hava Kuvvetleri Kumandanını arar ve kendisini durumdan haber- dar eder. Bunun üzerine de alarm verilir ve gereken yapılır. Böyle bir durumda yapılacak iş, sadece, hazır bekleyen uçakları 6 dakikada hava- landırıp hedefe göndermek (o değildir. Amerika bütün ihtimalleri düşünmüş ve ona göre tedbir almıştır, Omaha'- daki üste, avada hazır bekleyen, nükleer başlıklı bombalarla yüklü u- çaklar vardır. Alarm verildiği zaman bütün bu üsler ve uçaklar da haber- dar edilir ve hepsinin en kısa zaman- da hedefe gitmesi sağlanır. Bütün bunlardan başka, Amerika- nın çeşitli bölgelerinde, yer altında, ucu nükleer bombalarla teçhiz edilmiş füzeler vardır. Alarm alınır alınmaz bu füzeler yer altından ateşlenir ve AKİS/16 onların da uçaklar gibi hedefe git- mesi sağlanır. Bugün bu hedef, elbet- te ki Rusyadır. Bu füzelerin en kısa zamanda Rusyaya gönderilip orada- ki önemli yerlerin bombalanması ga- ranti altına alınmıştır. Korku dağları bekler B' kısa açıklamayı yerinde alıp, ha- b zır ekleyen Oouçakları (o görün- ce insanın aklına yine iki so- ru gelmektedir: arm verildiği zaman, dünyanın çeşitli oyerlerin- de uçmakta olan uçaklar ve dünyanın Oo çeşitli (omemleketlerinde- makta ve çeşitli emirler bu gibi yer- lere en kısa zamanda nasıl ulaştırıl- maktadır? İkinci soru ise, bir nükleer savaş başladığı zaman uçakların ve füzelerin yönetiminin nereden yapıl- dığıdır. Her iki sorunun cevabını da Oma- ha'daki Stratejik (oHava Kuvvetleri Kumandanlığında obulmak mümkün- dür. Üssün toprak altında muazzam bir kumanda odası vardır. . Nükleer savaş başladığı zaman Stratejik Ha- va Kuvvetleri Kumandanı ve ileri ge- len diğer subaylar oOburada toplan- makta ve önlerindeki koskocaman Perdeye aksettirilen ışıklar, resimler ve haritalardan hem harekâtı izle- mekte, hem de nükleer savaşı idare etmektedirler. Bu kumanda odasında aynı zamanda dünyanın herhangi bir yerindeki amerikan üssü veya dünya- nın herhangi bir yerinde uçmakta o- lan uçakla konuşmayı derhal sağla- yabilecek kudrette haberleşme cihaz- ları vardır. Stratejik Hava Kuvvetle- ri Kumandanı istediği takdirde bu u- çaklar ve üslerte aynı anda konuşa- bilmektedir. Toprağın altındaki bu o- danın korunması için her türlü tedbir alındığı halde en kötü ihtimaller da- hi unutulmamıştır. Toprak altındaki kumanda odasının âni bir hücumla tahrip edilebileceği gözönünde tutula- rak, belli sayıda uçak hazırlanmıştır. Bu uçakların içine, toprak altındaki kumanda odasında bulunan bütün ci- hazlar konulmuştur. Uçağın içinde ise, uçuş personelinden oayrı olarak, bir nükleer savaşı idare edebilecek perso- nel mevcuttur. Bu tip uçaklar bütün personel ve cihazlarla daima havada bulunmakta ve toprak altındaki oda- bir nöbet değiştirmekte ve Stratejik Hava Kuvvetlerinin OoKumandanının söylediğine göre, dünya barışında ö- nemli bir rol oynamaktadır. Zaten O- e üssün hangi tarafına git- seniz, üzerinde "Barış bizim görevi- mizdir" Yazıl büyük panolarla karşı- laşırsınız. Muazzam bir tahrip gücüne sahip ve bir kelime ile bütün dünya- yı tahrip edebilecek olan bu kuman danlığın felsefesinin barışı korumak olduğu, üssü gezen basın veya radyo mensuplarına anlatılmaktadır. Ame- rika bir üçüncü dünya savaşına her bakımdan hazırlandığı (o halde, fırsat düştükçe, bunu, barışı korumak için yaptığını belirtmektedir. Amerikayı gezen bir yabancı, ü mobil şaşıyorsa, silâhları, dev uçakları gördüğünde de aynı şe- kilde şaşmaktadır. Ayrıca Amerika, e- linden geldiği kadar, bu ekonomik ve savunma - veya taarruz - ücünün reklâmını da yapmağa çalışmaktadır. Ekonomik gücünü göstermek için, si- lâh gücünü ve bu konuda ne derece hazırlıklı olduğunu da göstererek, karşı tarafı (o korkutmak ve onu bir nükleer (o savaştan Oo vazgeçirmek için bütün e mi son derece Ö- nem vermekte Amerikanın ekonomik gücünün dı- şarda, özellikle geri kalmış memleket- lerde ne dereceye okadar aksi tesir yaptığı meydandadır. Barışı korumak için tam manasıyla bir savaş gücü sağlamanın Oüçüncü dünya savaşını ne dereceye kadar önlediğini ise her- halde zaman gösterecektir.