rumları ve dolayısıyla Yunanistan pek yanaşacağa benzemiyorlar - o zaman Kıbrısa büsbütün yeni bir düzen veril- mesi gerekecektir. Kıbrısa verilecek bu büsbütün yeni düzen ne olmalıdır? Türk Hükümeti bu konuda ortaya yeni fikirler atmak- ta acele etmeyecek, karşı taraftan ge- lecek teklifleri dinleyecektir. Eğer İn- giltere ve Yunanistan ortaya Türki- yeyi tatmin edecek bir teklif süremez- lerse, o zaman Taksim tek çare ola- rak ortaya çıkacaktır. Kopmayan sıkı bağlar ürk Hükümetini geçen Çarşamba günü yapılan toplantıda bu kadar kesin bir tutum almaya yönelten se- bepler nelerdir? Kıbrıs durumunun ye- rilden görüşme safhasına döküldüğü şu günlerde, bu sorunun cevabının bir kere daha açıkça bilinmesinde büyük fayda vardır. Türklerin tarih boyunca (o Kıbrısa karşı gösterdikleri yakın ilgi, başlıca, Anadolunun güvenliğini sağlamak kay- gusuna bağlanabilir. Bu kaygu yalnız türklerde olmamıştır. Tarih boyunca Anadoluya hakim olan her millet Kıb- rıs adasına yakın ilgi göstermiştir. Bu ilginin sonucunda Kibrisin kaderi ge- Sl olarak Anadolunun kaderine tabi olmuştur. Türkler Anadoluya hakim olduktan sonra, bu tarihi denilebilecek zaruret dolayısıyla 1571 yılında Kıbrı- sı da hakimiyetleri altına almışlardır. Ada idaresinin 1878 yılında İnglitere- ye verilmesi de ayni zaruret sonucunda olmuştur. Zira türklerin 1878'de İngil- tere ile yaptıkları anlaşmanın gayesi, Adayı devretmekten çok, Anadolunun güvenliğini bir müttefik devletin yar- dımıyla arttırmaktı. Kibrisin Anadolunun güvenliği ba- kımından gösterdiği önem bugün de değişmemiştir. Türkiye ayni dış teh- like ile gittikçe daha çok karşı karşı- yadır. Bu tehlikeyi önlemek için NA- TO ve diğer ortak savunma andlaş- malarına katılmak zorunda kalmıştır. Kendi güvenliğini korumak için Tür- kiyenin NATO ve diğer savunma te- şekkülleri ile yaptığı iş birliğinde ve alacağı yardımlarda, güneydoğu kıyı- larımızın özel bir önemi vardır. Kıbrıs konusunu çok yakından bilen ve me- selenin gelişmesini her safhasında i- çinden izleyen bir uzmanın da dediği gibi, bu kıyılar Anadolunun güvenlik kapısıdır ve Kıbrıs, yakınlığı ve coğ- rafi konusuyla, bu kapının anahtarı- dır. Böyle bir önemi olan Kıbrısın durumunda vuku bulacak her değişik- lik Türkiyeyi yakından ilgilendirir ve bu değişikliklere Türkiyenin müdaha- lesi kadar tabii birşey olamaz. Kulağa Küpe Samimiyet! ro Kıbrıs o müzakerele- rinde türk heyetine başkanlık edecek olan Dişişleri Bakanı Fe ridun Cemal Erkinin söylediği şu- "— Konferansın neticesinden ümitvarız. Ben, daima ümitli bir insanım. Fakat her işte menfi payı da gözönünde tutmak lâzım- dır." Simdi, bir gazete bu habere nasıl bir başlık koyar ! Bir çok şekli vardır, değil mit Ama “"Er- kin, Londrada netice menfi Ode olabilir dedi” denilir mi? Denir, denir... Bir o partinin adı A4. P. olursa, onun basında lider diye Gümüşpala bulunursa. Kıbrıs gibi bir konuda Grup sözcü lüğü Gökhan Evliyaoğluna kalırsa o partinin organı da Son Hava- dis olur ve Son Havadis o ha bere bu başlığı koyar. Kıbrısın Türkiye için önemi yalnız güvenlik bakımından değildir. Bugün Kıbrısta 120 bine yakın türk yaşamak- tadır. Gene ayni uzmanın yazdığına göre, bunlar, 1571'de Adayı zapteden or- dudan o zaman terhis edilen 30 bin ka- dar askerin ailelerini Anadoludan geti- Rauf Denktaş Yanık bir bağır KIBRIS OLAYLARI rerek Adaya yerleşmeleri sonunda vü- cude gelen bir topluluktur. Sonradan bu topluluğa Kıbrısı imar ve İhya için Anadoludan gönderilen birçok sanat- kâr da, aileleriyle birlikte katılmıştır. Kıbrısta bu suretle kurulan türk top- luluğu tarih boyunca milliyet, din ve kültür bakımından Anadoludaki türk- lere bağlı kalmış, Anadolu türklerinin yaptıkları devrimleri benimsemiş ve sosyal hayat gelişiminde (o Anadoluyu yakından izlemiştir. Kıbrıs türklerinin anavatana bağ- lılığını anlatmak için uzun uzadıya kalem oynatmaya lüzum yoktur. Türk milli bayramları Adada da ayni heye- canla kutlanır, Kıbrıs türk gazeteleri bu bayramlarda özel baskılar yaparak Türkiyeye bağlılık ve özlem duygula- rını belirtirler. Kıbrıs türkleri tahsil- leri ve diğer her türlü işleri ve dert- leri için Türkiyeye gelirler. Lozan ba- rış andlaşmasıyla Kıbrıs İngiltereye bı- rakılınca birçok Kıbrıslı türk, yaban- cı egemenlik altında yaşamamak için, Anadoluya göçmüştür. Bunların sayısı kesin olarak bilinmiyorsa da Türkiye- de bulunan Kıbrıslı göçmenlerin sayı- sının 200 bini aştığı tahmin edilmek- tedir. Niçin taksim? Böylesine kuvvetli bağlarla bağlı ol- duğu Kıbrısı ve Kıbrıs türklerini, Türkiye, bir kader mücadelesinde tek başına bırakamaz. Hele bir kere mil- letlerarası bir anlaşmayla ve o kadar güçlükler bahasına elde edilmiş hak- ları, kuru gürültüye pabuç bırakarak mutluluklarım sağlamak bakımından, Zürih ve Londra andlaşmalarında ön- görülen hak ve garantileri daha da kuvvetlendirmek lâzımdır. Son olay- lar, bu gerçeği, hiçbir şüpheye yer bı- rakmayacak şekilde ortaya koymuş- tur. Makarios Kıbrıs türklerine verilen haklan genişletmeye, Türkiyenin ga- rantilerini okuwetlendirmeye ( elbette yanaşmayacak, tersine bunları ortadan kaldırmaya çalışacaktır. Üstelik, Kıb- rısta rumlarla türkler arasında geçen son olaylar artık iki topluluğun bir a- rada yaşamasını da son derece güç- leştirmiştir, Şüphesiz Türkiye, Hükü- metin plânına uygun olarak, gene "de iki topluluğun mevcut düzen içinde be- raberce yaşamalarını sağlamak için e- linden gelen gayreti (o harcayacaktır, fakat Makariosun ve rumların davra- nıştan ve son olaylar karşısında bu gayretlerin başarı kazanmasını bekle- AKİS/17