F E Roketler Silâhlar yarışı (Gen ay Moskovada imzalanan “nükleer denemelerin kısmi olarak durdurulmasına ait anlaşma" dünya halk oyunda yatıştırıcı bir etki yaptı. Özellikle işten anlayanlar obugünkü nin ne yönde gelişeceğini merak et- mekten geri kalmadılar. Gerçekten de bugünkü oturumda hem elindeki çeşitli roketlerin sayın, hem de bunların bir savaş vukuunda düşman topraklarına ulaştırabilecek- leri nükleer tahrip gücü yönlerinden bariz bir üstünlük taşıyan Birleşik A- merikanın, atmosferde ve yakın uzay- daki nükleer denemeler yasaklandığı- na göre, bu üstünlüğünü devam ettirip ettiremeyeceği veya ne kadar bir süre için ettirebileceği hemen ilk akla gelen sorudur, Amerikalıların bu üstünlüğüdür ki son Küba buhranın- da Başkan Kennedy'ye son ve kesin sözü söyletmiş ve Krutçefe ricat ka- rarını aldırmıştır. Bütün bunlara rağ- ettirme gayretlerine vermek doğru bir örüştür. Sovyetlerin belirli roket ve nükleer harp stratejisi baştan beri büyük itme gücünü o sağlayabilen "dev" roketle- rin a eme ve yöneltilmiş, bu sa- azzam bir nükleer vurucu gü- cü bir. noktaya ulaştırarak darbe te- siriyle beraber psikolojik taktik ba- sarılar sağlamak amacına yönelinmiş- tir. Hattâ 1961 kış aylarında Novaya Zelmiya'da yapılan ve şimdi artık 60 Megaton -6 milyon ton TNT'ye denk tahrip gücündeki- olduğu bilinen "Süper bomba" denemelerinin başarı- ya ulaşması halinde dahi bunun nük- leer dengeyi bozacak esaslı hiçbir et- kisi bulunmadığı ozaman bilinmektey- di. Böyle bir bombanın takriben yan- sı kadar güçte, 24 megatonluk, bom- balara mâlik bulunan Amerikan Stra- tejik Hava Komutanlığı -SAC- tara- fından nükleer denemelerin izlenmesi, ve yapılan hesaplar sonucunda varı- lan gerçek şudur: Böyle bir bomba ötelerde yangınlara sebep olmakta, patlama- AKİS/22 N dan hemen sonra çıkan büyük ölçü- deki ısı enerjisinin hava molekülleri- ni parçalamasından meydana gelen "Ateş topu" nun çapı 6-7 kilometre- yi bulmakta, bombanın üzerinde pat- ladığı yerde 1,5-2 kilometre çapında ve 50-100 metre derinlikte bir çukur açılmaktadır. Özellikle yere yakın pat- lamalarda çıkan ve radyoaktivite yük- lü zerreciklerden ibaret bulutlar 40 - 50 kilometre yükseklikte bir alanı kap- lamakta, sonradan bu zerrecikler 350 - 500 kilometre yarıçap içersinde- ki bütün insanlari öldüren yağmurla- ra sebep olmaktadır. Eğer, rüzgârlar ve bulutların durumu müsait olursa bu yarıçap büyümektedir. Yukardaki izahattan anlaşılacağı gibi böyle, hattâ daha büyük, meselâ 60 megatonluk bir "Dev bomba" bir şehri değil, obir endüstri (o bölgesini -Ruhr havzası gibi- yakıp yıkmak ve tamamen yok' etmek için bile çok faz- la gelecektir. O halde bunun etkisinin daha çok; insan ve özellikle kütle psi- kolojisi üzerinde yapacağı "dehşet ve- rici" ve "panik yaratıcı" yönde ola- cağı tabiidir. Amerikalıların taktiği nükleer (güçleri gövyetlerin devâsâ dev roketlerle karşı tarafın şehir- lerine atıp dehşet saçarak savaşı ka- zanmak istemelerine mukabil ameri- kalılar bu lüzumsuz derecede büyük gücü orta büyüklükte hattâ hayli da- ha küçük parçalara ayırarak kullan- mak yolunu seçmiş görünmektedirler. Böylelikle de hem ellerindeki cidden "muazzam" nükleer tahrip gücünü en iyi ve yerinde bir şekilde kullanmak imkânlarını sağlamış, hem de roket- lerinin taşıma gücü yönünden Sov- yetlere oranla henüz geride oluşla- rının sonuçlarını kendi lehlerine çe- virmeyi başarmakla bir taşla iki kuş vurmuş olacaklarım hesaplamış olsa- lar gerek... Halen amerikanların elinde, muhte- mel bir nükleer savaşta kullanılmak üzere hazır durumda bekleyen 400 ton kadar, atom ve hidrojen bombaların- da kullanılan, ham madde -yani U- ranyum 235 veya saf Plütonyum - mevcuttur. Bu maddelerin kullanıl- masıyla (39 bin civarında harp başlığı yapılabileceği mış ve imalât temposu buna göre â- yarlanmıştır. Bunlardan 25 bin kada- rının 50 kilometrenin altında menzili bulunan "taktik" harp başlığı olduğu da bilinmektedir. Bu başlıklara en iyi Bir roket Al gülüm ver gülüm misal kara ordusunun halen kullan- makta olduğu - ordumuza da verilen - "Honest John" güdümlü mermileridir. Bunlarla bir kilotona -yani bin kilo- gram TNT'nin tahrip gücüne- eşit bir tahrip gücü sağlanabilmektedir ki bu da Hiroshima'ya atılan atom bombası- nın takriben 20de birine eşittir. Bu çeşit "taktik" bombalar (o radyoaktif kalıntılar bırakmamakta ve yalnız ya- kıp yıkma etkileri âdi bombalara oran- la pek büyük olduğu, ağırlıkları ise o oranda büyük olmadığından seyyar birliklerle uçaklarda ve bir de düşma- nın yapacağı güdümlü mermi saldı- rışlarına karşı koyacak koruyucu gü- dümlü mermilerde (o-yerden havaya fırlatılan "Nike-Herkules" lerde oldu- gu gibi- kullanılmaktadır Amerikalıların esas vurucu nükleer gücünü teşkil eden ve bir atom sal- dırısı karşısında misillemeyi sağlaya- cak olan - 7 bin dolaylarında tahmin edilen sayıdaki- (o "Stratejik" nükle- er bombaları ise genellikle I Megato- nun -bir milyon ton TNT'ye denk güç- üzerinde çeşitli boy ve tiptedir. Bunlardan başlıcaları şöyle sıralana- bilir: usun menzilli ve ses-üstü hı- zındaki ağır bombardıman jet uçak- taşınabilecek 24 megatonluk "Süper bomba"lar. Bunlar Sovyetlerin ülkesindeki dağınık ve Önemli endüst- ri merkezlerini bir anda yok etmek üzere imâl edilmişlerdir. e Sayılarının 1500 civarında olduğu sanılmaktadır. Yine utun menzilli, fakat hızı az B-47 ağır bomba uçakları için yapıl- mış bulunan 10 Megaton gücünde 2 bin