DÜNYADA OLUP BİTENLER A.B.D. Kavga sürüp gidiyor çen haftayı kapayan Pazar sabahı, Alabama eyaletinin Birmingham şeh rindeki zenci kiliselerinin birinde, be- yazlar tarafından konulduğuna hiçbir" şüphe olmayan bir bomba patladı. Bora. banın patladığı sırada kilisede din dersi almak için toplanmış, yüze yakın küçük zenci vardı ve zavallılar, başla- rına geleceklerden habersiz, papazı din- liyorlardı. Bomba patladığı zaman hep si şaşkınlık içinde önce yerlerinde du- rakladılar, sonra da çığlık çığlığa kapı- ya doğru koştular. Kırmızı tuğladan yapılmış kiliseyi toz duman kaplanış- tı, göz gözü görmüyordu. Yıkılan du- varların altından, toz duman dağıl- dıktan sonra, dört küçük zencinin ce- sedini çıkardılar. Yirmiden fazla ya- ralı da hastahaneye taşındı. Bilindiği gibi, Alabama, Amerikanın siyah-beyaz o ayrılığının (o kalkmasına şiddetle karşı duran Güney eyaletle- rinin en aşırılarından biridir ve beyaz- larla siyahlar arasında çekişmenin en şiddetlisine sahne olmaktadır. Alaba- ma Vali6i George Wallace bu Haziran ayında Yüksek Mahkemenin kararı- na meydan okuyarak Üniversitenin ka- pısına dikilmiş, siyahların Alabama Ü niversitesine yazılmasına bizzat engel olmaya çalışmıştır. Başkan Kennedy'- nin federal kuvvete (başvurması so- nunda o zaman gerilemek zorunda ka- lan wallace o zamandan buyana fir- sat buldukça gene kabadayılık göster- mekten geri kalmamaktadır. Valinin bu tutumu üzerine de okullardaki zen- ci - beyaz ayrılığının en güç kaldırıla- cağı eyalet, Alabama olacağa benzi- yor. Alabama okullarındaki irk çekişme- si, bu ayın başında, yeni okul yılının başlaması üzerine yeniden patlak ver- miştir. Mahkemelerin kararlarına uy- mak zorunda kalan okullar. kayıt için kendilerine başvuran zenci çocukları kabul etmişlerse de, bu sefer beyaz- lar zenci giren okulları boykot etmeye başlamışlardır. Geçen Pazar zenci ki- lisesinde patlayan bomba da, bu okul- lara kayıt meselesinden doğan o hu- zursuzluğun hunharca bir tezahürü- "Wallace'in de beyazları siyahların ebe. korumak için tedbir al- maktan başka birşey yapmadığı soru- luyor. Öyle anlaşılıyor ki wallace, Gü- neyde siyahlara karşı yulan hisleri istismar ederek İsim yapmak, hatta bir fırsatını bulursa Başbakanlık için aday lığını koymak niyetindedir. Fakat be- reket versin ki, ne bütün Amerika yal- nız Alabama ve benzeri eyaletlerden kuruludur, ne de Wallace'in arkasın- dan gidecek pek çok amerikalı vardır. Malezya İlletli doğan devlet eride bıraktığınız haftanın m da, artık sayısı 'yüzü aşan dün devletlerine bir yenisi daha katıldı. Adı Malezya olan bu devleti, her yeni dev- letin, doğuşunda olduğu gibi, bazıları sevinçle, bazıları da hiddetle karşıladı- lar. İşin fenası, Malezyanın doğuşuna kızgınlıkla bakanların başında (oObu genç devletin iki büyük komşusu, Fi- lipinler le Endonezya geliyordu. Bilindiği gibi. Malezya, Malaya ile eski İngiliz sömürgelerinden Singapur, Sarawak ve Kuzey Bomeo'nun bir- leşmesiyle kurulan bir federasyondur. Sarawak ve Kuzey Borneo, büyük kıs- mı Endonezya yönetimi altında olan Bomeo adasının üzerinde bulunuyor- lar. Endonezyaya göre bu iki ülkenin halkı İngilterenin Güney Doğu As- General De Gaulle Kendi başına buyruk yadaki nüfuzunu devam ettirmek için kurduğu Malezya Federasyonuna de- gil, Endonezyaya katılmak istiyorlar. cılığını istemektedir!.. Filibinlere gelin- ce, onun da Kuzey Borneo'da gözü vardır. Malezyanın doğmasıyla birlikte Gü- ney Doğu Asyada beliren yeni an- laşmazlıklar, eğer barışçı yollardan çö- zülmezse, bu bölgede dünyanın başını ağrıtacak bir sürü olay çıkacağına şüphe yoktur. Bir kere, Endonezya ile Malezya arasında çıkacak silâhlı bir çatışma, Birleşik Amerikayı çok Zor durumda bırakacaktır. Çünkü Birleşik Amerika bir yandan Endonezyaya ö- nemli askeri yardım yapmaktadır, di- ger yandan da Malezya Federasyo- nunun kurususu olan İngilterenin Ma- lezya politikasını desteklemektedir. Ni tekim Malezyanın kuruluşunu ilk ta- nıyanlardan biri de Washington ol- muştur. Silâhlı bir çatışma (çıkarsa iki devlet arasında bir seçim yap- mak zorunda kalacaktır. Bundan baş- ka, Malezya devletinin sınırları içinde yaşayanların yalnız yüzde kırkı mala- yalı, buna karşılık yüzde kırk ikisi çin- lidir. Pekin bu durumdan faydalana- rak Malezyayı kendi nüfuzu altına al- mak için büyük gayretler sarfediyor. Bu ülkeyle Endonezya arasında çıka- cak bir çatışmadan en çok Komünist inin ekmeğine yağ süreceğinden şüp- he edilmemelidir. Fransa Büyük başın büyük derdi EC .; konuşmayı pek sevme- yen uzun boylu, sarışın adam, etra- fını çevreleyen, muhabirlerin bütün ısrarlarına rağmen "Bu konuda hiç- bir şey söyliyemem" dedi. "Evet, 5 E- kimde Waşhington'a gidip Amerikan Dışişleri Bakanı ile görüşmeler yapa- cağım, fakat görüşmelerin konusu hakkında birşey söylemeye yetkili de- gilim." Gazetecilerin (o sorularını -cevapsa bırakan uzun boylu diplomat, Fransız, Dışişleri Bakam Couve de Murville'di ve kendisi ketum davranmakta ne kadar ısrar ederse etsin, wastington'a gittiği zaman amerikan idarecileriyim Fransa ile Amerika arasındaki görüş ayrılıklarını görüşeceğini herkes açık- ça biliyordu. Fakat ne var ki, hiç kim- se bu görüş ayrılıklarının Öyle bir görüşme ile giderileceğine inanıyor de- AKİS/19