YURTTA OLUP BİTENLER başkan olarak yaptığı çalışmalar, özel- likle birçok temel kanunların - bu a- rada Kat Mülkiyeti, İcra ve İflâs, Yük- sek Hakimler Kurulu teşkili kanunları gibi kanunların - metinlerinin yazılıp hazırlanmasındaki o çalışmaları daima hatırlanmaktadır. Af Kanunu müna- sebetiyle (o Yassıada (omahkümlarının sujititimâl iddialarıyla ilgili dosyalarını baştan aşağı inceleyerek, âdeta ezbe- re, en ince ayrıntılarıyla hatırlaması da onun bazı çevrelerde takdir ve dik- katle izlenmesini sağladı. "Reformcu" özelliği hâkim gelen bir kabinenin Ku- rulması ve bunun daha çok gençlerden meydana gelmesi durumu ortaya çı- kınca da bu başarılı gencin kabineye alınması akla ilk gelen konu oldu. Oral, bir teşkilâtı - hele böyle, dün- yanın sayılı teşekküllerinden birisi ha- line gelecek olan bir bakanlığı- kur- mak görevinin omuzlarına yüklenme- lidir. İkisi Kolejde, biri ortaokulda o- kuyan üç çocuğu vardır. Boş zaman- larında müzikle uğraşmayı, saz veya akordiyonla memleket türküleri çalıp söylemeyi pek sever. Şimdi vakit bula- mamaktaysa da onun Lise çağlarını bilenler. Oralın 100 ve 200 metrede Bölge birincisi olduğunu hatırlamak- tadırlar... Yeni organizasyon Ganayi Bakanlığının Enerji Dairesi, Elektrik İşleri Etüd İdaresi, Eti- bank. Bayındırlık Bakanlığından Der- let Su İşleri ve İmar ve İskân Bakan- lığına bağlı İller Bankası yeni kurulan Enerji Bakanlığının çatısı altında bir- leşmektedir. Diğer yandan da "Tabii Kaynaklar" olarak Su, Kömür ve Pet- rol ile ilgili bütün teşekküller, bu ara- dı MTA Enstitüsü, Petrol Dairesi, Türkiye Petrolları Anonim Ortaklığı, Türkiye Kömürleri İşletmesi hattâ Ta- rım Bakanlığından Toprak-Su Genel Müdürlüğü de bu yeni büyük teşkila- tın çatısı altında toplanmaktadır. Özellikle enerji (| İşlerindeki türlü sürtünmeler. girişimler ve görev teca- vüzleri yüzünden birtürlü eksik olma- yan "sen-ben" kavgalarına artık "pay- dos diyecek muktedir ve yetkili bir Bankana sahip olmak, tartışmakla va- kit kaybetmektense iş görmeyi ve ge- ç kalmış vatanın geç kalmış "Kalkın- masının bir an önce gerçekleştirmeyi gönülden isteyen mühendislerin çok hoşuna gitmiştir. eo Uzun yıllardanberi çalıştığı halde çeşitli projelerde birçok hatalara düşmekten kurtulamayın İ. E. İdaresinin, asılında en üstün yetkilerle ve geniş bir kontrol imka- AKİS/14 nıyla techiz edildiği hâlde bir türlü bu görevini başaramayan Sanayi Bakanlı- ğı Enerji Dairesinin, enerjinin tâ Ken- disiyle uğraştığı hâlde şunu bunu go- cundurmaktan korktuğu için teşkilâtına göreviyle. orantılı bir şekil veremeyen ve bu yüzden gayretleri semeresiz ve teşkiltâı da kısır durumda kalan D.S.