“Tarihi Epidanros Milletler eserleriyle yaşar Atina Epidauros Festivali ağımızın en üstün yönü, şüphesiz bir hız çağı olmasıdır. Bu hızın, herkes gibi, tiyatrocular için de fay- dalı tarafları var. Birgün, Avrupanın herhangi bir köşesinde, bir tiyatro temsiline yetişmek istediniz mi, prog- ram iyi hazırlannuş, uçak tarifeleri de size ihanet etmemişse, sabah yola çıkar, akşama temsili görür, ister- seniz ertesi gün de evinize dönebilir- SİNİZ. AKİS'in tiyatro yazarı için de öyle oldu. Epidauros Festivali için, oldukça geç bildirilen bir davete i- cabet etmek gerektiğinde ve, ortada bu Festivalin programı olmadığı için ertesi gün son temsilin verileceği an- laşıldığında, sabahleyin ilk (ouçakla İstanbula, oradan öğle vakti kalkan bir başka uçakla Atmaya, oradan da otomobille 172 kilometre uzakta, Ko- rintihog kanalının güneybatısındaki Epidauros'a tırmanmak gerekti. Ama bu son temsile rahat rahat yetişildi. O kadar rahat ki, iki uçak yolculuğu arasında, İstanbulda, iki saate yakın dinlenmek, Atinaya — saat farkın- dan dolayı — havalandıktan beş da- kika sonra inmek, öğle yemeğini Vu- lağmeni kıyısında yepyeni bir turistik otelin plâjına bakan bir terasta ye- mek —hattâ kısa bir siyaset yapmak — ikibuçuk saatlik bir otomobil 'yolcu- luğundan sonra Nauplion'da kalına- cak otelle yerleşmek, orada bir duş aldıktan sonra gene otomobille 29 kilometre ötedeki Epidauros açık ha- va tiyatrosuna, temsilden yarım saat önce, ulaşmak kaabil oldu. Antik çağan en güzel tiyatrosu pidauros tiyatrosu, aynı adı taşı- İİ) van ve tıp tanrısı oAsklepios'un yurdu olan eski Argos şehrinin ya- nıbaşındadır- Ünlü Asklepios tapına- gı ile, İsadan önce IV. yüzyıldan iti- baren gitgide daha büyük bir ün ka- panan eski Epidauros'a hastalar, her yıl, hacca gider gibi binlerle gelirler, hallerine vakitlerine göre tapınağa çeşitli sunular bırakırlar, hastalıkla- rının geçeceğine inanarak da döner- lermiş. Bugün bile Asklepios tapına- ğını binlerce yerli yabancı "turist Zi- yarete geliyormuş. Bu sayede büyük bir gelişme gösteren eski Epidauros yalnız bir kutsal tedavi merkezi ola- rak kalmamış, tiyatro ve atletizm yarışmalarıyla da eski Yunanda ün salmış, bir kültür merkezi halini al- makta da gecikmemle. Şimdi kalıntıları restore edilerek antik dramların oynandığı oEpidau- ros tiyatrosunun plânını, ikibinüçyüz —l4-17 bin kişilik— açıkhava tiyat- rosu eski Yunandan kalan en iyi ko- runmuş, aynı zamanda en güzel, en ahenkli anıtlardan biri ve yuvarlak orkestra yeri olan tek tiyatrodur. Bi- lindiği gibi ilk antik tiyatroların özel- liklerinden biri buydu ve, başlangıçta, oyun bu yuvarlağın içinde oynanıyor- du. Epidauros tiyatrosu taştan yapıl- mıştır, seyircilerin oturduğu konkav amfi 56 basamaklıdır ve yatay bir geçit kuşağıyla iki bölüme ayrılmış- tır. Ön bölümdeki sıraların arka bö- lümdeki sıralardan on santim, kısa oluşu, buralara minderler konularak oturulduğunu tahmin ettirmektedir. Üst bölümdeki taş sılaların da dik bir şekilde yatık oluşu, Polykletos'un elde ettiği o hârikulâde akustiğin sır- larından biri sayılıyor. Gerçekten de Orkestra yuvarlağında (o sanatçıların nefes alışları bile en tepedeki 55. sı- radan rahatça duyulmaktadır... On yıllık çaba.. 954 de, o zaman Yunan Devlet Ti- 1 yatrosunun genel müdürü olan Di- mitri Rondiris — geçen yıl Piraikon tiyatrosuyla Ankara ve İstanbul se- yircilerine unutulmaz temsiller sun- muş olan büyük tiyatro adamı — an- tik Yunan dramını canlandırmanın onu eski kaynağına, eski tiyatrolarına götürmekle olacağını ilk ortaya atanlardan biri olmuştur. Rondiris bu alanda ilk de- nemeyi Epidauros'ta 1954 yazında, Furipides'in "Hippolytos" uyla ver- miş, bu denemenin kazandığı başarı, ertesi yıl, Epidauros Festivalinin ku- rulmasını sağlamıştır. Önümüzdeki mevsim onuncu yı- ını kutlamıya hazırlanan bu Festi- vali, Yunan Devlet Tiyatrosu, şimdi en kudretli, en tecrübeli rejisör ve komedyenleriyle yürütmekte, her yıl antik repertuvarın yeni yeni eserle- rini sahneye çıkarmaktadır. Amaç, en kısa zamanda, bütün antik trajedi ve komedi şairlerinin oyunlarını bir bir ele alıp sahneye koymak, oynan- mamış oyun bırakmamaktır. Şimdiye kadar ünlü trajedyen ve rejisör Ale- xis Minotis yedi, yakından tanıdığı- mız Takis Muzenidis de beş antik dramı burada, yepyeni mizansenler- le, sahneye koymuşlardır. AAtinadaki merkezinden bu kadar uzakta, yoru- cu bir kış mevsiminden sonra, yaz aylarının en kavurucu alçaklarında, yeni oyunlar çıkarmak için rejisör- regrafları, sanatçıları, korosu (o ve leri, dekoratörleri müzisyenleri, ko- regrafları, sanatçıları, korosu ve teknisyenleriyle Epidauros'a göç eden Yunan Devlet Tiyatrosunun antik dram alanındaki çalışmalarına hay- ranlık durmamak mümkün değil. AKİS/27