İ. nin, lindeki sınırlı sermayeye rağmen boyundan büyük işlere girişerek para- ların tükenmesiyle yarıyolda o kalıve- ren İller Bankasının bu aksak durum- ları da bu arada ele alınacak yepyeni organizasyon şemaları ve yepyeni ça- lışma nosyonları sayesinde bir düzene girecektir. Herhalde önümüzdeki gün- lerde Meclise sevkedilecek olan yeni Ferit Melen Reform yolunda Bakanlığa ait "Merkez Teşkilat Ka- nunu" birçok "hayırlı" havadisler ge- tirecektir. Kaya gibi İpönünün başında bulunduğu Üçüncü Koalisyon Hükümetinin güven o; AP liler için tam bir sürpriz oldu. Her ne kadar İnönünün başında bulunduğu bir hükümetin güven oyu alabileceğine kaani idiyseler de, gene de bu güven oyunun, ancak kıl payı farkla alınmasını arzu ediyorlardı. Geçen haftanın sonunda. Cumartesi ünü Meclis, alışılmamış şekilde kala- balıktı. CHP, teşkilâtın her kademesi- emir vererek, dışarda bulunan mil- letvekillerinin Meclise gelmelerini iste- mişti. Nitekim hasta olanlar, felçli bu- lunanlar ve güçlükle (o yürüyebilenler dahi, güven oyu için son derece has- sas davrandılar ve Meclise geldiler. Kuliste o gün CHP nin tam kadroyla bulunacağı katiyetle söyleniyordu. Saat 1045 de Başbakan İsmet İnö- nü Meclisin büyük kapısından girdi. Kolunda Tabii Senatör Osman Köksal vardı. Az geriden Cumhurbaşkanlığı kontenjanından senatör Sadi Koçaş geliyordu. Başbakan İnönü, Osman Köksal ile birlikte, konuşa konuşa, AP lilerin kulis yaptıkları koridora doğru ilerledi. Köksal burada Başbakandan ayrıldı. İnönü, Bakanlar Kurulu sıra- larına en yakın düşen kapının yanın- daki kanapeye otundu. Yalnızdı. Ce- binden küçük, siyah kaplı bir takvimli defter çıkardı ve son derece sâkin bir şekilde, bir takım notlar aldı. Baş- bakanın ilk defa kendi kısımlarında oturduğunu gören AP liler pek hayret ettiler. Nitekim bir AP li milletvekili. Milliyet gazetesi muhabiri Orhan To- katlıya şöyle dedi: — Paşa burada ilk defa oturuyor. Galiba oyları hesaplıyor .P. li milletvekiline kulak veren olmadı. Zira o sırada hemen herkes Başbakanla meşguldü. Birkaç açıkgöz fotoğrafçı, İnönünün nefis birkaç po- zunu yakaladılar. Az sonra, İnönünün bulunduğu yer hayli kalabalıklaştı. İ- nönü garsonu çağırdı ve kendisine bir çay ısmarladı. Birkaç dakika sonra da CHP li milletvekilleri İnönünün etra- fında toplandılar. Çok geçmedi. Özel Kalem Müdürü Necdet Calp geldi. Saat Il'e 5 kala Meclisin zilleri çal- mağa başladı. (o Milletvekilleri, nâdir görülen bir çoklukla salona dolmağa başladılar. O sırada salonda yayılan hava şuydu: İnönü Hükümeti güven oyu alacaktı ama, çok az bir farkla Nitekim AP li Halim Aras, bunu şöyle ifade etti: "— Paşa güven oyu alacaktır ama, ancak 5-10 farkla... Bu da istikrarlı hükümet» için kâfi değildir." Fakat tahminlerin hilâfına Paşa, 225 oyla salt çoğunluğu bile aştı. Saat tam II'de Başkan Fuat Sirmen oturumu açtı. Saat 11.25'de çekilen kura sonucunda Niğde ilinden oy ver- me muamelesi başladı. Oy vermeye gelenler arasında. CHP nin, bir müddet evvel kısmi bir felç ge- çirmiş, güçlükle yürüyen milletvekili Ali Rıza Ulusoy da vardı. Başbakan, bu milletvekiline özel bir ilgi gösterdi ve bir ara Bakanlar Kurulu sırasından kalkın, kendisine "hoş geldin" dedi.